Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

21 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Öcalan'ın masumiyeti

Öcalan'ın masumiyeti
 

Türkiye’de yine daha önce birçok kez sahneye konulan ve bu millete “alıştırıra alıştırıla” izletilen ve sonrada “sindire sindire “uygulamaya konulan yeni bir film vizyona sokulmaktadır.

Filmin senaryosu daha önce okyanus ötesinde yazılmış ve gösterime girme tarihinin ise Osla’da karara bağlanmıştır.

Durup dururken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Öcalan’la ilgili:Öğrenci yurdundayken namaz kılan üç arkadaş. Biri Durmuş, biri Yakup, biri Abdullah Öcalan. Beraber namaz kılarlardı."sözleri sonrası bu değerlendirmeler “bir merkezden düğmeye basılmışçasına” gündeme oturmuş, basın ve medya “üç arkadaştan geriye kalan diğer iki arkadaşı vizyona sokarak “çarşaf çarşaf” demeçler verilmeye başlatılmıştır.

Öğrenciyken lise yıllarında çok masum, dindar olan Öcalan, beş vakit namazını kılan, camiye giden, oruç tutan “merhametli bir genç” imiş de kimsenin haberi yokmuş.

AKP hükümeti başbakanının talimatlarıyla Oslo’da yapılan görüşmelerde karar altına alınan “Öcalan’ı eve çıkarma projesi” kapsamında “Öcalan’ın Masumiyeti” filmi sahneye konulmuştur.

Öcalan’la birlikte lise yıllarında arkadaş olan ve namaz kılanlardan birisi olan eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Yakup İnce’de bu filmde Arınç’la birlikte “Başrol” oynamaktadırlar,

Yakup İnce  Öcalan’ın masumiyetini ve “ne kadar dindar birisi olduğunu” bakın nasıl anlatıyor: Öcalan Ankara Tabu Kadastro Meslek Lisesinde  yatılı öğrenciydi. Yılı da 1963. Öcalan okula geldiğinde biz son sınıf öğrencisiydik. Okulumuz Maltepe camisine yakındı.1965 yılında Öcalan bize geldi ve “ağabey  bende camiye gitmek istiyorum” dedi. Böylece üç arkadaş günde beş vakit camiye giderek namaz kılıyorduk. Öcalan bir yıl boyunca hiç aksatmadan camiye bizimle geldi.”

Senaryoda başrol oynayan Yakup İnce ve Durmuş Yılmaz Öcalan’ın lise yıllarına ait ne kadar masumiyeti varsa hepsini birer birer anlatıyorlar, hatta “annesinin oğlunu ziyaretlere gelişinde kara çarşaflı biri olduğunu” dahi anlatıyorlar.

Yine Yakup İnce’nin anlatımına göre Öcalan “neredeyse Nurcu dahi” olacakmış, O muhteremin “Nurcu” olmamasına sebep de kendisinin O’nu Nurcularla yapılan bir toplantıya “sen gelme Abdullah okula dön” demesiyle engellemiş.

Yakup İnce’nin anlattığına göre:“Ben onu kaçırmasam da içeri alsaydım, Nurcularla onu da tanıştırmış olsaydım. Başkasına bir daha teslim olmazdı. Ama kaderi ilahi." diyerek hayıflanmaktadır.

Sahneye konulan senaryoda “öyle acıklı, öyle dindarlıklar var ki, Öcalan nurcu olsaydı bunlar başına gelmeyecekti, Allah yolunda yürüyecekti. Bütün bu olanlar “kaderin bir oyunuydu”.

Bütün bu ortaya konulan ve Oslo’da karar altına alınan senaryo şimdi piyasaya sürülmüş, dün 35 bin kişinin ve bebeklerin katili, vatan haini, kanlı terör örgütünün başı Öcalan’ı alıştıra alıştıra bu millete ; “ne kadar masum ve ne kadar mazlum bir insan” olduğunu benimseteceklerdir.

Bu millete “yutturulmaya çalışılan dindar ve mazlum Apo” senaryosunu yutturamayacaklardır. Bu mille t“yersiz yere zalime merhamet etmek o zalimin zulmettiği mazlumlara karşı zalimlik dir, adaletsizliktir” sözünü de unutmayacaktır.

Bu milletin önüne “hangi senaryo konulursa konulsun binlerce şehit kanı yerde durdukça PKK terör örgütü kan döktükçe” asla dününü ve bugününü unutmayacak, hiçbir iktidarda, hiçbir siyasetçinin gücüde Öcalan’ı masum göstermeye gücü yetmeyecektir.

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’da konu ile ilgili yaptığı açıklamada;

“Biri çıkıp; 'Öcalan nurcu olabilirdi' demekte, bir diğeri onu 'Türk milliyetçisi bir teşekkülde gördüğünü' iddia etmektedir. Adı önceden konulmuş, senaryosu yazılmış bu filmin gösterimi için aziz milletimizin nabzı ölçülmekte, milletin vereceği tepki test edilmektedir. Oslo'da verilen sözler kapsamında 'Öcalan'ı eve çıkarma projesi' sistemli bir şekilde işlenmektedir. Bu filmin senaryosu okyanus ötesinde yazılmış, gösterime girme tarihi Oslo'da karara bağlanmıştır.”sözleriyle tepkisini dile getirmektedir.

Birileri tarafından “düğmeye basılarak” sahneye konulan oyunun birinci perdesi oynanmaya başlamış bu perdede oynanan oyunun ana teması da “dindar ve masum Öcalan’dır”.

Şimdilik birinci perdesahnededir. Bu oyunun ikinci, üçüncü perdeleri var mıdır, varsa ki-mutlaka olacaktır- diğer perdeler nasıl oynanacak, nasıl sahneye konulacak bunları da bekleyip göreceğiz.

Sonsuzluk (Osman Özeker)  20.12.2012

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..