NÜKLEER ENERJİ ZORUNLU MU?

16 Haziran 2009 tarihinde Milliyet gazetesinde Sn. Metin Münir "Hükümet bu kafayla nükleer santral yapamaz" başlıklı bir yazı yazdı. Sonra bu yazılar detaylı bilgilendirmelerle devam etti. Yazıları Milliyet internet sayfalarında okuyabilirsiniz.

Benim temel sorunum burada da Phileas otobüslerindeki mantıkla aynı. Kesinlikle Sn. Münir haksızdır vb demiyorum. Yazdıkları doğru olabilir. Ki zaten ihale iptal edilmiş vaziyette. Ayrıca başka uzmanlar da ihale sürecine ilişkin eleştirilerde bulunuyorlar. Hükümeti dinlerseniz onlarda farklı argümanlar ileri sürerler. Ama dikkat edin farklılık nükleer santralın yapılmasında değil. Süreçte. Yani neredeyse herkes nükleer enerjide mutabık. Sonuçta o süreçte de bir gün bir yöntemde uzlaşılır ve bu iş yapılır. (Ki yapılacak.) Benim sorunum ise süreçle değil olayın özü ile. Yani ben Nükleer santralın kendisine karşıyım. Üstelik sadece ülkemizde değil tüm dünyada karşıyım.

Nasıl ki ülkemizin siyasi ve coğrafi sınırları değişemez ise dünyanında kütlesi, yaşam alanları değişemiyor. Aslında değişiyor ama olumsuz yönde. Bu olumsuzluğu daha fazla tetiklemek yerine elde olanı koruyarak yaşamayı tüm dünya insanlarının öğrenmesi gerekiyor. Nükleer teknolojinin ne kadar geliştiği, ne kadar güvenli olduğu önemli değil. Çünkü onun da altında asıl başka bir sorun var. Dünya nüfusu çok fazla artıyor. Bu artış gelişmiş ülkelerde değil, az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ülkelerde çok daha büyük sorun. Zaten artış hızlarıda bu coğrafyalarda. Artan nüfus ve bu artışa bağlı diğer nedenlerle (yeni yerleşim alanları, yeni yaşam, beslenme tarzları vb) enerji gereksinimi de artıyor. Bu arada kar güdüsününde işin içine girmesi ile çözüm temel sorunu (nüfus nitelik/nicelik ilişkisi) değiştirmede değil, dünyayı değiştirmede aranıyor. İşte ben buna karşıyım. Öncelikle bizim gibi ülkelerden başlayarak enerji gereksinmemizi azaltmalıyız. Sonra mevcut doğal kaynakları devreye sokabildiğimiz kadar sokmalıyız ve nüfus nitelik/nicelik ilişkimizi kaynaklarımıza göre ayarlamalıyız. Yok eğer diyorsak ki (aynen Phileas konusunda olduğu gibi) biz kaynaklara uymak yerine gerekirse yeni kaynak buluruz, o zaman kullanın nükleer enerjiyi. (Ama unutmayın İsveç bile nükleer atıkları yüzbin yıl koruyabilecek tesisi yeni yapmaya başlayacak.) Yani nükleer enerji o kadar temiz değil. Atıklarının depolanması / korunması bile başlı başına bir sorun.

Sayın okurlar bir tercih ile karşı karşıyayız. Biz mi değişeceğiz, dünya mı değişecek. Şu anda görünür cevap dünya değişecek şeklinde. Değiştirdiğimiz dünyanın bedelini de ödemeye başladık. Ama asıl bu bedeli çocuklarımız ve gelecek nesiller ödeyecek. Eğer içimizde bir gram gelecek nesillere sorumluluk duygusu varsa bu yaptıklarımızdan vazgeçeriz.