- Kategori
- Siyaset
Muharrem İnce ya da aranan kan mı?

Erdoğan’ın kurmaya çalıştığı gerici diktatörlük, Cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanarak önemli bir kavşağı daha geride bıraktı.
Cumhuriyetin modern kazanımlarını kaybetmek istemeyen geniş yığınların bir ilkeden çok bir diktatörün tahakkümüne karşı oldukları için destek verdikleri CHP’ den umutlarını kaybetme süreci olarak da okuyabiliriz son seçimleri. CHP’yi kerhen destekleyen milyonlarca insan sonunda ya sandığa gitmeyerek ya da Demirtaş’a oy vererek şerrin ehvenini seçmediler. Erdoğan’a karşı oldukları kadar Gül’e benzeyen bir köşk adayına da tıpış tıpış oy vermeyiz diyerek CHP muktedirlerine karşı durdular. Olabilecek en kötü sonuç gerçekleşti ve İki turlu seçim ilk turda kaybedildi. AKP seçmeninden de oy almak için bulunan adayla “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olundu.” Dört başı mamur bir yenilgi cephenin komutanları tarafından görülmediği gibi zafermiş gibi de yansıtılma çabası tek kelime ile utanmazlıktı. Fakat böylesine bir yenilgiyi bile gör-e-meyen CHP politbürosu büyük bir pişkinlikle seçim sonuçlarının bir yenilgi olduğunu kabul etmediği gibi gerçekleri söyleyenleri de susturmaya çalıştı. Başarısızım, o halde istifa ediyorum demesi gerekenler “Kral Çıplak” diyenlere “Ya biat et, ya terk et” dediler. Zira güçlerini, merkezden dağıtacakları vekillik, reislik, encümenlik ve diğer iktidar aygıtlarının kırıntılarından alan küçük derebeyleri, kurdukları kalelerin surlarını tahkim ettiklerinden emin olmanın özgüveni ile küçük birer Tayyip Erdoğan kesildiler. Yenilginin nedenini: İnsanların sandığa gitme heyecanını kıran, kendi sağcı politikalarında değil, onların yanlışlığını dile getirenlerin oyunbozanlığında aradılar. Bu politikaları desteklemeyen halkı, gücü kendinden menkul “ulusalcılar” yüzünden kafası karışıp sandığa gitmediği ya da şezlonglara sarılmış aymazlar olarak küçümsediler. Düşman böylece tespit edilince de tasfiyeci bir genel kurultayla meydan okudular. Nasılsa göbekten bağlı bir örgüt kurulmuş, 1200 delegenin kahir ekseriyetinin biatı alınmıştı. Kim böyle bir durumda bu umutsuz kurultayda genel başkanlık yarışına çıkabilirdi ki...
Tarih, böyle buhranlı anlarda ortaya çıkıp yüreğini koyan bir kahramanlık öyküsüne gebeydi. Böyle anlar da “Kral Çıplak!” demek yeterli değildir, çıplak olduğunu bilmeyen krala isyan ettiğinizde tarih defterinin küçük bir satırına yazılabilirsiniz.
Yenildikçe iktidarını tahkim eden bir merkezi örgüte karşı, isyan eden bir yüreğin manifestosunu gördük CHP kurultayında.
“Başbakan Kemal” nidaları altında yürekten, “Halkın direnişini örgütlemek için buradayım!” diyen Muharrem İnce isyanı örgütlemeye başlamıştır.
Aranan kan bulunmuştur.