- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ölümden başkası yalan!
Bu yazıyı yazıp-yazmama konusunda tereddüt yaşadım. Ama bazı şeyler önümüze ne kadar somut olarak çıkarsa, hayattan çalabildiklerimiz o kadar fazla olabilir diye umuyorum.
Tanıdığım bir aileden bahsetmem gerekiyor önce.
Senelerce Almanya'da çalışıp, emekliliklerinde Türkiye'ye dönen ve geç buldukları biricik, kıymetli , kraliçeleri ile hayata asılan, umutları, hayalleri, özlemleri olan elli'li yaşlarının başında bir aile.
Bir dostum sayesinde tanıdığım, iki güzel insan.
Bayanı, son iki yıldır tedavi gördüğü amansız hastalık sonucunda yaz başında kaybetmiştik, eşininde aynı rahatsızlığın pençesinde olduğunu bilmiyordum, onun ölümünden sonra öğrendiğimde çok üzülmüştüm ama tedavinin olumlu sonuçlar verdiğini, hastalığı yenme oranının yüksek olduğunu öğrendiğimde de mutlu olmuştum.
Bir saat kadar önce aldığım haberle mutluluğuma koca bir gölge düştü.
Vefat etmiş.
Neye üzülmeniz gerektiğini şaşırdığınız anlarınız sizinde olmuştur. Şu an o karmaşadayım.
Henüz 16 yaşında yalnız kalan, hayatın en acı darbeleriyle karşılaşan küçücük yüreğe mi?
Yoksa, tam rahat ettik, birazda hayatımızın tadına bakalım diye düşünülecek yaşta, apar topar yaşama veda edenlere mi?
Arkadaşlar, bu yazıyı kendimle beraber sizleri de üzmek için yazmadım. İnanın.
Sadece hepimizin kendi payına çıkaracağı önemli bir şey var diye düşünüyorum.
Sevgilerimizi, özlemlerimizi, mutluluklarımızı, hayallerimizi, hangi şart, hangi koşulda olursa olsun mümkün olduğunca ERTELEMEYELİM !
Şu an var... Ya bir dakika sonrası ???
03/01/2008