- Kategori
- Güncel
On Kasım

Bugün On kasım.
Bugün Ulu Önder Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 71. yıl dönümü.
Geçmişte olduğu gibi; Bugünde düzenlenecek törenlerde, etkinliklerde başta siyasiler, yöneticiler konuşacak.
Yine geçmiş on kasımlarda olduğu gibi, Atamın ilkelerinden, devrimlerinden bahsedilecek, bağlılık yeminleri edilecek.
Ben bu on kasımda mikrofonu elime alıp, kürsülerden konuşmayacağım, nutuklar çekmeye de hiç niyetim yok.
Ancak, Atamın kurduğu cumhuriyetin, ortaya koyduğu ilkelerin ne duruma geldiğini, Ulu Önder’e bir bir anlatacağım.
Evet, değerli Atam;
Sen Osmanlının yakılan, yıkılan küllerinin arasından bu ülkeyi, Anadolu’yu kurtarmak için Samsun’dan “bir güneş gibi” doğdun.
Değerli Atam;
Sen çok iyi biliyordun ki; bu ülkeyi kurtarmanın yegane yolu, öncelikle mensup olduğun milletine güveneceksin.
Sen biliyordun ki kudret ve güç, bu milletin damarlarında ki asil kanda mevcuttu.
Değerli Atam;
Sende biliyordun ki milletiyle kucaklaşmayan, milleti tanımayan bir hareket başarılı olamayacaktı.
İşte bunun içindir ki Anadolu’yu seçtin, bu milletle kucaklaştın.
Milletinle verdiğin kurtuluş mücadelesini de yine milletin iradesiyle başardın.
Değerli Atam;
Düşmanı denize dökmekle işlerin bitmeyeceğini sen herkesten daha çok biliyordun. Kuracağın cumhuriyetin ilkelerini, te4mellerini birere birer hayata geçirerek devam ettin.
Ne mutlu Türküm diyene “derken bu ülkede yaşayan, etnik kökeni, dini inancı ne olursa olsun, herkesin bu milletin bir parçası olduğunu ifade ederek, temel ilkelerini de birer birer ortaya koydun.
Kurduğun cumhuriyetin temeli;
Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olması, yönünü batıya, çağdaşlığa ve bilime çevirmesinin yanında Cumhuriyetin temel direklerini de dikiyordun.
Değerli Atam;
Kurduğun Cumhuriyetin temel direkleri;
Tek devlet,
Tek millet;
Tek bayrak,
Tek dil olarak atılmıştı.
Değerli Atam;
İşte kurduğun bu cumhuriyete zaman içersinde “dahili ve harici bedbahtların” saldırısının olabileceğini, ancak bu milletin bu saldırıları;
“Muhtaç olduğu kudretin damarlarında ki mevcut olan asil kanla” yok edileceğini söylüyordun.
Değerli Atam;
Son günlerde sizin emanetiniz olan “cumhuriyetle kavgalı” bir takım insanlar ortaya çıktı.
Sizin çizdiğiniz ve temel direklerini diktiğiniz yol haritalarının dışında yeni bir takım yol haritaları çizmeye çalışılmaktadır.
Değerli Atam;
Siz demediniz mi, Tek millet diye. İşte bugün birileri bu ülkeyi 36 etnik parçaya bölmeye, “ne mutlu türküm diyene” diyebilen herkesin bu milletin bir parçasıdır değiniz bu milleti ayrıştırmaya çalışmaktadır.
Değerli Atam;
Siz çok iyi biliyordunuz ki bir milleti millet yapan en önemli değerlerin başında “dilde birlik, kaderde ve tasada birlikti”.
İşte değerli Atam, Bin yıldır birlikte yaşadığımız, kaderde ve tasada birlikte olduğumuz ve bu unsurları da “ortak kullandığımız dilimiz sayesinde başardığımız bugün neredeyse göz ardı edilerek, güzel Türkçemize ayrıştırma adına başka diller ilave edilmek istenmektedir.
Değerli Atam;
Sizin temel felsefeniz devletin laik olması, din ile devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması, nesillerin çağdaş ve bilime dayalı yetiştirilmesinin yanında kendi kültürünü, kendi ceddini de unutmamasıydı.
İŞTE BÜYÜK Atam, Bugün sizin koyduğunuz ilkelerle, devrimlerinizle de kavgaları olanlar var güçleriyle sinsice çalışmaktadırlar.
Otuz yıldır sizin kurduğunuz Cumhuriyeti parçalamak, yıkmak isteyenler çiçeklerle karşılanırken;
Sizin emanet ettiğiniz Cumhuriyeti “şartlar ve ahval ne olursa olsun bu ülkeyi “damarlarında ki asil kan gereği koruyanlar” ise neredeyse suçlu ilan edileceklerdir.
Yine kurduğunuz bu cumhuriyeti, sizin ilke ve devrimlerinizi korumak isteyenlere karşı amansız “bir cadı kazanı” başlatılmış, herkesin sesi ve nefesi kesilmek istenmektedir.
Ancak;
Büyük Atam;
Sen hiç meraklanma.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de “dâhili ve harici bedbahtlara” vakti zamanı gelince bu millet dersini mutlaka verecektir.
Demokratik yollardan, Anayasa doğrultusunda Cumhuriyetimize ve sizin emanetlerinize ihanet edenler bir gün bunun hesabını öncelikle bu büyük millete vereceklerdir.
Değerli Atam;
Sen rahat uyu, geride bıraktığın bu millet ve genç nesiller “Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet muhafaza ve müdafaa “etmeye yılmadan ve sapmadan devam edecektir.
SONSUZLUK ( Osman Özeker) 10 Kasım.2009