Muhalefetin zulmü

Başbakan yine şiir okumuş. Mehmet Akifin şiiri. Başbakan, bu şiiri neden okumuş, anlayamadım. Halkımıza zulüm mü yapılıyormuş. Muhalefet mi vatandaşa zulüm yapıyormuş. Baykal adam mı öldürmüş. Başbakan bu zulüme, kahramanca karşımı geliyormuş? Bu olaylardan bizim niye haberimiz yok? Nerede oluyor bütün bu olanlar? Mehmet Akif, ta o günlerden, bu günleri görerek mi yazmış bu şiiri?

Demek ki, halkımız zulüm çekiyormuş ki; Başbakan bu şiiri okudu. Başbakanın bir bildiği vardır elbet. 20 milyon işsiz, 20 milyon dar gelirli, emekli, yoksul, perişan, varsa, elbette zulüm vardır. Tüm bunların üstüne, bir de ekonomik kriz eklenmişse, elbette zulüm vardır. Biz, bütün bunlar iktidarın iş bilmezliğinden kaynaklanıyor sanıyorduk. Ama kazın ayağı öyle değilmiş. Bütün bunların sebebi, muhalefet. Başbakan bu acıklı şiiri okumasa, bizim hiç bir şeyden haberimiz olmayacaktı. Demek ki, koyun gibi ümüğümüzü sıkan muhalefetmiş.
Şimdi ne olacak? Bu münafık muhalefetten, külliyen kurtulmanın bir yolu yok mu. Mehmet Akif bunun için bir şiir yazmamışmı. Kubbeleri miğfer, minareleri süngü yapıp, muhalefetle savaşa girmeyecekmiydik? Ne oldu, süngü mü yetmedi. Ergenekocular bir yerlere gömmüşlerdir. Tez aranıp buluna.

Başbakan, Baykala demiş ki: "Çek elini, askerin, polisin, yargının üstünden." Üniformalı siyaset yapma. Sivil muhalefet yap. Baykalın üniformalı olduğunu da öğrenmiş olduk. Emekli Albaymıymış, neymiş. Babası da, seferberlikte Mülazım onbaşısımıymış ne. Geçen gün, çınarlı kahvede konuşulurken duymuşlar. Ergenekoncular, darbe yapmayı başarsalarmış, Baykal, üniformasını giyip, başa geçecekmiymiş, neymiş. Vay, vay, vay, ülkede kazan kaynıyor, haberimiz yok. Mehmet Akifin şiirleride olmasa, hepten uyuyacağız.

Emekli, dar gelirli, işsiz, yetim, gariban.

Baykalın bu zulmünden, kurtar bizi Başbakan.

Sıkıldı ümüğümüz, akıyor sümüğümüz

Hep böylemi geçecek, şu kısacık ömrümüz.

Bu şiiri Mehmet Akif yazmamış. Bunu ben yazdım. Umarım Başbakanın eline geçer. Bir konuşmasında da bunu okur.