Onlar savaşarak öldüler güneşe gömüldüler

Terör can almaya devam ediyor. Terör yine vatanımızın bir bölgesindeki insanları terörize ediyor, yani güçlü bildiği değerlere karşı şüphe uyandırıyor. Yani devletin gücüne karşı kuşku duyurmaya başlıyor. Neredeyse 90 lı yıllardaki gibi olma korkusu doğuyor insanların içinde.

Hamasi laflar yetmiyor. Terörün bitmesi, vatan evlatlarının şehit olmamamsı isteniyor.

Çözümün ne olduğu konusunda zerre kadar fikir üretilmiyor.

Sınır ötesine geçmek çözüm ise ve bu çözüm uygulanamıyorsa vay halimize.

Ne sınır ötesi operasyon için ne de terörün çözümü için bir siyasi kararlılık yok ortalıkta.

Siyasetin aklımızda kalan tek söylemi ve eylemi “askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığı” dır. Onun dışında ortalıkta bir şey yok. Şehit sayısının bir veya onbeş olması işin önemini değiştirmez. Basının bu konudaki tutumunu da kınıyorum, şehit sayısı artınca hepsi bir arada yükleniyorlar olayın üzerine sonra şehit sayısı bir veya iki olduğu günlerde haberler artistlerin altına düşüyor.

Ayrıca haberlerin veriliş şekli moral bozucu. Onbinlerce Türk askeri dağlarda operasyon yapıyorlar, ama baskına uğrayan, ölen, yaralanan hep bu vatan evlatları gibi haber veriliyor. Hainler hiç kayıp vermiyor mu, hainler elini kolunu sallayıp mı geziyor dağlarda.

Ülkemizdeki terör global anlayışta kavram değiştiriyor, bazı dış basın yayın organları teröristlere Kürt asiler demeye başladı. Bu küresel anlamda bizim için tehlike arz eden bir durumdur. Siyasetin başarısızlığının göstergesidir.

Sınır ötesi operasyon konusunda ABD halen bize karşı. Bu konuda geçit vermek istemiyor. Hatta PKK nın elinde Amerikan ağır silahları olduğu konusundaki Başbakanın açıklaması hakkında henüz kayda değer bir çalışma yapmadılar.

Yirmi yılı aşkın süredir bitmeyen bir terörün belası var. Bu konuda ortaya konulan tüm somut yaklaşımlar, iyi niyetli davranışlar terörün niyetinin ülkeyi bölmekten başka bir şey olmadığını göstermiştir. Kürtçe yayın vb sosyal haklar bu insanların asıl amaçları değildi bu baştan beri belli idi, artık bölünme konusunda telaffuz edilen cümleler hepimizi çileden çıkarmaktadır. Bu ülkede bazı belediye başkanları pervasızca, Türkiye’de belediye başkanı olduğunu unutarak konuşabilmektedir.

Parlamentoda bir grup açıkça kimin temsilcisi ve neyin temsilcisi olduğunu ifade edebilmektedir. Tüm bu özgürlük ortamına karşın terör sürüyorsa, tek amaç bu ülkeyi bölmektir.

Biz kardeşiz, etle tırnak gibiyiz gibi bazı hainler için anlam taşımayan ifadeleri de bırakmak lazımdır. Birlikte yaşamak istemeyenler için, başkaldıranlar için büyük devletlerin yaptıkları vardır.

Biz büyük devlet miyiz, muhtaç devlet miyiz? Bu günlere bu hallere nasıl geldik. AKP, DTP karşısında oy aldı diye niye sevinir oldu? DTP niçin bu ülkenin partisi gibi görünmeme ve olmama cesaretine ulaştı?

Ülkenin bölünmezliği, laik devlet kavramları neden tartışılır oldu.

Neden Türkiye’nin bölünmesi üzerine yapılan çalışmalar konuşulur oldu ve korku unsuru oldu?

Bekliyorduk ki, ortalama kişi başına düşen milli gelir artarsa terör azalır. Ve milli gelirin 3000 dolardan 6000 dolara çıktığının söylendiği yıllardayız, terör artmıyor azıyor. Ya hesap yanlış, ya çözüm tespiti yanlış ya da teröristin hesabı birlikte yaşamak değil bölünmekten yana.

Yapacağımız şey, bu bölünme konusunda teröristlerin dünyada yandaş toplamalarını, yandaş bulmalarını engellemektir. Onlara terörist diyenler bir gün asi demeye başlarlarsa işimiz çok ama çok zor olur. Bu durumu engelleyecek olan ise siyasetin ta kendisidir. Yaptıklarını anlatmasıdır. Özgürlüklerle ilgili Türkiye için yabancıların söyleyecek lafı olmamasıdır. 301. ci madde konusu bile Türkiye’nin uluslar arası platformda yumuşak karnı olabilir ve öyledir de.

Yelkenler batıdan doğuya dönebilir, Türkiye batıdan kopabilir. O zaman müdahaleye açık, maniplasyona açık bir hale gelebiliriz.

Mehmetçik ve güvenlik güçleri üzerine düşen her şeyi yapıyor, başarılamayan tek şey Irak’tan teröristin sağladığı lojistik desteğin önlenmesi ve PKK ya karşı güçlü bir uluslar arası işbirliğinin sağlanmasıdır. Bunu başaramadıkça şehitlerimiz yüreğimizi yakmaya devam edecektir.

“onlar dövüşerek öldüler, güneşe gömüldüler” ışıklar içinde yatıyorlar ve bu ülkenin geleceğini aydınlatıyorlar. Onların verdikleri canlara layık olalım.