Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '15

 
Kategori
Öykü
 

O gün evlilik yıldönümleriydi.(Bölüm 1)

O gün evlilik yıldönümleriydi.(Bölüm 1)
 

Genç kadın küçük kızını okul servisine bindirdikten sonra gelip salondaki koltuğa oturdu. Amacı yapacağı işleri planlamaktı. Bugün diğer günlerden çok farklı bir gündü. Bu sebepten her günkünden daha fazla işi vardı.

14 Yıl önce bugün evlenmişti sevdiği erkekle. Ne büyük zorluklarla kavuştuk ve sonra ne büyük zorluklarla gelebildik bu yıla diye esefle başını salladı. Gözlerini kapadığında beraberliğinin güzel anılarından çok zor ve üzüntülü günleri geliyordu hep aklına.

Önce evliliklerini onaylamayan aile büyükleri, daha sonra ise binbir güçlükle kurdukları yuvalarındaki  sıkıntılar. Neyse ki birbirlerini çok seviyorlardı ve dışardan gelen bütün bu olumsuz baskılara rağmen kopmamışlar ve bugünlere gelmişlerdi. Hele evliliklerinin beşinci yılında aralarına katılan minik kız onlari daha güçlü bağlarla bağlamıştı birbirine..

Maddı sıkınıtılar değildi genç kadını yıpratan.çevre ve aile baskısıydı daha çok yoran.Yoksa insan yoklukla başa çıkabiliyordu eğer güçlüyse.

Birden oturduğu koltukta silkelendi ve doğruldu. Şimdi geçmiş mıhnetli günleri düşünmenin sırası değildi. Şu anda bugünü düşünmek zorundaydı. Akşama eşine çok güzel bir yıldönümü hazıralamak istiyordu.

Hemen hazırlanmaya başlaması gerekti. Yemekler , tatlılar yapılacak, sofra hazırlanacaktı. Bu arada saçını,makyajını yapacak ve giyinecekti. Tabii okuldan dönecek küçük kızının derslerini kontrol etmesi de gerekiyordu bu arada.

Neyse ki bir kaç gün önce market alışverişinde gerekli malzemeyi  almıştı. Bu gıda maddesi alışverişi sırasında  arka sokaktaki mağazadan eşine bir de kazak almıştı yıldönümü kutlaması için. Eşinin sevdiği renk olan bu kazak hoşuna gidecekti .Kazağı eve gelince hemen güzel bir hediye ambalajı yapmış ve yatağın altındaki bazaya saklamıştı.

Önce zeytinyağlıları ateşe koymalıyım ancak soğurlar, kendilerini çekerler diye düşündü. Barbunya fasulyesi erkeğinin en sevdiği yemekti. Üstüne nane serpilmiş havuçlu,sarmısaklı domatesli barbunya fasulyesi.Gerçi eşi zeytinyağlı dolmaları da severdi ama bugün yapabileceğini sanmıyordu.Bir iki zeytinyağlı meze daha yaparsa iyi olacaktı.Sıcak yemek olarak rulo köfteyi düşünmüştü yanında da tereyağlı, sütlü ve kaşar peynirli patates püresi. Bugün hep eşinin sevdiği yemekleri yapacaktı. Bu gece onların gecesi idi.

Zeytinyağlıları ocağa koyunca hemen evi toparlamaya koyuldu. Evi düzenlerken bir ara çıkıp köşedeki çiçekçi kadından bir iki demet çiçek almalıyım diye söyledi kendi kendine.Boş vazolar güzel durmuyordu büfenin , masanın üzerinde.

O anda aklına geldi. Doğum yaptığı gün eşi mimozalarla heyecan içinde kapıda belirince nasıl kızdığını hatırladı. Eşi komşunun bahçesindeki ağaçtan onun için topladığı mimozalarla gelmişti onu kutlamaya. Oysa genç kadın hayalinde görkemli bir çiçekçi demeti vardı,tüller içinde derlenmiş. Oysa sevdiceği ağaca çıkmış , o mimoza dallarını tek tek kendi elleri ile toplamıştı onun için. Şimdi olsa çiçekçi demetinden daha çok mutlu ederdi o mimozalar onu.Zamanla insanlar ve düşünceleri değişiyordu demekki.

 Tam evi toparlaması bitmişti ki kapı çalındı, gelen alt komşusuydu. Bir kahve içimine uğramıştı kadın, Genç kadının bugün çok uzun sohbet edecek pek vakti yoktu. Acele  içilen bir kahveden sonra  komşu hanım kalktı. Küçük kızın okuldan dönüşü yaklaşmıştı ve daha yapacak çok iş vardı.

Öykümüzün devamını  bir sonraki yazımıza bırakalım isterseniz......

 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..