Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Mutluluk dersleri -3: Aynı işyerinde çalışma aşkı öldürür mü?

Mutluluk dersleri -3: Aynı işyerinde çalışma aşkı öldürür mü?
 

Ekin telefonda arkadaşı Elif’e dert yanıyordu:

- "Yirmidört saat birlikte olmak çok sıkıcı. Tüm gün aynı ofiste birlikte çalışıyoruz ve sanki iki ayrı yabancı gibi iş konuşuyoruz. Gerekirse kızıyoruz, tartışıyoruz. Sonra akşam yorgun argın yine birlikte eve gelip, yemek yapmaya, çocukları almaya, ortalığı toplamaya dalıyoruz. Biraz sakinleşince de oturup televizyon seyrediyoruz. Akşamları bile iş konuşur olduk."

Elif onunla aynı fikirde değildi:

- "Niye öyle düşünüyorsun? Bak işte ne güzel sevdiğin eşinle her an berabersin. Desteğine her ihtiyaç duyduğunda yanında. Her sıkıldığın anda onun bir gülümsemesiyle rahatlama şansın var. Bir de oturmuş şikayet ediyorsun."

Sizce hangisi haklı?

Birlikte çalışmanın elbette çok güzel yanları var. İnsanın işyerinde her yönüyle güvendiği, tanıdığı, yardımından emin olduğu bir arkadaşının olmasından daha güzel ne olabilir? Ama bu kadar çok birliktelik özlemi ortadan kaldırıyor; ilişkiyi işe dönüştürüyor ve yıpratıyor. Gün boyu görüşmemiş iki eşin, iki sevgilinin akşam özlemle birbirine sarılması, gün boyu olup bitenleri birbiriyle paylaşması, sevgiyi güçlendiren bir unsur.

Çalışanların bildiği gibi; iş ortamında ilişkiler her zaman samimiyet ve açıklık ilkelerine uygun yürümez. Çekememezlik, dedikodu, terfi beklentisi, ücret farklılıkları, gruplaşma, amirlerin farklı davranışları, iş yükü dağılımındaki adaletsizlik, çıkar ilişkileri gibi bir yığın olumsuz unsur işyerini bazen bir savaş ortamına çevirebiliyor. Böyle bir ortamda bulunan eşler de bazen aynı cephede yer alamıyor bile.

Ama biz burada işin bu boyutundan çok, yalnızca işte birlikteliğin sevgiyi öldürmesi yada en azından yaralaması üzerinde duruyoruz.

-"Şekerim, adam o kadar işe kaptırmış ki kendini, akşam bile 'bugün şu raporu yazdın mı?' 'Filan şirkete teklifi gönderdin mi?' gibi sorular soruyor. Yaptığım yemeğin, benim duygularımın hatta çocukların bile farkında değil" diye sızlanmaya devam ediyor Ekin.

Tabi bu işin kadın cephesi. Bir de erkek cephesi var.

Onlar da tüm iş arkadaşlarının ortak olmasından, gelen konukları bile birlikte ağırlamak zorunda kalmaktan, bireysel bir iş yaşamlarının kalmamasından şikayet ediyorlar. Bazen de eşlerinin sırf eş olma hakkına dayanarak işlerine karışmasından…

Peki yok mu bunun bir çözümü?

Elbette var. Yirmi dört saati paylaşmanın tüm sıkıntılarını ortadan kaldırmasa da en aza indirecek çözümler var elbette.

Eşlerin –eğer mümkünse- en azından işyerinde birbirlerini daha az görecek şekilde ofis düzenlemesi ve iş planlaması yapması, özel iş yaşamlarına saygı göstermesi, erkeğin zaman zaman dışarıda öğle yemeğine çıkarma, masasına küçük armağanlar ya da sevgi notları bırakma, onunla birlikte olmaktan mutlu olduğunu gösterme yoluyla bu sorunu hafifletmesi mümkün değil mi?

Daha bir çok öneri yapılabilir.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Bu konuya ilişkin sorunlarınızı ve çözüm önerilerinizi yazın, paylaşalım.

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 51
: 2739
Kayıt tarihi
: 15.07.06
 
 

1961 yılında Çorum’un Osmancık ilçesinde dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde li..