Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '11

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Nevruz, Veysel ve Bozkırın Tezenesi

Nevruz, Veysel ve Bozkırın Tezenesi
 

Çiğdem Özer


"Aşık veysel sazın nerede ? 

İlkbahar olmadı yazın nerede / Göllerinde yüzmüyor kazın nerede / Mutlusun sadık yarin kara toprakta / Türküler dillerde sazın nerede" -Aydın Karasüleymanoğlu 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nce CRR’de 21 Mart, hem Nevruz hem de büyük ozanımız Âşık Veysel’in ölüm yıldönümüne rastlaması nedeniyle NEVRUZ KUTLAMASI, ÂŞIK VEYSEL’İ ANMA ve NEŞET ERTAŞ KONSERİ başlığı altında değerlendirildi. 

*** 

Geniş bir coğrafyada 21 Mart’ta kutlanan Nevruz, baharın ilk gününü karşılamak için yapılan şenliklerle gelenekselleşmiş olup “yeni gün” anlamına geliyor. Dünyanın pek çok bölgesinde kutlanan bir bayram olan Nevruz, Türk kavimleri tarafından VIII. Yüzyıldan beri her yıl 21 Mart’ta kutlanıyor. Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, her ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür. Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi vardır. 

Yenigün, anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere birçok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş de göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. 21 Mart, bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilmektedir. 

*** 

Âşık Veysel Şatıroğlu: 1894 yılında Sivas Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde doğan Âşık Veysel Şatıroğlu, yakalandığı çiçek hastalığı yüzünden 7 yaşında bir gözünü kaybetti.  

Şatıroğlu, çok geçmeden diğer gözünü de kaybedince babası Karaca Ahmet, oyalanması için bir saz aldı. Çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyin adlı saz ustalarından ders alan Âşık Veysel 'in Cumhuriyet'in 10. yılı için 1933'te yazdığı destanın yayınlanması veSivas Âşıklar Bayramı 'ndaki başarısı dikkati çekti. Şiirlerinde daha çok yurt sevgisi, kardeşlik, birlik, dünyanın geçiciliği, ölüm, sevgi gibi temaları işleyen ve çeşitli köy enstitülerinde saz öğretmenliği yapanÂşık Veysel., iki kez evlendi. 2 erkek ve 4 kız babası olan ozan, 21 Mart 1973'de vefat etti

Güzellik, kültür ve akıcı konuşmasıyla gerçek bir Veysel şiiri olan torunu Çiğdem Özer, Veysel Dedesini özgün tümcelerle ve güzel sesiyle konuklara anlattı. Bir başka torunu Aydın Ünv. Öğrencisi Burcu konuklarla ve bizimle yakından ilgilendi! 

*** 

Neşet Ertaş: ‘Bozkırın Tezenesi’ ve ‘Türkü Baba’ adlarıyla da anılmaktadır.1938 yılında Kırtıllar Köyü'nde Döne'den doğma Muharrem Ertaş'ın oğludur.1960’lı yıllardan itibaren adı bağlama ile birlikte anılan, sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi musiki çevrelerinde de takdir ve hayranlıkla dinlenen Neşet Ertaş’ı farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Çünkü o da aslında tam bir yöre sanatçısı, yani yerel bir sanatçı olmasına karşın yaygın şöhreti ve söylediği türkülerinin halkımızca tutulması ile ülke genelinde tanınan bir sanatçı olarak başkalarından ayrılır. 

*** 

İzlence, Neşet Ertaş konseriyle sürdü. Türk halk müziği alanında yaşayan en önemli sanatçılarımızdan biri olan Neşet Ertaş, programına Veysel’den bahar türküsü okuyarak başladı. Ara vermeksizin yapıtlarını seslendirdi. Alnından bağlamasına akan terini silerken: “Biz terliyoruz ama terlemeden kazananlar da var!” diyerek, yüklendiği sanatçı işleviyle gerekli yerlere mesajını gönderdi. 

İki ünlü sanatçımızdan birer şiirle yazımı sonlandırmak isterim: 

Güzelliğin on par'etmez 

Güzelliğin on par'etmez / Şu bendeki aşk olmasa / Eğlenecek yer bulaman / Gönlümdeki köşk olmasa,  

Tabirin sığmaz kaleme / Derdin dermandır yâreme / İsmin yayılmaz âleme / Âşıklarda meşk olmasa. 

Kim okurdu kim yazardı / Bu düğümü kim çözerdi / Koyun kurt ile gezerdi / Fikir başka başk'olmasa. 

Güzel yüzün görülmezdi / Bu şak bende dirilmezdi / Güle kıymet verilmezdi / Âşık ve maşuk olmasa. 

Senden aldım bu feryâdı / Bu imiş dünyanın tadı / Anılmazdı Veysel adı / O sana âşık olmasa. 

Âşık Veysel Şatıroğlu 

***

Küstürdüm gönlümü 

Küstürdüm gönlümü güldüremedim
Baharım güz oldu, yazım kış oldu
Gönüle yârimi bulduramadım
Baharım güz oldu, yazım kış oldu

Şu fani dünyada murad almadan
Eller gibi şad olup da gülmeden
Ellerin bağında gülü solmadan
Baharım güz oldu, yazım kış oldu

Garibim yoldaşım bir gırık sazım
Feleğin elinde yazılmış yazım
Geçti ömrüm daha gülmedi yüzüm
Baharım güz oldu, yazım kış oldu. 

Neşet Ertaş 

http://akkaya-izlebak.blogspot.com/2010/10/derinsu-kusturdum-gonlumu-gulduremedim.html 

Muhsin DURUCAN 

muhsindurucan@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..