- Kategori
- Öykü
Ötekileştirilmek ( -2- )
Normal olmak ne demek? Kime göre, neye göre normal olmak? Popo nasıl normal olur? Her bedenin poposu farklı mıdır? O zaman kitaplarda eksik bilgiler var ya da benim popom henüz kitaplara konu olmadı mı? Bir gün bunların cevabını bulursam Arzu seni de yanıtlarım elbet diyerek defterini kapattı.
Tarihin kendini tekrarladığı söylenir hep bunun ne anlama geldiğini yaşadıklarımızdan kimimiz çıkarır, kimimizse farkına varmadan yanından geçer. Yaşadıklarından çıkaranlar ilkinde anlamlandıramadıklarını tekerrür ettiğinde ne anlama geldiğini anlayarak, bulamadıkları cevapları bulurlar, hayatlarını yeniden sorgularlar. Sitem’de bu guruptandı. Tarih onun için yeniden tekerrür etmişti aradan geçen onca yılın ardından ama bu sefer yirmili yaşlarda hayattan ne istediğini bildiği, başka bir yerde, başka bir zamanda.
Mahmut işinde başarılı bir televizyoncu aynı zamanda çapkın biriydi. Sitem’e Erzincan depreminde hasar alan yerleri gezdirirken bir yandan da kur yapıyordu aklınca. Bir yanı doğulu gibi düşünürken diğer yanı batılı gibi yaşıyordu. Yani penis kafalı erkekler gurubundandı.
—Tek başına bir kız için zor olsa gerek kendini korumak diye sordu Sitem’e.
—Kimden korumak sizin gibi parmağında yüzük olduğuna bakmaksızın her çiçekten bal alacağını düşünen erkeklerden mi, yoksa işini yapmak adına başka şehirlere kadınlarında yalnız gidebileceğini anlayamayan erkeklerden mi? Öyle ise hiç zor değil inanın hele ki sizin gibi her iki guruba giren erkeklerden korumak hiç zor değil. Bence onlar benden kendilerini korusun ne dersiniz? Diye yanıtladı Sitem Mahmut’u… Diyemedi penis kafalı olmasaydınız eğer her şeye dik bakmazdınız diye. Ama içinden geçenlerde tamda bunlardı.
Mahmut cevap vermekte zorlandı onun yerine
—Bu akşam Polisevi’nde bir yemek yemeğe ne dersin hem benimle ilgili yanlış düşüncelerini de masaya yatırırız olmaz mı? diye sordu?
—Şansınızı fazla zorluyorsunuz derim. Sizinle ilgili yanlış ya da doğru bir şey düşünmem için sizi önemsemem gerek oysa ben size sadece iş gereği tahammül ediyorum bilmem farkında mısınız? Diye yanıtladı Sitem.
—Hadi ama bir yemek altı üstü, hem kendini böyle koruyorsan hiç adil değil yoksa koruyamayacağından mı korkuyorsun? Dedi kıza Mahmut.
—Tahrik öyle mi peki öyle olsun gelmemin nedeni tahrik değil emin olun sizin kafanızdaki örümcek ağlarını biraz daha temizlemek diyerek oradan ayrıldı Sitem.
Arkasından bağırdı Mahmut
—Akşam sekizde alırım seni.
Polisevinde karşılıklı oturmuş yemeklerini yiyorlardı şimdi. Sitem hızlıca kafasını yemekten kaldırdı ve…
—Ne istiyorsun benden?
—Seni
—Beni?
—Evet seni
—Neden?
—Çok rahatsın, yalnızsın ve…
—Evet ve…
—Yani farklısın arkadakileri merak ediyorum
—Nasıl farklı, hangi arkadakiler?
—Ya nasıl söylenir bilmiyorum işte senin gibi bir kız arkadaşım olmadı hani sakatsın ya işte bir sakatla nasıl birlikte olunur, vücudu nasıldır, en önemlisi o kalça arkasında neler var bunları merak ediyorum diye sıraladığı cümleleri duyunca Sitem bir anda Arzu’nun söylediklerine gitti.
