- Kategori
- Dünya
Oyuna gelmiyoruz, Suriye’ye girmiyoruz

Suriye...
Suriye’nin kuzeyinde, PKK’nın komşudaki kolu olan PYD hâkim oldu.
Türkiye, oraya müdahale etmek ister. Çünkü güneyinden PKK ile kuşatılmak istemez.
Nitekim yetkililer, derhal, buna “seyirci kalınamayacağı”nı dile getirdiler.
Fakat...
Amerika ne dedi?
“Durun bakalım, daha fazla askerleştirmek işi daha da karmaşıklaştırır.”
ABD’nin, bizim müdahalemize karşı olduğu yer burası. PKK’nın ele geçirdiği Kuzey Suriye’ye girmemizi istemiyor.
Amerika, “girmeyin” deyince, bazı aklıevveler, “Hani Amerika, Suriye’ye girmemizi istiyordu? İşte kendileri ‘girmeyin’ diyorlar.” şeklinde muhalefete çattılar.
“Girmeyin” lafını, Suriye’ye girmeyin diye anlamışlar.
Halbuki Amerika, Kuzey’e girmemizi istemiyor ama Esad’ı düşürmek için Şam’a doğru “taarruz” etmemizi “şiddetle” istiyor.
Aylardan beri oynanan bir sürü oyun, “simülasyon”, “operasyon”, “motivasyon” hep bunun için.
Lâkin...
Türkiye direniyor.
Direniyor derken; düzenli ordumuzun sokulmasına karşı direniyor.
Yoksa Suriye yönetiminin muhaliflerine her türlü desteği verdiği ortada.
Bununla beraber, anlaşıldı ki, iş destekle falan olmayacak. Muhalifler Esad’ı düşüremeyecekler.
Çare!
Çare, Türk Ordusu girip halletmeli.
Bunun için her türlü kışkırtma yapılmalı.
Ve yapılmakta...
Bundan 2 ay önce Washington’da, ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye “ekipleri”nin katıldığı bir “simülasyon” (savaş oyunu) yapılmış. Haberi Hürriyet yayımladı, diğer gazete ve TV’ler de oradan alıp okuyucu ve seyircilerine duyurdular.
Buna göre; Türkiye, Suriye’ye müdahaleye direniyor. Fakat Gaziantep veya Kahramanmaraş’ta patlayan ve sivillerin ölümüne yol açan bir bomba bardağı taşırıyor...
Veeee... Türkiye, Suriye’ye girmeye mecbur oluyor.
Senaryonun birinci bölümü gerçekleşti.
Gaziantep’te bomba, çok can kaybına yol açacak, kitleleri kışkırtacak biçimde patladı...
Ama Türkiye oyuna gelmedi.
Medyadaki ve Meclisteki, Suriye’ye girmeye teşne birkaç “hayalperest” dışında hiç kimse Suriye’yi hedef göstermedi.
Demek ki millet olarak, yönetim olarak, kahir ekseriyetimiz oynanan oyunun farkında.
Bu, istikrarın ve istikbalin sigortası.
Ziyadesiyle memnun edici...
Fakat yine de çok sevinmeyelim...
Elin oğlunda oyun, simülasyon, motivasyon bitmez!
Mutlaka yenileri, aklımızın ucundan bile geçmeyenler sahneye konacaktır.
Çok dikkatli, gayet uyanık olmak zorundayız.
Suriye’ye girmemekliğimizi bize pahalıya ödetmeye çalışacaklardır.
Ancak unutmayalım ki; o bataklığa dalmanın bedeli çok daha pahalı, çok daha ağır olur.
x x x
ÂLİM-ÂMİR
Ne güzel âlimdir âmirin önünde eğilmez; ne güzel âmirdir âlimin önünde eğilir.
MEVLÂNA
26 Ağustos, sabah, 1158