Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mutlu Toplum

Mutlu Toplum
 

2016 yılı toplumsal mutluluk endeksimiz %61,3'muş!


İşinizi kaybetmediniz, birikim yapıyorsunuz, borçlanmadınız, ikinci bir işte çalışma ihtiyacı duymuyorsunuz, ailenizden destek almaya başlamadınız, harcamalarınızı maksimum derecede kısmadınız, alım gücünüz azalmadı, aile bireylerinizden işsiz kalanlar olduğu için destek olmuyorsunuz, zorunluluk nedeni ile arabanızı satmadınız, var olan birikimlerinizi harcamadınız, Salt günü kurtarmak için kredi almadınız, kredi kartınızı son limitine kadar kullanmadınız, daha da yoksullaşmadınız, sosyal faaliyetleriniz azalmadı, tatile gidiyorsunuz, ailenizle yeteri kadar ilgileniyorsunuz, aile bireylerine karşı saldırgan ve öfkeli bir tutum içinde değilsiniz, aile bireyleriyle iletişiminiz bozulmadı, boşanmayı düşünmüyorsunuz, can ve mal güvenliğinizden endişe duymuyorsunuz, yaşadığınız şehri ve ülkeyi terk etmeyi düşünmüyorsunuz, bir ebeveyn olarak görevinizi ve sorumluluklarınızı yeteri kadar yaptığınızı düşünüyorsunuz,

Dikkat sorunu yaşamıyorsunuz, çabuk sinirlenmiyorsunuz, kendinizi kontrol edebiliyorsunuz, psikolojinizde ani değişiklikler olmuyordur, İnsanlara ve kendinize olan güveniniz azalmamıştır, İntihar etmeyi düşünmüyorsunuzdur, Uykusuzluk çekmiyor, sigara ve alkol tüketiminiz artmadı, işten atılma stresi ve korkusu yaşamıyorsunuz, sürekli ve şiddetli baş ağrısı çekmiyorsunuz, gelecekten umutlusunuz, kendinizi sürekli yorgun hissetmiyorsunuz, mide rahatsızlığınız ve kalp sorunlarınız ile psikolojik sorunlarım artmamıştır, Mutlu ve sağlıklı afiyettesinizdir umarım.

Mutluluk, iyilik durumudur. Uygarlığın amacı bireysel mutluluğu sağlamaktır. Tarih boyunca bireyler mutlu olmak için çaba harcamış, toplumlar bunu sağlamak amacıyla düzenlenmiş, örgütlenmiş, toplumsal, ekonomik yönetim biçimleri geliştirmiş, kültür ve sanatı içeren çağdaş uygarlık düzeyini oluşturmuşlardır.

Demokratik yönetimde politikacılar devlet işlerini çağdaş, dengeli, düzenli, uyumlu, çatışmasız, sürtüşmesiz bir şekilde yürütmek sorumluluğunu taşırlar. Uyguladıkları politikada toplumun huzuru, mutluluğu, değişmesi, dönüşmesi, gelişmesi, kalkınması ilk ve temel amaçtır. Bunu gerçekleştirmek için başkalarının değişik dünya görüşü olan toplumsal kesimlerin duygularını, düşüncelerini, tutumlarını, eylemlerini kendi dünya görüşleri dışında anlamaya çalışırlar Başka bir deyişle duyu sezgisi, empati yaparlar. Toplumun mutlu olmasını sağlamak, toplumu geliştirmek amacıyla çeşitlilikten yararlanır, bunları birleştirip bütünleştirir hizmete yönelik politika uygularlar.

Öz denetimi sağlayan, güven duygusu kazanan, değişime, gelişime açık, dengeli, düzenli, uyumlu amacı beklentisi olan vicdanlı bir benliğin, erdemli bir kişiliğin amacı mutlu olmak, mutlu yaşamaktır.

Mutluluk duygusu insanın acı, endişe, kaygı, korku, kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi elem doğrultusundaki duygulardan kurtarır. Toplumsal amaç yaratır. İnsanın başkalarıyla ilişkisinden, iletişiminden kaynaklanan çatışmaları, sürtüşmeleri, sorunları çözmek, engelleri aşmak becerisini kazandırır.

Biraz daha büyük laflar ederek blog yazıma devam etmek istiyorum;

Küreselleşmeye bağlı olarak ülkelerin ekonomik olarak yakınlaşmaları sonucunda yaşanan ekonomik sorunlar, domino etkisi ile bütün ekonomileri ve tüm sosyal hayatları etkilemektedir. Sonuç olarak; bu durum insanların hayatı boyunca sürekli ve düzenli bir şekilde dengede tutmaya çalıştığı fiziksel ve ruhsal dünyasını bozabilmektedir.

İnsanların fiziksel ve ruhsal davranışları üzerinde sosyal ve ekonomik koşullardaki değişmelerin her zaman etkili olduğu bilindiği gerçeği ile yaşanan ekonomik sorunlar yoksulluğu artırmakta sosyal sınıflar arasında var olan gelir eşitsizliğine neden olmakta, aradaki makas açılmaktadır. Artan eşitsizlik sonucu, kendilerine ve çevresine zarar verebilecek duruma gelebilen, temel ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaşayan insanlar daha saldırgan bir davranış gösterebilmektedir.

Ekonomik sorunların, işsizliğin; şiddeti, göçleri, intihar ve boşanmaları arttırdığı, bunun sonucu olarak aile ve toplum yapısını bozduğu bilinen sosyal gerçeklerdir.

Her ülkenin bireysel ve toplumsal mutluluğunu engelleyen ekonomik sorunları, çatışmaları, sürtüşmeleri olabilir. Bu sorunları anlayan, bilen, gören, doğru ve gerçekçi, sağlıklı bir biçimde çözebilen politik güç ve bu güce güvenen, inanan bireyler toplumsal mutluluğu oluşturur.  Mutlu bireyden mutlu toplum oluşur.

Toplumsal mutluluk oranı aynı zamanda politikanın, politikacının da en önemli başarı göstergesi sayılır.

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..