- Kategori
- Deneme
Övünmek
Bir kişiyi överken: O kişinin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Örneğin:Bazı kişiler övgüye yalan karıştırıp kendilerini daha da gülünç duruma sokuyorlar. Bazı kişiler çocuklarının, yakın akrabalarının başarısı ile övünürler. Evi, arabası, eşya ve giysileri ile övünenler de çoktur. Hatırladıkça gülerim. Üniversite son sınıfta iken, önceden tanıdığımız bir ailenin annesi bizi ziyarete geleceğini bildirdi. “Buyursunlar “ diyerek eski komşumuzu kabul ettik. Hanım geldi, kahveler çaylar içildi, ikramlar yapıldı. Önce beni övdü: “aman kızımız da pek güzelmiş, zaten oğlum da söyledi. Ben küçüklüğünü biliyordum, o zamanda güzel, bıcır, bıcır çalışkan bir kızdı. (Hâlbuki o hanım beni çocukluğumda bir kez gördü, sonra ben Ankara’ya halamın yanına geldim. İlk, orta, Liseyi orada okudum. Üniversiteye başladığım yıl annemler Ankara’ya geldiler. Ben de annemlerin yanına geldim.)Bayan çantasından bir fotoğraf çıkardı. Türkiye’mizin 4 ncü Cumhurbaşkanı, rahmetli Sayın Cemal Gürsel. Üniversitelerden birini ziyarete gittiğinde öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmiş. O fotoğrafta o bayanın oğlu da var. Bayan başladı övünmeye : “Cemal Gürsel Abım bizim çok yakınımız, oğlum da onun sağ kolu, her yere giderken onu da götürür, bazı konularda ona danışır. Oğlum üniversiteyi bitirdi. Şimdi onu yanına alacak vs.” Attıkça attı yalanları övünmeleri peş, peşe sıraladı. Sonra da sadede geldi ve “Bugün ben size Allahın emri, Peygamberi kavli ile kızınızı oğluma istemeye geldim.” Demez mi. Şaşırdık kaldık. Çünkü ben fakülte birinci sınıfta iken oğlu da Fen Fakültesindeydi ve biz orada 1 yıl toprak kürsüsü derslerine devam ettik. Oğlu ile o yıl birlikte ders gördük ama derslerden kaytarır, yazılı sınavlarda kopya çekerdi. Biz mezun olduk. O hala birinci sınıftaydı ve kovuldu. Bence övünmek bir hastalık. Övünürken riya, yalan dolan da işin içine girince o kişi daha küçülüyor, gülünç duruma düşüyor. Neticede ailem uygun bir şekilde ret cevabı verdiler. Şimdi oğlu Lise mezunu olarak bir yerde çalışıp emekli olmuş. Bu konu bende aşağıdaki fıkrayı çağrıştırdı: Fıkradaki ilk bayan hem övünüyor, hem de yalan söylüyor.
İki komşu oturmuşlar, birisi kızını boyuna övüyor: “benim kızım büyük bir şirkette çalışıyor. Patronu onu çok seviyor. Ona özel bir oda verdi, işleri çok ilerledi, gece gündüz çalışınca eve gelemez oldu, patronu ona bir daire aldı, içini dayayıp döşedi, altına araba aldı. Kızımı özel üniversite de okuttu. Şimdi kızım üniversite mezunu oldu. Peki, senin kızın ne iş yapıyor? )diyince komşusu (Bacım benim kızım da Or…s..pu ama senin kızın gibi pazarlayamadık.)
NAHİDE ÇELEBİ