- Kategori
- Gündelik Yaşam
One sunday more
Bilmiyorum daha önce yazdığım başka bir " Pazar günü içerikli " bloğumdan neler düşünerek ayrıldınız en Sokrates'inden =) Bu Pazar 11 Kasım'ı gösterdi. Dün de Atamız'ın 1938'den beri gelen her Kasım'da yapıldığı gibi saat 09:05'te andık. Ruhu şadolsun. Evet başrol oyuncumuz sevgili eşkıya oğlum Furkan =))Yine herzaman ki gibi ortalığı birbirine katmakta elinden geleni ardına koymadı.Bir çocuk bukadar mı geveze olur Allahım..=((Daha doğru-dürüst konuşamıyor ama çıkardığı ses efektleri hiçbir teknolojik aygıt kadar ses çıkartamamıştır. Bana da Anne diyor hala ve çıldırıyorum." Oğlum baban değil miyim ben senin yavrucum? " diyorum ve yüzüme o kadar tatlı bakıyor ki, hemen boynuma sarıldı sırtımı sıvazladı.Bir de pat pat vurmaz mı sırtıma ? =)) Böyle yaptığı zaman bütün yağlarım eriyor.Her babanın yaşadığı gibi.Bana müthiş bir güven duyuyor.Annesi kızdığı zaman " anne, anne " diyerek hemen yanıma geliyor ve bacaklarıma sarılıp ellerini havaya kaldırıyor onu kucağıma almam için.Ne yapayım evlat işte dayanamıyorum.Bazen kızsamda olmuyor işte.Kan, can. Yüreğimin doymuş yağ oranı biranda eriyik duruma geçiyor ve çözeltileşiyor en becel'inden=))) Evin içine gökyüzünün eteklerinde dolaşan tombul bulutlar gibi dolaşıyor ayıcıklı pijamasıyla.Ayaklarında da herzamanki gibi kahverengi ayıcıklı çorap-ayakkabıları var.Tam dudak tiryakisi oldu EvelAallah.Ağzından o emzik hiç düşmüyor.Emziğin birini söndürüp birini yakıyor.=)) Kısa Emzik Light kullanıyor =)
Annesi oğluşuma mavi-beyaz bir Yedicüceler'inkine benzeyen şapka ördü.Ucunda da tombul ponponu var.Çok tatlı oldu yahu.Evimizin maskotu oldu biranda doğduğundan beri.Öğlene doğru annesiyle ikimiz ve Furkan dışarıya alışverişe çıktık.Ama nasıl fırtına ve yağmur varya kış gelmiş de bizim evden dışarıya çıkmamızı bekliyormuş.Baktık olacal gibi değil, hava resmen buz.Şöyle bir düşündüm.Dolmuş ne zaman lazım olur?E tabii ki lazım olunca =)))) Dedim " Seçil bu havada o markete gitmek gözümde okadar büyüyor ki anlatamam.Zaten de anlatamadım =))))Bindik minibüse dooru markete.
Markete gitmemiz biraz pahalıya maloldu ama neyaparsın 2 ayda bir gidiyoruz onu da tam yapıyoruz Allah bereket versin.Alacaklarımız aldık çıktık üst kata marketin.Bizim Furkan oyuncakları görmesin mi?Allah Allah.Penguen gibi paytak paytak koşturarak gitti hemen karşıdaki sepette duran dev ayıya.Sarıldı sımsıkı " Benim olacaksın kaçarı yok " der gibi =)) Sonra bir bisiklet vardı üstüne oturttuk.Yok öyle değilmiş de o daha iyi bilirmiş zıpır şey ! =)İndi bisikletinden, kendi ittirerek sürecekmiş.Allah Allah bak seen.Neyse eve gitmemiz gelmişti artık.Başladı bağırmaya koca merketin içinde.Avazı çıktığı kadar bağırdı da bağırdı.
Eve geldik ve hemmen uyuttuk keratayı.O kadar çok yorulmuş ki ; uykusu çok uzun sürdü.O kadar tatlı uyuyordu ki ; defalarca öptüm, öptüm, öptüm.....O tatlı tontiş yanaklarından...