- Kategori
- Edebiyat
Mütevazılık abidesi bir şair Cafer Demirtaş

Şair Cafer DEMİRTAŞ
A- Bazı amatör ressamlar profesyonellerden çok daha üstün yapıtlar üretirler; ama evrensel değerleri birkaç kuşak sonra ancak anlaşılır, çünkü sanat eleştirmenleri ve müzayedeler popüler kültüre hizmet yarışındadırlar...
B- Bazı edebiyatçı yazarlar 30-40 yıl okur okur okurlar; okuduklarını içselleştirirler; arada bir esinlenip notlar alırlar ve sonra bir gün bir içses duyarlar; “Tamam, evrensel jürinin beğeneceği bir yapıt yazabilirim artık” der o ses; böylece hem çağının kuşaklarına, hem belki de gelecek 500 yıl boyunca tüm okuyan insanlara okuttururlar kendilerini...
C- Bazı tarih yazarları -tarihçi olmadıkları hâlde- bizi yüzyıl/lar öncesine veya sonrasına götürür ve o çağı "zihnimizdeki televizyon ekranı”nda izliyormuşçasına hayal etmemizi sağlarlar...
D- Bazı şairler ise,
1- öykü, şiir, roman, tarih, felsefe dalında okunması gerekenleri okumuşlardır;
2- kendi kuşağına ve geleceğe inatçılık, direnç ve aşk aşılama güdüsüyle dopdoludurlar, ama kendilerini piyasaya vurmazlar;
3- sözcüklerle müzik yazarlar, çünkü dizelerini okuyunca bir oratoryo dinlemiş gibi olursunuz;
4- çekiçle felsefe yaparcasına çekiçle edebiyat yaparlar;
5- okurlarında neredeyse ürkütücü bir aydınlanma dürtüsü yaratırlar;
6 bize tuttukları aynada kendi içsel karanlıklarımızı ve terk edilmiş duygularımızı/değerlerimizi gösterirler…
İşte ben böyle bir şairi tanıyorum; adı Cafer DEMİRTAŞ.
O hep şairdir; “Cafer Demirtaş” olduğuna hiç rastlamadım; çünkü kendini bilinçli bir sonsuzluğa bırakmıştır…
Facebook’taki son iletisi:
Sen tanışmamışlığımızı ver bana
Ben kireç kokulu düşlerimi alıp gideyim
Sen beyhude uçurumlarına tutun
Ben şarabi yalnızlığıma.
Ömrüm tenha ve utangaç
Ömrüm kuytuda saklı bir şiirdi.