- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ölüm neden insana verildi?
alıntıdır
Enteresan bir konu gibi gelecek belki de başta. Ama hayatın ve insanın gerçeği aslında. Neden diye sorgularız ya hani bazen içimizden, işte o nedeni anlatır yazdıklarım ama yalan, ama gerçek neden olduğu net bilinmeden.
Allah’ın ölümü önce dağlara verdiği söylenir. Dağlar bu acıyı taşıyamaz yıkılır. Ardından nehirlere verir. Nehirler ağlamaktan tükenir, kurur. Daha sonra rüzgarlara verir. Rüzgar eser, eser tükenir. Hepsi bir olup; “Al bu acıyı biz dayanamıyoruz” der. Ve daha sonra ölüm Allah tarafından insana verilir.
İnsan acının ilk haliyle yanar, kavrulur. Ama bir yandan da civarında olan başka bir olaya gülüverir. O an anlaşılır ki, ölümü insandan başka hiç kimse, hiçbir varlık kaldıramaz.
işte böyle bilinir ölümün insana veriliş evresi.
Şöyle bir düşünün şimdi;
Neyi unutmadınız bugüne kadar? Hangi duruma alışmadınız? Hangi acınız sonsuza dek ilk aleviyle sürdü? Hangi durum karşısında yıllarca yas tuttunuz?
Olaylar karşısında verdiğiniz ilk tepki büyük oldu (ki bu normal), daha sonra alıştınız. Hayat bir şekilde devam ediyor demediniz mi?
Kendinizi telkin etmediniz mi?
Ve hayat gerçekten de bir şekilde devam etti değil mi?
Güneş doğdu, kış bitip yaz geldi, ağaçlar yeniden filizlendi.
Sular bir daha ısındı. Bahçeler çimlendi. Yani hayat yine devam etti.
İster insanoğlu arsız de, ister yüzsüz de;
Alışmak insana bahşedilmiş bir özellik işte.