Neden bu kadar safsın? (3)

Saflara…

Ve saf olduğunu bilmeyenlere…

Kullandığın arabanın yalnızca geri vitesi mi var senin?

Bu arabayı sana kim pazarladı? Kimden destek gördün?

Televizyonda yalnızca dizilere ve şov programlarına mı bakarsın sen? Dünyanın haline, dünya insanlarının gittiği yere bakmaz mısın?

Dünya Mersin’e giderken sen neden tersine gidiyorsun?

Temel, otoyolda ters yöne girmiş, açmış radyosunu, basıyor gaza… Biraz sonra radyoda bir anons: “Sayın sürücüler, otoyolda ters yönde seyreden bir araç var. Lütfen dikkatli olun.”

Temel, “Ne bir aracı!” demiş. “Hepsi ters yönde, hepsi ters yönde!..”

Avrupa’da kadınların henüz seçme seçilme hakkı yokken, senin ülkende kadınlar bu hakkı kullanmaya başlamışlardı… Model olarak bilim ve teknikte yükselmiş uygar ülkeler hedef gösterilmişti sana… Kendi çabalarınla onların düzeyine ulaşman gerekiyordu.

Oysa senin antenlerin nedense doğuya dönük durdu hep.

Uygar dünyaya ve bilime kıçını döndün.

Halt ettin!

Durmadan sağ partilerin değirmenine su taşıyıp duruyorsun… Ahrette, “defteri eline sağdan verilenler”den olmak için mi yapıyorsun bunu? Yoksa tipin öyle gösterdiği için mi?...

Senin gibi düşünenler sayesinde altmış yıldır bu ülkeyi hep sağ partiler yönetti.

Ülke olarak geldiğimiz yere bak şimdi…

Bağımsız, kendi ayakları üstünde durabilen, yoksul da olsa onurlu bir ülkem var diyebiliyor musun?

Diyemezsin elbette…

Senin ülken ekonomisinden siyasetine ABD’ye bağımlı… Dünya Bankası’nın kıskacında boğazına kadar borçlu… AB kapılarında yalvar yakar el pençe divan… Saygınlığının yerinde yeller esen mahalle kabadayısı kılıklı somun pehlivanı…

“Doğan görünümlü Şahin” gibi, kaplan görünümlü kedi yani!

Senin ülken bu işte!

Yoksulluk sınırı 2.657 liradır, açlık sınırı 815 lira…

Asgari ücret net 544 lira!…

Bu rakamlardan bile övünç payı çıkarabilen, orta halli kasaba politikacısı olamayacak insanlar yönetiyor seni.

Ben seçmedim onları… Sen seçtin!

Referandumdan sonra yüzde 58 olarak bir göbek atmadığınız kaldı.

“Ne halin varsa gör!” diyemiyorum. Çünkü seninle aynı gemideyiz…

Saflık genetik değildir. Annenden babandan miras olarak kalmadı sana… İstersen değişebilir, Hanya’yı Konya’yı öğrenebilirsin.

Ha deyince bugünden yarına değil elbette…

Okuyarak ve düşünerek…

Gözündeki at gözlüklerini çıkararak başlayabilirsin işe.

Şimdi gözlerini dört, kulaklarını beş açarak bulunduğun yerde şöyle 360 derece dön bakalım…

Dikkatini çeken hiçbir şey görmüyor ve duymuyorsan… Tanrı taksiratını affetsin!...

Saf insandı rahmetli…