Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Muhsin Yazıcıoğlu!

Muhsin Yazıcıoğlu!
 

Son gelen haberlerle birlikte yaşamını yitirdiği, hayatını kaybettiği bir sır değil artık.

Sevenlerine sabır dilemekten öteye söylenecek bir söz yok.

Muhsin Yazıcıoğlu bu ülkede yaşanan birçok acı olayın önemli bir aktörüydü.
Özellikle 12 Eylül 1980 öncesini yaşayanlar ve aynı dönemi irdeleyenler için Muhsin Yazıcıoğlu ismi çok şey anlatıyor olsa gerek.

1970’li yılların o kanlı günlerinde kendisini milliyetçi cephede konumlandırmış ve üstlenmiş olduğu görevlerle bir döneme damga vurmuş önemli bir isimdi Muhsin Yazıcıoğlu.

Muhsin Yazıcıoğlu ismi biz solcular için pek de güzel şeyler çağrıştırmıyor.

Muhsin Yazıcıoğlu ismini okuduğumda veya duyduğumda ilk aklıma gelenler, kahve taramalar, Ülkücü Komando Kampları, Kemal Türkler, Savcı Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Bedri Karafakioğlu, Ümit Kaftancıoğlu, Abdi İpekçi, Yedi TİP’li öğrenci, Balgat, 16 Mart, Sivas, Maraş, Çorum v.s.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun Ülkü Ocakları Başkanı olduğu ve yardımcısının Abdullah Çatlı olduğu 1977 ve 1978’li yıllar ülkenin en feci düzeyde kanlı günler yaşadığı dönemlerdi.

Gencecik insanlar bir hiç uğruna, birileri tarafından sokak ortasında öldürülüyor, sokaklar kan gölüne dönüyor ve hiç kimsenin hayat garantisi söz konusu dahi olmuyordu.

Ülke aydınları, gazeteciler, bilim adamları türlü suikastlara kurban gidiyordu.
Devletin sivil kolluk gücü olarak kendisini siyaset sahnesinde konumlandırmış olan Ülkücü gençler 1980 öncesinde birçok kanlı olayın baş figüranı konumundaydı.

Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Mehmet Ali Ağca, Oral Çelik, Mehmet Gül, İbrahim Çiftçi, Bünyamin Adanalı, Ali Yurtaslan ve sayabileceğimiz daha birçok isim.
İşte Muhsin Yazıcıoğlu yukarıda ismini saydığımız ve birçok kanlı olayın figüranı ve aktörü olan ülkücü gençlerin şefiydi.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra, darbe, ülkücü gençleri de silindir gibi ezip geçti.

İşte bu dönemde Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış olan Muhsin Yazıcıoğlu’da darbeden nasibini alanlardan oluyor ve 7, 5 yıl ceza alıyordu.

Aldığı cezanın 5, 5 yılını hücrede geçirmiş Muhsin Yazıcıoğlu.

Ülkücü gençleri darbe şok etmişti.

Çünkü darbenin kendilerine dokunmayacağını sanıyorlardı ve kendilerini devletin şaşmaz sahibi olarak niteliyor, kendilerine devleti koruma misyonu biçiyorlardı.
Darbe kendilerine dokununca ne olduğunu anlamadılar ve kimi arkadaşları idam edildi, kimisi ağır cezalara çaptırıldı ve cezasını tamamlayıp da içeriden çıkan ülkücüler son derece absürt denilebilecek bir laf ediyorlardı.

“Devlet bizi kullandı” .

Bu lafı edenlerden biriside Muhsin Yazıcıoğlu’ydu.

Solcu gençler ise bu laflara acı ile güldüler.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne yüreğim “cız” etti mi?

Evet.

Yok, yere ölen herkes için yüreğimde bir acı oluşur.

Muhsin Yazıcıoğlu içinde yüreğimde bir acı oluştu ama 1980 öncesi ölen onca gencin yüreğimde açtığı yaranın onda biri bile değildir bu acı.

Şimdi dönelim bu günlere ve bir Ergenekon hadisesidir almış başını gidiyor.
İddianameler arka arkaya yayınlanıyor.

Özellikle Ergenekon sürecinde dikkatimi çeken en önemli noktalardan biriside MHP ve BBP’nin sanki bilinçli olarak bu sürecin dışında tutuluyor olmasıydı.
Ergenekon sürecini doğru okuyabilmek için, gerek 1980 öncesini çok iyi kavramak, gerekse de şu son yıllarda yaşanan olayların tahlilini doğru yapmak gerekiyor.

Örneğin; Rahip Santoro cinayeti.

Örneğin; Malatya Zirve Yayınevi katliamı.

Örneğin; Hrant Dink cinayeti.

Dikkat ederseniz bu cinayetlerin gelip dayandığı nokta BBP ve onun paramiliter gücü olan Alperen Ocakları oluyor.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=138166

Linkini vermiş olduğum bu yazıyı 16.10.2008 tarihinde yazmışım ve Hrant Dink cinayetinde yargılananların BBP ile olan ilişkisine vurgu yapmışım.

Muhsin Yazıcıoğlu sırları ile birlikte gitti.

Konuşmadı.

Bildiği ve tam da ortasında olduğu o denli çok olay vardı ki, kim bilir, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü birilerinin rahat etmesine neden olacaktır.

Komplo teorilerine rağbet etmesem de şu noktayı çıtlatmayı gerekli görüyorum.
Acaba Ergenekon süreci BBP’ ye doğrumu uzanacaktı?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..