Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '10

 
Kategori
Bilim
 

Nükleer santral - uranyum enerjisi tükenmez

Nükleer santral - uranyum enerjisi tükenmez
 

Nükleer santral


Enerji sorunu ile ilgili olarak bir önceki yazıda toryumu inceledik. Bana toryum hakkında bilgilerini yazmam için aktaran sayın Doçent Doktor ağabeyim bu sefer uranyum hakkındaki bilgilerini aktardı. Yazı, elektrik üreten bir atom reaktörünün nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Değişiklik yapmadan aktarıyorum.

Nükleer santrallerde (Atom reaktörlerinde) esas yapı %3.5 zenginleştirilmiş uranyum çubukları ve minerallerden arınmış sudan ibarettir. Suyun saf olması önemli bir faktördür. Çünkü uranyum çubuklarında zincirleme reaksiyon sonucunda çok sayıda nötron meydana gelir ve eğer su birtakım mineraller ihtiva ediyorsa bu nötronları yutar ve sistem enerji üretecek konuma gelemez. Uranyum çubukları (yahut elemanları) suyun içinde dikine yalnız başlarına duramayacaklarına göre üstten ve alttan muntazam delikler delinmiş iki kevgir levhanın içine yerleştirilmiştir.

Uranyum çubukların birbirlerine olan uzaklıkları son derecede önemlidir ve atom reaktörünün bütün karakteri buna bağlıdır. Çubukların birbirinden belli bir uzaklıktan fazla olması halinde sistem enerji üretemez. Bu uzaklıklar sistem daha soğukken ve enerji üretmezken laboratuar şartlarında inceden inceye denenir, araştırılır. Buna soğuk-temiz araştırma şartları denir. Çubuklar arasında öyle bir kritik uzaklık vardır ki sistem yaktığı uranyumdan daha fazla plütonyum üretir. Bunlara hızlı üretken reaktörler denir.

Tabii uranyumun %0.7’si U-235, %99.3’ü U-238 izotopudur. Nötronlar U-238’in içine girerler ve U-239’u meydana getirirler. U-239 bozunarak Neptünyum-239 olur. O da 2.35 gün içinde Plütonyum-239'a dönüşür. Yirminci ve yirmi birinci en önemli nükleer reaksiyonu budur. Sistem bu düzen göz önüne alınarak design edilirse uranyumun tükenmezliğine kavuşulur. Uranyuma nano-teknoloji uygulanacak olursa, aynı elektrik gücünü elde etmek için çok daha küçük reaktörler yapmak mümkündür.

U-239’un yüzeyi ne kadar fazla ise plütonyum elde etmek olasılığı o kadar artar. 1 cm3’lük uranyum parçasını alalım. Bunun yüzeyi 6 cm2’dir. Nano-teknoloji ile pastırma gibi dilimlerlesiniz yüzeyi 600 m2 olur. Yüzeyin her bir noktasında plütonyum ürer. Nitelik değiştirildiği için reaktörün boyutları çok küçülür. Bu durumda sizi durduran husus reaktörden ısının çekilmesidir, aynı süper bilgisayarlarda olduğu gibi. Sadece bu kadar malzemeyi kullanarak Keban barajına eşdeğer bir nükleer santral yapmak mümkündür. Toryumdan, toryumun uranyuma dönüşebildiğinden, nasıl dönüştürülebileceğinden, Türkiye’nin 380 bin ton toryum rezervinden daha önce söz ettik. Böyle olanakları olan Türkiye’nin enerjisiz kalması ve her yıl dışarıya milyarlarca dolar para ödemesi, borç içinde yüzmesi, varlık içinde yokluk demektir. Batılı ülkelerin hepsi nükleer enerji kullanıyor. Fransa bütün enerji ihtiyacının %80'ini nükleer enerjiden sağlıyor.

Burada önemli olan nükleer sızıntı olmamasıdır. Tehlike veya risk almak başka türlü enerjiler için de geçerlidir. Gelişmiş teknoloji artık bunun üstesinden gelebiliyor. Santrallerin tepesinden çıkan şey saf su buharıdır. Bir de – bunu da ben ekliyorum, varlık içinde yokluk çekmek – yöneticilerimizin ya aymaz olduğunun ya da – söylemeye dilim varmıyır, gerisini siz tamamlayın – … olduğunun işaretidir. Burada küçük bir kesimin değil, herkesin çıkarı söz konusudur. Ya bizi yönetmeye layık insanları seçmeliyiz, ya da yöneticileri değiştirmeliyiz. Demokrasi öyle bir güçtür ki insan isterse bunu yapabilir. Ama bunun için önce bizim kafalarımızın değişmesi lazım. İnsanlar aidiyattan kurtulmalı, içlerinde özgürlük kıvılcımı yanmalı. Hurafelere, büyülere, dualara, okuyup üflemelere aldanmamalı. Çünkü bizi frenleyen şeyler bunlardır. Bunu becerebilecek insanların gözlerinin önünden bir perde kalkmış gibi olacak. Diyecekler ki, “Ben nasıl bu kadar sene kendi elimle aldatıldım? Ben kendime, aileme ve başkalarına bunu nasıl yaptım?”

Gelecek yazılarda Çernobil kazasını da anlatacağız. Kazanın nasıl olduğunu, sonuçlarını, bir nükleer santralde alınan tedbirleri anlatacağız.

 
Toplam blog
: 125
: 6625
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

İstanbul 1980 doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. İstanbul'da oturuyorum. Dünya ve çevre hakkında düşü..