- Kategori
- Kültür - Sanat
Onur Akın açık hava konseri

Onur Akın’n açık hava konseri akşam üzeri tesadüfen reklam panolarındaki ilanlarda eşim görmüş. İyi ki görmüş. Konser saat 21 de başlayacakken her zamanki gibi (genelde bizim sanatçılar ne hikmettir anlayamam hep geç kalırlar) yine 20 dakika geç başladı. Galiba sanatçılarımız bu konuda duyarlı olamaya başlamaları zaman alacak gibi. Alan hınca hınç dolu geç başlayan konser, insanların gecikme den kaynaklanan homurtularının yerini müziğin keyfi ve Onur Akın’ın duygu dolu sesi aldı. Şarkının bitiminde alkışların coşkusu konserin havasına baştan sona damgasını vurdu. Benim aklıma takılan ise onur Akın’ı ilk dinlediğim yıllardan bu yana birlikte saçı sakalı ağartmış olduğumuz gerçeği takıldı aklıma.
Ben bu düşüncelerde iken Ahmet Arif’in adiloş bebem şiirini okuyordu sahnede. “Bunlar engerekler ve çıyanlardır tanı bunları tanı da büyü” ardında 33 kurşun. "Gül memeler değil domdom kurşunu paramparça ağzımdaki, kirvem hallarımı aynı böyle yaz” ardında çoşkuyla Ahmet Telli "Hala koynumda resmin" şiirinden bestelenmiş şarkısı sonrasında Yılmaz Odabaşı’nın "Ey hayat" şiirinden şarkıya can vermiş dizeleri. Ardında Sabahattin Ali’den "Aldırma gönül" ve Nazım Hikmet’in “Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi” dizelerindeki duygu dolu sözleri ve insanlar şarkıların gönüllü korusu. “Bir gül ver bana” tüm sevdalılara seslenir gibi., tüm aşıkların tek yürek söylediği “Gaybana geceler” yüreğinde aşk sevda olanlar, hasretlik çekenler, sevdiğinden gül bekleyenler yani herkes tek ses tek yürek olup konserin büyüsüne kapıldı. Ses düzeninin yetersizliğine rağmen, onur Akın’ın performansı müthiş. Şarkılar aşka yazılı sevda yüklü hasret yüklü insan yüklü şarkılar. Aralara sıkıştırdığı konuşmalarında ise birlikte yaşamın güzelliğini vurgulaması ayrı bir güzellikti. En sevdiğim slogan "Yaşasın halkların kardeşliği diyordu” ve ardında Ege'de yaşayan doğudan yükselen ezgiyle içlenirken doğuda yaşayan Hatçam türküsünde kendini buluyordu.
İşte buydu Anadolunun güzelliği tüm kirli oyunlara inat, türkülerde tek ses tek yürekti. Bir düşe dalar gibi dalmışım ezgilere ve konser tüm hızıyla sürerken oğlum uyuklamaya başladı ve biz istemeyerek de olsa alandan ayrıldık, tüm coşkusuyla konseri geride bırakarak, bir yanımız eksik kalmış gibi.