Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Özerk bölgeye Öcalan vali, PKK güvenlik mi olacak?

Özerk bölgeye Öcalan vali, PKK güvenlik mi olacak?
 

Öncelikle yandaş ve de candaş gazetelerin eğip bükmeye, bambaşka anlamlar yüklemeye çalıştığı bir kavrama açıklık getirelim.

Devlet nedir? Bir ülkede, bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı olarak yaşayan bir milletin veya milletler topluluğunun meydana getirdiği siyasi varlık.

Hemen hemen bütün tariflerin özü bu cümledir. Devletin, hükümetin emri dışında bir iş yapması asla mümkün değildir.

Hükümet nedir? Adı üzerinde hükmeden demektir. Yani iyi veya kötü, doğru veya yanlış bir ülkedeki tüm icraatlardan hükümet sorumludur. O zaman başta belirttiğimiz yandaş vede candaş basının PKK- hükümet görüşmelerini devlet  - PKK görüşmesi diyerek AKP yi bu işin dışında tutmaya çalışmaları olsa olsa bu halkın en azından büyük bir bölümü ile alay etmek anlamına gelir. Bu konunun altını çizdikten sonra işin özüne gelelim. Dünyada bizim tespitimize göre bir ilk yaşanıyor. Hükümet terörist başı ile pazarlığa oturmuş birşeyler alıp veriyor. Hiç kimse bişey vermiyoruz falan demesin. Eğer bir masanın etrafında karşıt güçler pazarlık yapıyorlarsa ikisi de kazanmayı hedefliyordur.

Erdoğan’a yakın gazetelere servis edilen bilgiye göre Öcalan’la görüşmeler, Mayıs’tan itibaren yoğunlaştı. Öcalan, Hükümet’ten belli sözler alarak açlık grevlerinin sona erdirilmesi çağrısı yaptı, kritik eşik de bu oldu.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Öcalan’la görüşmeler üzerinden PKK’ya silah bıraktırma iddiasını, PKK yöneticileri yalanlıyor. PKK’da Öcalan’dan sonraki kişi olan Murat Karayılan Kasım ayı sonunda “silah bırakmaya niyetimiz yok” dedi. Bir başka PKK yöneticisi Duran Kalkan’ın “2013’te ideolojik, siyasi, askeri bütün alanlarda topyekun bir devrimci hamleyi ifade edecek ve sonuç alacağız” diye konuştu.

PKK ile Oslo sürecinde yapılan görüşmelerin sonucunda, silah bırakmanın yanına bile yaklaşılmadı. Tam tersine PKK, tarihinin en üstün politik ve askeri düzeyine ulaştı.”

Hükümet, yaklaşık ellibin insanımızın katlinden sorumlu bebek katili ile masaya otururken en azından ölenlerin ailelerine bu işe razı mısınız diye sordu mu? Hayır. O çok beğendikleri, ellerinden gelse hemen uygulamaya koyacakları şeriat hukukunda bile bir kimseye ceza verilirken mağdurun rızası alınır. Hani nerede? Laf başında ağızlarından dini Allahı eksik etmeyenler bunca insanımızın katilleri ile halk adına nasıl masaya oturabilirler? Anlayan beri gelsin. Hem de pazarlıklarda ne konuşulduğu ülke vatandaşının bilgisi dışında. Dökülen kanların hangi maddelere meze edildiğinden haberi yok. Bırakın vatandaşı, yabancı ülkelerde bizi temsil eden elçilerimize bile detaylı bilgi verilmiyor. Hakan Fidan beyefendinin “Fazla bir şey söyleyemem, bana daha fazla top çevirtmeyin” biçimindeki sözlerinden biz bunları anlıyoruz.

Bu bilgi yoksunluğu içinde ülkesinde sorumluluk bilincindeki vatandaş ne düşünüyor. Veya ne düşünebilir. Her kafadan bir düşünce çıkması gayet doğaldır. Tabii bizde geleceğe dair düşünceler üretiyoruz. Artık, iktidarın bir Osmanlı hayranı ve yeni Osmanlıcı olduğu anlaşılıyor. İlk fırsatta ülkeyi 1900 lü yılların başına çekip tarihi oradan devam ettirmek istediklerini düşünüyoruz. Laikliğe, Atatürk ilkelerine ve cumhuriyetin kazanımlarına bunca saldırının başka bir anlamı olabilir mi?

Şimdi düşünelim. Osmanlı kendine baş kaldıran Kürtlerle baş edemeyince ne yapmıştı? İsyancıların liderlerini paşa, isyancı çapulcularını da onun askerleri olarak atamıştı. Hamidiye alayları dediğimiz ucubeler işte bunlardı.

Acaba şimdiki düşünceleri de (PKK ve siyasal uzantılarının isteklerine bakarsak) güneydoğuya özerklik, Öcalan’a bölge valiliği PKK ya da güvenlik gücü olabilir mi? Bilemiyoruz. Ancak teröristlerle masaya oturulunca daha iyi bir şey çıkabileceğine de inanmıyoruz.

İzmir 2013-01-04

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..