- Kategori
- Deneme
Öylesine bir "bayram" yazısı

“bütün dünya buna inansa, bir inansa
hayat bayram olsa
insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa
uzansak sonsuza…”
Şarkının ana vurgusu bu; ”hayat bayram olsa!...”diyor ve sonrasında devam ediyor şair tam da şimdilerde bize en uzak ve en ihtiyaç duyduğumuz şey olan “bayram” algısı üzerinde daha canhıraş bir hisle kafa patlatmanın vakti iken klişeleşmiş “nerde o eski bayramlar” sendromunu ve beyhude özlemini dillendirmenin bir anlamı yok, lakin söz konusu insan yaşamı olunca hiçbir şeyi görmek istemiyor insan, daha doğrusu başka şeyleri görme absürtlüğüne düşmek çok anlamsız oluyor.
Her televizyon açtığımızda ekranlardan eksik olmayan ölüm ve gözyaşı haberlerinin gerçeğinden hangi vicdan sahibi sıyrılıp ortada hiçbir şey yokmuş gibi “bayram” rehavetine kendini bırakabilir ki?
Ülkede gizliden gizliye bir iç savaşın tezgâhlanmaya çalışıldığı, dağlarımızdan, şehirlerimizden, sokağımızdan kan ve gözyaşının eksik olmadığı şu demlerde gencecik yavrularımızın birer adanmış gibi toprağa bir bir düştüğünü görüp de hangi merhamet sahibi duygu kalkıp da “bayram” yapabilir ki?
Evet birer adanmış gibi bir bir toprağa düşerken çocuklarımız yüce yaradanın merhameti Hz. İbrahim’in sevgili yavrusu Hz. İsmail’in kurban edilmesine nasıl razı gelmediyse bizlerde o ışığın izinden gidecek bir merhametle ölüm ve şiddeti bir karabasan gibi evlatlarımızın üzerinden atabilecek miyiz?
Yeryüzünde onca acı, onca talan ve onca sömürü varken biz hangi duygularla “bayram’ı” kutlayacağız ki?
Sanırım “bayram” en çok çocuklara yakışır, onların o temiz ve kirlenmemiş dünyalarının kirletilmemesi ümidi ile çocuklarımıza bayramı yaşatalım, ama iyi bilmemiz gerekir ki bayramların gelebilmesi için öncelikle matemlerin kalkması lazım!
Şarkıdaki sözleri bir temenni olarak kabul edip
“bütün dünya buna inansa, bir inansa
hayat bayram olsa
insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa
uzansak sonsuza…”
Diyor ve en içten hislerimle “BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!” diyorum.