Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

06 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Nasıl yapacaksınız?

Nasıl yapacaksınız?
 

''Her birey kendi öz savunmasını yapar ve kendini korur. Öz savunma hukuki, ekonomik ve diplomatik çalışmalarla güçlendirildiğinde, demokratik özerklik gelir. Demokratik özerklik dört temel alanda, öz savunma, ekonomi, hukuk, ve diplomasi olarak gelişir. Çatışma sürecinin derinleştirilmesi sonucu vietnam devrimi gibi 2 milyon kişi ölebilir.''

Bu satırları okuduktan sonra içimde kabaran öfkeyi bastırmak için üç gün bekledim. Şimdi daha sakin ve olabildiğince kibar olacağım. Söylenen lafların , kerameti kendinden menkul bir kişinin yanlızlığının getirdiği hezeyanlar olarak değerlendirirseniz rahat edersiniz diye düşünürüm.

İmralıdaki zatın demokratik özerklik adı altında satmaya çalıştığı şey. aslında Türkiyenin bir bölgesinde bağımsız bir kürt devleti kurmak bir şekilde aftan yararlanarak engin deneyimlerini bu devletin Başkanı olarak sürdürmek. Kendini bir ölçüde Mandela ile özdeşleştiriyor. Ancak unuttuğu Mandelanın hiç kimseyi öldürmediği. Bu zata, bu görüşü benimseyenlere ve yazılarıyla destekleyenlere temel bir soru. Bunu nasıl yapacaksınız?

Yürürlükteki Anayasaya göre ''Türkiye Devleti Ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür, Madde 3 ''.Hangi Anayasa Hukukçusu hangi zorlama yorumu yaparsa yapsın , buradaÜniter yapı tarif edilmiştir ve bu yapı içerisinde adına , ister demokratik özerklik veya ister başka saçmalık deyin, bu yapıyı bozacak teklifi, TBMM ne getiremezsiniz ve savunamazssınız.Yaparsanız Anayasa suçu işlemiş olursunuz. Tek çıkar yol Anayasanın bu maddesini değiştirmektedir ancak bu madde değiştirilemez hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerden biridir. Dolayısı ile bu yol kapalıdır. Bazı beyanlarda zaten biz Üniter yapıyı bozmak istemiyoruz diyorsanız da bu istediğinizden değil sadece caresizliğinizden. Hukuki Ekonomik ve diplomatik özerkliği olan toplumun adı devlettir ve Anayasa bu tür taleplere kapalıdır. Tabi Birleşmiş Milletlerin Sınırların değişmezliği kuralını da biraz düşünseniz iyi olur. Belki, kendi kaderini tayin etmek(self determination) gibi bir evrensel kuralda yararlanmak istiyorsunuz. Bunun için yapılacak bir oylamada nasıl oy alacaksınız? Kim sizin maceralarınızın peşinden giderek daha zor bir yaşamı seçer.

Bu arada PKK nın silahlı unsurları bu kurulan devletin polis gücünü ve ordusunu oluşturacak. İyi de, kızılderililer ve vietkong dan sonra dünyanın en iyi ücüncü asimetrik gücünü oluşturan deneyimli bir topluluğu nasıl kontrol edeceksiniz. Sakın onlar liderliğe bağlıdır ve kontrolden çıkmazlar demeyin buna herkes güler. Anayasal olarak yapacak bir şey olmadığına göre yapabileceğiniz, istediğiniz demokratik özerkliği yerel yönetimler yasasının içerisine saklayıp geçirmek olabilir. Ancak bilinki bunu kimse yemez ve Anayasa Mahkemesi, bu yasa değişikliğini , değiştirilemeyecek maddelere aykırı bularak iptal eder. Belki de şu anda sivil itiatsizliğin üst perdelerinde sürdürülmekte olan aykırılıkları dahada şiddetlendirerek baskı unsuru olarak kullanmak isteyeceksiniz. Tabii bu arada yurtdışından da destek arayacaksınız. Peki güvenlik güçleri de sınırı aştığınızı düşünerek sertleşirse ne yapacaksınız? Üstelik hergün birkaç şehit verilen bu Ülkedeki öfkeyi hangi söylemle önleyeceksiniz. Sakın tek istediğimiz özgürce yaşamak demeyin, bunu da kimse yemez. Sürekli olarak kürt halkının tamamını temsil ettiğinizi söylüyorsunuz. Bu doğru değil. Bazı illerdeki STK ların çatışmayı durdurum çağrılarını okuyun, burada asker de durdursun laflarının sadece sizin tehdidinizle yazıldığını anlayacaksınız. Desteği sadece zorla sağlıyorsunuz aslında en büyük korkunuz bu desteğin azalması ve söylemlerinizin havada kalması.

Yurtdışından sağlamayı düşündüğünüz desteği nasıl sağlayacaksınız. AB ülkelerinin tamamında sizin özgürlük savaşçısı dediğiniz güç terörist olarak sınıflandırılıyor, ABD de ise bu kimliğinize uyuşturucu kaçakçısı da eklenmiş. Bu durumda olmayan bir desteğe nekadar güvenebilirsiz. Siz Avrupa Parlementosundaki teorik aykırı seslere ise hiç aldırmayın çünki hiçbir yaptırım güçleri yok. Geriye sadece o toprakların onlara vadedildiğini düşünen sizin söylemleriniz umurunda bile olmayan İsrail fanatik bir gurup kalıyor. Yola onunla mı devam etmeyi düşünüyorsunuz. Bilin ki bu yol çıkmaz, devletlerin istihbarat örgütlerinin örtülü operasyonalrı ayrı birşeydir, r esmi politikalar ayrı bir şey, bunu karıştırıyorsunuz.

Sonuç olarak isteklerinizin hiç bir hukuksal dayanağı yok, Anayasal dayanağı yok, resmi politika olarak (ki yaptırım gücü olan budur)destek yok dolayısı ile hiçbir şey yok. O zaman ayni soruyu tekrar soracağım nasıl yapacaksınız. Sakın bütün bu işler İmralıdaki zatın , suçlarını aklayarak hapisten kurtulma manevrası olmasın sakın gene birileri tarafından kullanılıyor olmayın...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara