Muhteşem Yüzyıl

Ben muhteşem Yuzyıl dizisini büyük bir keyifle izliyorum. Hatta Çarşamba akşamlarını iple çekiyorum. Bana veya halkıma bir zararı olacağını da sanmıyorum. Dolayısıyla kalkmasını da istemem. Malüm Başbakan bu dizinin kaldırılmasını istedi, hatta yargıya falan filan. Tabi benim istemem le Başbakan’ın istememesi arasında fark var. Ben Yalova Kaymakamı bile değilim, onun söylemlerini ise bazı kişiler emir telakki edebilirler.

Sonra bu konu TV de tatışma proğramlarında tartışıldı. Bir tanesini ben de bir kısmını dinledim. Altan Öymen, Nagihan Alçı, Prof. Emre Kongar, Nazlı Ilıcak  vardı. Nagihan Alçı sordu, dedi ki, “filmin konusu Atatürk olsaydı, yine Başbakana aynı eleştirileri yöneltirmiydiniz” dedi. Konuşmacıların reaksiyonu şöyle oldu, dediler ki, “konunun Atatürk’le ne alakası var, konu Başbakan’nın tavrıdır. Ben de başka türlü bir cevap vermelerini beklemiyordum. Tamı  tamamına beklediğim cevabı verdiler.

Efendim, konunun tabiki Atatürk’le hiç bir ilgisi yok. Atatürk’le ilgili soru konuyla ilgisi olduğu için değil, konuşmacıların konuya objektif bakıp bakmadığını test etmek için sorulmuştur. Bu önemlidir, konunun kendisiyle ilgili değildir ama eğer konuşmacılar konuya tarafsız yaklaşıyorlarsa varacakları sonuç daha güvenilirdir, eğer objektif bakmıyorlarsa varacakları sonuç daha az güvenilir olacaktır.

Şimdi olayı kısaca analiz edelim. Konuda üç öğe var;

1. Söz konusu film (veya dizi), filmin konusu ve içindeki karakterler (tarihi lişiler)
2. Başbakanın bu diziye karşı tavrı, beyanı, bu tavrın hukuk, demokrasi vs açılarından analizi ve değerlendirilmesi,
3. Konuşmacıların, Başbakan’ın bu tavrını değerlendirmeleri.

Burada gerek Başbakanın tavrının gerekse konuşmacılarının yaklaşımlarının objektif, tarafsız olup olmadığını anlamak için çok basit bir soru sorabiliriz, o da şudur;

1. Filmin içindeki kişi “X” değil de “Y” olsaydı Başbakan aynı reaksiyonu gösterirmiydi, eğer göstermez idi ise Başbakanın olaya yaklaşımı da objektif değildir diyebilirsiniz.
2. Filmin içinde ki kişi “X” değil de “Y” olsaydı, konuşmacıların Başbakanın tavrına reaksiyonları aynı olurmuydu. Eğer aynı olmazdı diyorsanız o zaman şu sonuca varabiliriz, konuşmacılar  konuya bitaraf bakmadıkları, bitaraf ve objektif yaklaşmadıkları için varacakları sonuç da bilimsel, objektif ve muhtemelen doğru olmayacaktır, dolayısıyla dinlememe bile gerek yok.

İşte olaya bu açılardan baktığınızda, Nagihan Alçı’nın sorduğu sorunun aslında çok yerinde olduğu ve dinleyicilerin bu soruya verecekleri  cevaba gore açık oturumun devamını dinlemeye veya dinlememeye karar vermelerini sağlaması bakımından yerinde ve faydalı bir soru olduğu kanaatindeyim.

Ali Adnan İnal

Kasım 2012