- Kategori
- Öykü
Ölülerle Düet
Eyüp Mezarlığı evi gibiydi Orhan'ın. İçmek, ağlamak ve şiir dizmek için mezarlığı tercih ederdi. Orda kimse sözünü kesmezdi çünkü. Üç gün uykusuz kalabiliyordu. Sokaklarda, parklarda, otobüslerde uyuklayarak günlerini geçiren bir zombiydi. Bir yatınca da iki gün hiç kalkmazdı. Uyanık olduğu zamanlar Jan Garbarek dinler, dinledikçe de gezegenimizden hayli uzaklaşırdı. Yutkunarak konuşurdu. Sanki boğazında sürekli bir şeyler düğümleniyordu. Dünyanın imgesini içinde taşır gibiydi ama hayatın imgelerini bu dünyanın dışında arıyordu sanki. Hayatının roman olacak bir yanı filan yoktu. Sıkıcı, bunaltıcı bir hayattı işte bu. Kimseden bir isteği, bir beklentisi de yoktu.''İstemek acıtır'' derdi. Schopenhauer'i severdi. Şiirlerinde umutsuzluk ve hüzün kol geziyordu hep.Mutsuzluğunu duru bir dille anlatırdı. Şiirini kıskanmamak imkansızdı.''Ücretli İntihar Kayalıkları'' şiirini yazdıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı.
Mart 2013