- Kategori
- Deneme
Okunmamış mektuplar

Bu ne çaba diyorum kendi kendime. Kendimi inandırmak için ayrılığa. Alın yazısı diyorum. Yazgı diye bir şey var kabul et. Belki hayatımızı rastlantılar yönlendiriyordur. Beklenmedik bir sürprizin bizi hiç ummadığımız yerlere atıvermesi gibi. Bazen bir an, bir saniyelik hayat dilimi bütün bir ömrümüzü nasıl etkiliyor. Kabullen diyorum, gerçekleri gör diyorum kendime. Kalbim “Beni mutsuz eden gerçekleri ben ne yapayım” diye sesleniyor içimden. Onun için hayalleri sevdim ben ve kimseye zararı olmayan yalanları… Kim bu hayatın rüya değil de gerçek olduğunu söyleyebilir ki?
Biz seninle dünyanın dışına çıkmıştık. Sonra birden sonsuz evrenin karanlığında beni öylece yapayalnız bırakıp gidiverdin. Öyle sessiz öyle korkunç karanlık ki korkuyorum. Karşıma tanımadığım başka birinin çıkmasından korkuyorum. Küçücüktün sen, büyümese miydin acaba? Söylemiştim bak; büyü bozuldu...
İstemiyorum ama her şey seni taşıyor bana. Kokular, sesler, giysiler, hatıralar, şarkılar… Bazen coşkuyla mutlu oluyorum gülümsüyorum ama çoğu zaman derin bir acıyla beni ağlatıyor.
Gizemli bir bağ var aramızda. Seni bana beni sana getiren yazgı, alınyazımız, şimdi seni benden alıp götürse de, sen nereye gidersen git ruhum seninle olacak ve hep peşinden koşacak; bunu bil.