Mutfakların taçsız kraliçesi: Sarımsak

Altın kadar değerli olduğunu düşünenler ona “Beyaz Altın” derler. Rahatsız edici kokusuna rağmen bir gül kadar özel olduğunu düşünenler ona “Kötü Kokulu Gül” derler.

Kimi krallar, narsizmin doruklarında iken, kendini ulaşılmaz kılmak için sarımsak yerdi.

Homeros’un eserin “Odysseus”ta Tanrı Hermes büyücülerden sakınmak için Ulyys’e sarımsağı tavsiye eder. Nazardan sakınmak için evlerin duvarlarına sarımsak asmak günümüze kadar gelmiş bir gelenektir.

Eski Mısırlı’ların sarımsak üzerine yemin ettikleri ve Tanrılarına armağan olarak sarımsak sundukları söyleniyor. Yine Mısırlıların piramit yapımında çalışan işçilere onları salgın hastalıklardan korumak ve vücutlarının dirençlerini arttırmak için sarımsak yedirdiği tarihsel belgelerle doğrulanıyor.

Doktorların babası Hipokrat, idrar söktürücü, yumuşatıcı ve kadınların muayyen dönemlerini düzenleyici bir ilaç olarak kullanırdı.

Tıp çevrelerince sayısız pek çok hastalığa iyi geldiği söyleniyor. Bazı faydaları tıbben doğrulanmamışsa da, insan vücudunun direncini arttıran doğal bir antibiyotik olduğu kabul ediliyor.

“Fakirin doktoru” da denilen sarımsak, maddi imkânları doktora gitmeyi el vermeyen insanların bolca tükettiği bir doğal ilaç..

Bugün sarımsağın kabul gören etkilerinin başında; yüksek tansiyonun kontrol etmesi, damar sertliğine engel olması, kolesterol düzeyinin düşürülmesi, bağırsak kurtlarından temizlemesi, kan şekerini düşürmesi ve derinin hızla yenilenmesini sağlaması geliyor.

Fransız şifalı bitki uzmanlarından Magrice Messegue “Şifalı Otlarım” kitabında “Nerede sarımsak varsa orada sağlık, nerede sağlık varsa orada sarımsak vardır” diyerek sarımsağın faydalarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Sarımsağın kötü kokmasının, içinde bulunan kükürt’ün hava ile karışmasından kaynaklandığı söyleniyor. Uzmanlar sarımsağın soyulur soyulmaz tüketilmesinden ziyade, 5-10 dakika bekletilip öyle tüketilmesini tavsiye ediyor.

Leo Buscaqlia, çocukluk yıllarını anlattığı bir kitabında annesinin her sabah kendisine zorla yedirdiği sarımsak yüzünden arkadaşlarının onunla oynamak istemediğini ve yalnız bir çocukluk geçirdiğini itiraf eder.

Bugün İsveç Hükümeti, sarımsağın çocuk felci riskini azalttığı için tüm çocuklara sarımsak yedirmeyi alışkanlık haline getirmeyi aşılıyor.

Güzel bir haber ki; artık kokusundan rahatsız olan ve ama şifasından faydalanmak isteyenler eczanelerden sarımsak hapı bulabiliyor.

Dünya mutfağında eşsiz tatları bütünleyen bu taçsız kraliçe, Türk Mutfağında da olmazsa olmaz bir baharat.

Türk içkisi olarak bilinen rakının keskin anason kokusuna çok yakışan mezeler sarımsaksız olmaz..

Yoğurt, nane ve sarımsaktan oluşan “Haydari” mi denemek istersiniz, yoksa haşlanmış sebzelere, biraz limon, biraz zeytinyağı ve sarımsak mı?

Bayatlamış ekmeklerinizi biraz zeytinyağı, kekik ve nane karışımı sürüp fırına atmak mı, yoksa fırınlarda kolayca bulabileceğiniz ekmek hamuruna ekleyip sarımsaklı ekmek yapmak mı?

Küçük bir tavada yağ, sarımsak ve küp şeklinde kesilmiş ekmekleri kızartıp içimizi ısıtan çorbaların üstünü süslemeye ve lezzetini arttırmaya ne dersiniz?

İşte size ev işi kanepe.. Biraz domates, biraz biber salçası ve bolca baharata, ince kıyılmış ceviz ve sarımsağı bir güzel karıştırıp tarator haline getirin.. Ekmeğe sürdükten sonra da afiyetle yiyin.