Mutsuzluk önerileri

İddia ediyorum ki, mutsuz olmak mutlu olmaktan çok daha zor. İnsanın doğal hali mutlu olması için yeterli, mutsuzluk ise çabalayarak elde ettiğimiz bir duygu. Mutsuz olarak aslında zor olanı başarıyoruz. Bu açıdan bütün mutsuzları tebrik etmek lazım çünkü bu hallerini korumak için çok fazla çaba sarf ediyorlar.

Mutsuz olmak bu kadar zor olduğu için, bunu başaramayan ve bu duyguyu kıskanan bazı insanlar var. Onlar her daim mutlu olmak üzerine konuşup mutluluk reçeteleri söylerler. Kolaycı insanlar diyebiliriz onlar için.

Onlar için mutsuz olmanın püf noktalarını yazmak istiyorum. Sanırım nasıl mutsuz olunacağını bilmedikleri için bu kadar kolaya kaçıyorlar.

Mutsuz olmak için öncelikle bir mutsuzluk felsefesi gerekiyor. Biz bu dünyaya mutlu olmak için değil acı çekmek için gelmişiz, akıllı insanlar mutlu olmazlar veya dünyada bu kadar kötülük varken mutlu olmak haksızlık gibi..

Mutsuzluğun en büyük düşmanı gülmektir. Gülmeyi kontrol edebildiğiniz zaman mutluluk sizden uzak durur. Gülmek istediğiniz zaman içinizden “cahil insan güler” veya “hayat çok acımasız” gibi olumsuz cümleleri tekrarlayın. Unutmayın mutluluk; acılara duyarsızlıktır. Duyarlı insanlar gülmezler.

Özellikle 0-5 yaş arası çocuklardan uzak durunuz. Onlar insanı doğal olarak mutlu eden canavarlardır. Birisi sizin yanınıza geldiği zaman; ya kaşlarınızı çatın ve onu korkutun ya da görmezden gelin. Sakın tuzağa düşmeyin..

Bahar mevsimi en tehlikeli mevsimdir. Çünkü bütün doğa canlanır, her yer çiçeklenir, güneş kendini daha çok gösterir. Bunlar bizim düşmanlarımızdır ve içimizde doğal olarak bir mutluluk uyanmasına sebep olurlar. Bu mevsimde mümkün olduğu kadar sokağa çıkmayın, çok lazımsa güneş battıktan sonra dışarı çıkın..

En olmayacak şeyleri isteyin, elde edemezsiniz nasılsa ve anında mutsuz olursunuz. Mesela boyum neden 1, 85 değil deyin. Zaten mutlu olmak için gelseydiniz boyunuz 1, 85, saçlarınız sarı veya siyah gözleriniz ise mavi veya kahverengi olurdu. Sizde hangisi yoksa onu isteyin işte.

Aşırı alıngan ve kırılgan olun, havadan nem kapın. Ortamda söylenilen her kötü söz mutlaka sizin için söylenmiştir, hemen üzerinize alınıp içinize dönün.

Geçmişte yaşadığınız bütün kötü olayları her gün tekrarlayın, iyi olanları unutun.

Kendinizi çok her dalda çok başarılı olmuş insanlarla kıyaslayın ve “neden ben değilim” deyin. Sakın onların göstermiş olduğu emek ve çabayı düşünmeyin. Onlar şanslı oldukları için o yerlere gelmiştir sizde de şans yok zaten.

İmkânsız bir aşk yaşayın ya da geçmişte biten ilişkilerinizi sürekli hatırlayarak üzülün. Onlar mutlu bir yaşama başlamışlarsa, bu onların aptallığındandır, sakın siz yeni bir hayata başlamayın.

Her gün yatmadan önce ve sabah uyanır uyanmaz mutsuzluk olumlamalarınızı düşünün.

Hayat çok kötü, her şey her gün daha kötüye gidiyor, ben çok şanssız bir insanım, ne olacak bu memleketin hali, yine çok kötü bir güne başlıyorum, iyi olan hiçbir şey beni bulmaz, yaşamaktan nefret ediyorum ooffff..

Örneğini verdiğim bu olumlamaları her gün ve aklınıza geldikçe düşünün.

Mümkün olduğunca çok acılı şarkılar dinleyin ve film izleyin. Bunları tek başınıza yapamıyorsanız kendinize bir destek grubu oluşturun. Kendinizi mutluluğa yakın hissettiğiniz anlarda bu arkadaşlarınızdan yardım alın.

Duruşunuza ve oturuşunuza önem verin. Mümkün olduğu kadar omuzlar çökük ve baş aşağıya düşmüş şekilde oturup gözlerinizi yerden kaldırmayınız. Zor zamanlarda bu oturuş şekli çok işe yarayacaktır. Arada bir de ooofff derseniz 5 dakika içinde mutsuzluk psikolojisine geri dönersiniz..

Hayat zaten çok kötü, mutlu insanlar duyarsız insanlardır. Parolanız bu olsun.
Bol şans ama şans size uğramaz ki…