İşte Tarih tekerrürdü ve şimdi anlamıştı yıllar önce Arzu’nun ne demek istediğini, beden dersine neden alınmadığını ve defterine yazdığı soruların cevabını şimdi almıştı artık bu soruların cevabını hem kendine hem de Arzu’ya verebilirdi. İyi de bu kadar sığmıydı bunlar, nasıl bu kadar aptalca düşünebiliyorlardı? O sakat değildi ki her şeyden önce. Burada sakat olan tek şey onu ötekileştiren bu fikirlerdi, bu düşüncelerdi. Hadi Arzu o zamanlar çocuktu yeterince bilgi sahibi değildi ama ya bu adam güya televizyoncuydu. Haha kenarın cusu… Ya sistem, onu beden eğitimi dersine almayan sistem, sakatların da beden eğitimi yapabilecek tekniklerin olabileceğini öğreneceklerine yaptırmamayı doğru bulan sistem ona ne demeli? Asıl onu sorgulamak gerek.
Demek böyle ötekileştiriliyordu insanlar, bilgisizce. İyide bu hakkı kendilerinde nasıl bulabiliyorlardı? Hakları var mıydı birini diğerine göre ötekileştirmeye? Ya da neye göre ötekileştiriyorlardı? Bunun farkındalar mıydı gerçekten? Benim sakatlığımın adı vardı ama beni ötekileştiren bu sakat fikirlerinin bir adı yoktu. Üstüne üstlük cinsel bir ötekileştirme yaşıyordum. Of Tanrım bu ne cehalet. Cinsel kimliğim belli kadın. Her kadında olan vücut uzuvlarım var. Üstelik tamamen aynı. Ve sağlıklı kadınlar gibi tercihimde karşı cins. O halde cinsel olarak nasıl ötekileştirilebilirim? Kaldı ki seçimlerin adı ötekileştirilmekte olmamalı. Bu ne bilgisizlik? Kesin bunların kafasından geçen kalça modeli benim tahmin bile edemeyeceğimin ötesinde.
En çok korktuğumuz masal, bilmediğimizdir. Bilmedikleri için korkuyorlar. Ötekileştirmek korkudan geçer. Korkak insanlar karşısındakini ötekileştirir. Bilmediklerini ötekileştirir.
Bana burada yapılan ötekileştirmeyi pozitif bir ötekileştirme olarak almalıyım yoksa negatif mi? Of saçmalıyorum ötekileştirmenin neresinden bakarsan bak dışlanmak değil mi de pozitif mi, negatif mi diyorum? Sanki neyi değiştirecekse. İyi de ben ötekimiyim ki bunu kendime soruyorum? Sırf bedensel bir farklıktan dolayı bu penis kafalıya göre mi ötekiyim ya da erkek düşkünü Arzu’ya göre mi yoksa beni beden dersine almayan batık sisteme göre mi? Kime göre ötekiyim. Ben ötekiysem onlar ne? Sezen bir şarkısında der ya beni kategorize etme, benle oynama.
matematikleştirme beni, çarpma, bölme
toplama, çıkartma sakın beni hesaplaştırma
mekanikleştirme beni otomatikleştirme
yarıştırma sakın onla bunla karşılaştırma“
Ne güzel de söylemiş. Beni ötekileştirenlerin, kategorize edenlerin oysa bilmedikleri benim öteki değil, kendim olduğumdur.
Sitem tüm bunları hızla düşünürken hiç istifini bozmadan Mahmut’un gözlerinin içine baktı ve…
—Sana penis kafalı olduğunu söylemiş miydim?
—Ne?
—Penis kafalısın. Öyle olmasa bu kadar dik düşünmezdin. Merakını ve bilgisizliğini gideremeyeceğim için üzgünüm. O ve onlar demek yerine Ben ve biz diyebilmeyi öğrenirsen belki bilgisizliğin biter. Hoş sen bunu da anlamazsın ya. Benim kalçamı çok merak ediyorsan akşam aynada kendi kalçana bakmanı tavsiye ederim tabii dikine bakma dikine bakarsan göremezsin. Şimdi bana müsaade.
—Ha bu arada buda beynindeki örümcek ağlarının temizlenmesi için diyerek Mahmut’un kafasından bir şişe sürahiyi geçirip odasına gitti Sitemmm.
Daha hayatta kaç kez ötekileştirileceğini bilmese de artık şunu çok iyi biliyordu ötekileştirilmiş olmak ona bir şey kaybettirmiyor aksine onu ötekileştirenlerin kayıplarda olduğu idi…
Ötekileştirilmek -1- ; http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=201678
oyatekin@gmail.com