Ne Gelir Elden Başka!

"Bir yerde bir yanlış var" diye(rek) yakındığımız o eski, az tüketim-bol tasarruflu; o tutumlu ve yalın... O siyah-beyaz olsa da günümüze göre çokça masum (zam)anlarımızı ne de çok özledik öyle değil mi? Artık "bir yerde birden fazla yanlış" var sanki, bu hiper-gerçek, post-modern, simulakra zamanlarda...Bu grinin herbir tonunun her yerde, her olayda aynı anda hakim olduğu ahir zamanlarda...Ya da bizlere mi öyle geliyor?

Özellikle son iki yıldır olanlara bir bakın; Depremdi, koronaydi, işsizlikti...Iklim değişikliği, dijital yeleli bir at hizıyla,tozu dumana katarak artan fiyatlar, karşısında maaş/ ücretlerin sürekli yetersizliği, daha neler neler...7/24 ekranlar boyu kısır laf yedirmeler...Bir de -burnumuzun ucunda olmasa bile- yarı uzak karşı kıyılarımızda dünyayı alak pullak eden bir savaş eksikdi. Artık o da tamam!

Tarihsel, zihinsel ya da bilişsel olarak sanki atmosferi delik deşik olmuş bir mikro gezegene dönen zihnimiz ve içinden doğru damla damla hüzün ve yalnızlık akıtan kalplerimizle bizler, acaba artık bu yeni zamanın acemileri miyiz?

Hemen her yerde "Sistem Dünyası'nın" hırs ve cehaletten gözü dönmüş, doymak bilmez, siyasi (ve iktisadi) oligarklarının, her türlü düzeni alt-üst, her türden varlığı talan ve değeri sil baştan ederek bizlere çokça bunaltıcı günler yaşattığı, yuzyuze her türlü güzel birliktelik ve anlamlı örgütlenmenin olanaksız kılındığı bu acılı GEÇİŞ zamanlarında,"Bir of çekesi" geliyor insanın...Yine de kendini -geçici bir süre için de olsa- rahatlatacak arayışlara yöneliyor..."Yaşam Dünyası'nın" o;

Tatlılar tatlısı ve masumiyetin resmi

bebek yüzlerine sığınarak,

Mucize doğa ve hayvanlarla iç içe,

Güzel geleneklerimizi unutmayarak,

Yüzümüzü hem sanata hem de

Yeni bir baharın büyüsü ile,

Çiçeklere dönüp koklayarak

Ve her defasında

Güzel yarınlar adına, gökyüzüne

Yine de umutla bakarak

Bu şekilde direnip

Dayanışmaktan gayrı