Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Negatif düşünce dalgası

Negatif düşünce dalgası
 

Hep aynı dilimizdeki laf. "Ortam çok bozuldu. Küresel ısınma, değişen dengesiz iklimler, bireysel siddet, terör, silahlanma, hastalıklar, genetik yapısı bozulmuş yiyecekler, kirlenmiş sular, salgın hastalıklar, kene" vs vs. vs. vs. Bunların tamamına yakını gerçek elbet. Ancak, bütün bu olumsuzlukları peşpeşe ve ümitsiz bir şekilde sıralayıp gittiğimizde bu negatif enerjiyi artırıyor, çok uzaklara taşıyoruz. Bence asıl korunulmaya çalışılması gereken bu virüs işte. "Negatif düşünce ve ümitsizlik virüsü".

Acaba herşey bu kadar kötü mü dedim kendi kendime. Televizyondaki gazetelerdeki haberlere bakarsanız evet öyle. Ortalıkta kan gövdeyi götürüyor, mutlu evlilikler yok denecek kadar az, hastalıklar, yokluklar, cinnetle..

Oysa, aynı yayın organlarından bize yansıyan lakin, bizdeki olumsuzluğa olan merak yüzünden raytingi düşük bazı olaylara baktığımızda " hayır herşey o kadar da berbat değil" diye de düşünmek mümkün. Olumlu ve iyimser düşünmek.

ABD Başkanı Obama 'nın Kahire konuşması örneğin. Obama'nın konuşması bana Martin Luther King'i hatırlattı birden. Onun, sadece siyah olduğu için zencilerin otobüslere, lokantalara alınmadığı dönemde, bir zencinin bir beyazla beraber barış içinde yaşaması hayalinin fazlasıyla gerçekleştiğini düşündüm.

Obama'nın konuşmasının tamamı politik niyetle şirin görünme niteliğinde hazırlanmış olabilir. Bu ihtimal ve kuşku, ABD' nin her politik uygulamasında tavrında vardır. Obama'nın şahsen ve içtenlikle bu düşünceleri taşıyıp taşımadığını da zaman içindeki uygulamaları gösterecek ama, şunu düşündüm; bu ilginç yeni çağa, aydınlanma çağına giriş döneminde, Amerika'nın siyah ve üstüne üstlük babası müslüman olan bir Başkanının olması beni çok etkiliyor. Sözlerine bakılırsa, müslümanlığa şimdiye kadar seçilen bütün başkanlardan daha olumlu yaklaşıyor gibi. Bu sözlerin çoğunluğu kurgu olsa bile sonuçta bir insan babasının da mensup olduğu bir dine ne kadar zıt bir tavır içine girebilir ki. Yani ta baştan şahsi bir farklılığı var diğerlerine göre.

Eğer Obama dışişleri danışmanları uygun gördüğü hatta hazırladığı için, inanmadan bu tarzda konuşmuş olsa bile; saldırgan, içinde düşmanca, tehditvari kelimelerin, silah kelimelerinin, geçtiği bir konuşmanın dünyaya yayacağı enerjiyle, çevrede bulunan Mısırlıların da hararetle alkışladığı ve dünyanın hemen her yerinde çok olumlu rüzgarlar estiren böyle bir konuşmanın enerjisindeki farka bakar mısınız..

Bu konuşma şahsen benim içimi umutla doldurdu. O günlerde beni çok mutlu eden gözlerimin dolmasına sebep olan umutlandıran bir diğer olay, Türkiye'de yapılan Türkçe yarışmasıydı. Dünyanın heryerinden gelmiş bu çocukların yüzlerindeki bu sıcaklık ve onlara gösterilen sevgi, yakınlık... Bu yabancı çocukların şarkılarını dinlerken içimi kaplayan coşkuya engel olamadım göz pınarlarım ıslandı açıkçası.

Aynı gün, tesadüfen açtığım yabancı bir çocuk kanalında da, babasının görevi nedeniyle sık sık ülke değiştiren bir İngiliz çocuğun, Japon bir çocukla dostluğu, farklı milliyetlerden gelen arkadaşlarıyla ilgili sözleri, çocukların harita şeklinde bir pasatayı kesip neşeyle paylaşmasını izledim. Bu görüntüler de hepsinin üzerine tuz biber ekti sanki.

Günümüz çocukları, bizden ve önceki nesilden çok daha duyarlı yetişiyorlar. Dünyanın çok küçüldüğü, bir e-mail zinciriyle yüzmilyonlarca insanın bir anda aynı şeyi -milenyum başlangıcını hatırlayın- kutlamak için meydanlara doluştuğu, bir devletin ya da kurumun masum insanlara karşı zalimce bir hareketine karşı dünyanın tamamına yakınının aynı anda tepki gösterebildiği, ülkeleri yöneten kişilerin kendi milletlerinden sakladığı usulsüzlüklerin çok daha kolay ortaya çıkabildiği, bu zamanda; eski zihniyetler, tutucu fikirli -tek adam- Liderler doğal eleme -ölüm- sebebiyle dünyayı terkettikçe, genç nesiller daha değişik yaklaşım içinde yönetime geliyorlar. Bu nesiller, internet nedeniyle birbirleriyle bağlantı kurabildiklerinden, önyargılarından daha kolay sıyrılabiliyorlar. Çevre şartları, ekonomik gerçekler, bulaşıcı hastalıklarla savaş için tedbir arayışları vs. artan ölçüde gündemi belirlemeye toplumları yakınlaştırmaya başlıyor. En katı liderler bile ekonomik sebepler, iklim değişiklikleri, küresel sorunlar ve dünya kamuoyunun gittikçe güçlenen sesi nedeniyle bir biçimde taviz vermek zorunda kalabiliyor. Şu kadarını söylemek mümkün " artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak" Toplumlar başdöndüren iletişim şartları ve değişen ekonomik dengeler ve nüfus nedeniyle birbirleriyle olan meselelerini çözmek için kolay kolay sıcak savaşa başvuramayacak, sorunlar hep olacak tabii ama, bundan böyle gün geçtikçe kan dökülmeden, çok daha değişik yöntemlerle çözülmeye çalışılacak. Böyle olmasını umuyor ve hissediyorum. Sağlık ve mutlulukla kalın.

 
Toplam blog
: 148
: 384
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

Merhaba...  Üniversite mezunu Kamu İdaresinde  çalışan bir bayanım. Ankara'da iki oğlumla yaşıyorum..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara