Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '22

 
Kategori
Turizm
 

OTELDE UCUZ VE EKSİK İSTİHDAM

OTELLERDE UCUZ VE EKSİK İSTİHDAM 

Sadece gelirlerinize bakarak otel işletmenizin gidişatı hakkında bir sonuca varamazsınız… Ya da kasa ve banka gibi nakit hesaplarınızın hareketini ihtiva eden ve rapor zannettiğiniz ama aslında küçük bir bilgiden öteye gitmeyen dokümanlara bakarak nereye varabilirsiniz... 

Hiçbir yere varamazsınız… 

Ucuz adam alıp title ları da bedavaya dağıtarak hem otelcilik sektörüne, hem kendinize ve işletmenize ve hem de o kişinin kendisine aynı oranda kötülük yapmış olursunuz… 

Şimdi düşünün… Adı Genel Müdür Yardımcısı… Ücretine bakın… 800-1000 YTL..  Genel müdür yok ve bu kişi genel müdürlüğü de götürdüğünü zannediyor… Genel müdür olmayı umuyor… Otelcilikteki bilgisi demeyelim tecrübesi, kasiyerlik, cost control ve satın alma da çalışmış 3-5 seneyle sınırlı.. Tahsiline bakıyoruz üniversite sınavındaki puanı parasız devlet üniversitelerine girmeye yeterli olmamış ve baba parasıyla yavru vatanda iktisat okumuş... Otelcilik bilgisi, kültürü ve eğitimi yok denecek kadar az… Dolabının rafına koyduğu Samuelson un iktisat kitabıyla oteli çalıştıracağını, işleteceğini düşünen biri.. Genel müdür yardımcılığı veya genel müdürlük ne kadar ucuzmuş diyesi geliyor insanın… Ha bu arada hem satın alma md. hem GM yrd. Ve hem de Genel Müdürlük yaptığını düşünerek otel için ne kadar yararlı ve vazgeçilmez biri olduğunu da mutlaka düşünüyordur bu zevat… Bu otelcilik sektöründe yaşanabilecek çok spesifik uç bir örnek… Şimdi deyeceksiniz ki böyle bir şey nasıl olabilir? Bazılarınızın da olur olur biz de böyle şeyler yaşadık dediğini işitir gibi oluyorum… Açıkçası ben de olur diyenlerdenim… 

Özellikle yönetici kadrosunda çok ucuz istihdam politikası izleyen otel sahipleri sanmayın ki bunları isteyerek yapıyor… Tabi ki otel sahipleri çok kazanıp yöneticilerine de daha çok vermek isterler… Fakat böyle bir politika izliyorlar ise istemeden de olsa bu şekilde yapmaktan başka çareleri yok… Çünkü bu yaşanmış ve uzatma dakikaları oynanan bir süreç... Bu sürecin mimarı da yine işletme sahiplerinin kendileridir.. hiç kimseye kabahati bulmasınlar.. Bu sürecin sonu aynen şöyle biter; şayet işletme sahibi finansal yönden güçlü ise bu durum onun için bir şanstır… Otel işletmesini kiraya verir ve her yıl kazanabileceğinin (net kar) yarısı veya en kötüsüyle üçte birine razı olur… Finansal yönden güçlü değilse; ya kendisi sahibi olduğu işletmeyi satışa çıkarır ya da kredi borcu olduğu banka/lar alacaklarını tahsil etmek için teminat olarak ipotek altına aldıkları oteli satışa çıkararak alacaklarını tahsil ederler üste para kalıyorsa onu da otelciye verirler.. Bu süreci biraz daha uzatmak ve banka borçlarını kapatmak için otel sahibi (gerçek ya da tüzel kişi) önce bankasını değiştirir, diğer bankanın kredisiyle önceki bankanın kredisini kapatır, ama bu çözüm değildir elbette… Tefecinin eline düşmüşse hazin son daha da çabuklaşır... ve sıra ünlü sanatçı Sn. Kayahan’ın o meşhur şarkısını söylemeye gelir… “Allah’ım neydi günahım…. Ben nerde yanlış yaptım…” 

Turizm ve otelcilik sektöründeki ve diğer sektörlerdeki iş yaşamımda otel ya da fabrika sahiplerinden tanık olduğum şu; bakın aynen şöyle diyorlar “Yahu eskiden küçük bir atölyem vardı… 7 kişi çalışırdı… her şeye hakimdim… şimdi fabrikam var 270 kişi çalışıyor… hakim olamıyorum… ne kadar daha çok vakit geçirsem de fabrikamda bir çok şeye hakim değilim.” Veya aynı şekilde “ Yahu önceden 40 odalı bir otelim vardı.. gayet iyi çalıştırıyordum şimdi 2-3 otelim var 600 ün üzerinde oda kapasitem fakat bir türlü olmuyor, 40 odalı oteli çalıştırdığım zamanki gibi mutlu değilim… Bir çok şey kontrolümden çıkmış durumda… Bu durum uykularımı kaçırıyor…”  Ben de buna mukabil şunu söylüyorum;“ General Motors Co. (ki faaliyet bütçesi Türkiye bütçesinden büyüktür.) veya Ford gibi sanayi şirketleri , Hilton, Sheraton gibi  - bekli de sizin toplam oda sayınızdan daha fazla oteli işletip çalıştıran dünyada söz sahibi otel zincirleri olan - firmalar bunu nasıl beceriyor?, Sabancı, Koç grubu nasıl beceriyor? Dedeman grubu nasıl beceriyor? Bütün gün otelinizde, fabrikanızda dört dönüp birilerini ya da bir şeyleri kontrol etmeye çalışacağınıza bunu düşünün, aynı anda her yerde olamazsınız.vs.vs.vs.” diyorum.. 

Her sektörde olduğu gibi otelcilik sektöründe de büyümede arzu edilen, istikrarlı olmasının yanında borçla olmamalıdır, karla olmalıdır.. Bir önceki yıldan acenta ya da tur operatörlerinden aldığınız ön ödemelerle bir sonraki yılı kotarmaya çalışmak ise en başta ucuz ve eksik istihdam politikalarını hayata geçirmeye zorlar sizi bu da yavaş yavaş güme gittiğinizi gösterir… Çünkü hizmet ve ürün kalitenizde hızlı düşüşler yaşanması kaçınılmaz olacaktır.. Bu durum da kurumsal ya da bireysel müşterilerinizde aynı oranda hızlı bir azalmaya neden olacaktır… Nihayetinde bu tip işletme sahipleri açısından olacağı, Ünlü sanatçı Sn. Adnan Şenses in çok güzel söylediği gibi “…Doldur be meyhaneci… Yanıyor içim dışım…” 

İstikrarlı bir Büyüme Otel işletmesinin faaliyetinin neticesinde elde edeceği karlarla olmalıdır…  Borç borçla ödenmez, Borç karla ödenir… Bunun gerçekleşmesi ise her bakımdan tercih edilen bir Otel olmanıza bağlıdır. Ve karlarınızın devamlılığı da müşterilerinizin artan bir şekilde sizi tercih etmesine bağlıdır.. Bunu ucuz ve eksik istihdam politikaları ile sağlamaya çalışmak ise işletmeniz için Azrail’e davetiye çıkarmaktır… Ancak yukarıda bahsettiğim sürecin uzatmaları oynanıyor ise yapacak bir şey de kalmamış demektir... Ünlü iktisat Profesörü Paul A.Samuelson un İktisat isimli kitabında makro düzeyde yazılanlar(ki genel ekonomi konusunda çok güzel bir kitaptır.) mikro düzeydeki Otel işletme/lerinizi kurtarır mı acaba?..  Hiç sanmıyorum…  

Turizm ve Otelcilik sektörü değişik alanlarda ihtisas yapmış kişiler nezdinde cazibesini her zaman koruyacaktır... İhtisas konularında, kendi sektöründe dahi başarılı olmayı denemeden, turizm ve otelcilik sektöründe yönetici olarak şansını denemeye can atan bir çok kişi – sektörün cazibesi sürdüğü müddetçe - her zaman olacaktır... Bu noktada yatırımcıya hiçbir sözüm yok… Değişik sektörlerde edinmiş oldukları maddi birikimleri, cezbeden turizm ve otelcilik sektöründe - Ünlü Sanatçı Sn. İbrahim Tatlıses’in veya casinolar kralı Sn. Sudi Özkan’ın yaptığı gibi - yatırıma dönüştürmeleri kadar doğal ve güzel bir şey olamaz… Tüm turizm ve otelcilik yatırımcılarına söyleyebileceğim tek şey… Turizm ve otelcilik sektöründe ihtisas yapmış bilgi ve birikimi yüksek, yeterli tecrübeye sahip üst ve orta kademe yöneticilerle çalışmaları gerektiğidir. Bu konuda bir tek istisna otelin teknik departmanı olabilir ama o departmanın yönetici ve personeline de turizm ve otelcilik kültürü, otel içinde aşılanmalıdır…  Üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin –diğer bölümleri saymıyorum- İktisat veya işletme bölümünde ihtisaslaşanlarla bu iş olabilseydi, 1900’lerin başlarında Amerika, ortalarında Avrupa’da gerçekleşen, bizde de aynı yüz yılın son çeyreğinin başlarını bulan, ilgili fakültelerin Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümlerine hiç ihtiyaç olmazdı... Belki biz onlar yaptı diye yaptık bunu, ki iyi de yapmışız. Çünkü o tarihlerde - aynı dönemlerde Aydın Turizm ve Otel işletmeciliği Y.O. da okuduğumuz arkadaşlar hatırlayacaktır - Türkiye’nin tüm oda kapasitesi Rodos adasının oda kapasitesi kadardı. Ancak, Amerikalı ve Avrupalının Turizm ve Otel İşletmeciliği konusunda ihtisas sahibi olunması yönünde zevk için adımlar atmadığı kesin... Meyveleri de sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ortada.. İsimlerinin sonuna ya da başına “Hotel” bile yazmaya gerek yok… Bizde de böyle zincirler var mı? elbette var... onları da siz söyleyin...

15/04/2007 
Adnan Şişman

 
Toplam blog
: 177
: 9
Kayıt tarihi
: 21.08.15
 
 

1961 yılının sıcacık Temmuz ayının 12. Günü sabah serinliğinde, Üsküdar Zeynep Kamil doğum hastan..