Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '09

 
Kategori
Sinema
 

P.S.I Love You

P.S.I Love You
 

P.S.I Love You


Akşamları evimde film keyfi yaparken uzun zamandır tercihlerimi romantik komediden yana kullanmadığımı farkettim. Her neyse geçen akşam bir baktım artık bu sürenin uzunluğundanmıdır, yoksa oyuncu kadrosunun güçlü yapısından mıdır bilinmez, P.S. I Love You(Not Seni Seviyorum) filmini izlemek geldi içimden. Film bitince de şimdiye dek neden izlemedim diye kızdım durdum kendime. Çünkü uzun zamandır böylesine içimi ısıtan, yer yer acıtan bir film izlememiştim. Filmde kimler yok ki. Hilary Swank, Gerard Butler, Kathy Bates(iki bayanın da oscarlı oyuncular olduğunu belirteyim hemen), Lisa Kudrow, Gina Gershon, Harry Connick Jr ve daha kimler kimler. Neyse gelelim filmin konusuna.

Holly(Hilary Swank), emlak işiyle uğraşmaktadır. Kocası Jerry(Gerard Butler) ise limuzin kiralama şirketi kurmuştur bir arkadaşıyla beraber. Film, bu çiftin bir davet dönüşü evde tutuştukları kavgayla başlıyor. Ama çok geçmeden kavgayı bitiren çiftin aslında birbirlerine ne kadar da tutkuyla bağlı olduklarını anlıyoruz. Sonra birden bir cenaze çıkıyor karşımıza. <ı>"Allah Allah! kim öldü ki acaba." derken bir bakıyoruz ölen kişi Jerry'nin ta kendisi. Eh canım başroldeki aktörün filmin başında kaybolmayacağı belli de acaba nasıl dönecek diye merakla filme daha da sıkı sarılmaya başlıyoruz. Ve Jerry'nin dönüşü eşi Holly'e yazdığı ve ilki doğum gününde gelen, sonu "PS I Love You" cümlesiyle biten ve Holly'nin hayata dönüş pusulası olan mektuplarla oluyor.

Jerry'nin ölümü üzerine adeta yıkılan Holly, kendini tamamen kendi iç dünyasına hapseder. Doğum gününde annesi ve arkadaşları gelirler. Sürpriz bir de konuk vardır: Bir pastayla beraber gelen ses kaydı. Bu ses kaydında Jerry, Holly'e her gün bir mektup yollayacağından bahseder. Böylece, Holly'nin içinde bulunduğu karamsar dünyasından çıkması Jerry sayesinde olacaktır. Artık buradan sonrasını merak edenler, devamını filmde bulacaklar. Artık her yazımın bir parçası oldu ve yine değinmeden edemeyeceğim: "İlerde oluşacak olan film keyfinize limon sıkmak istemem."

Film kadrosuna gelince, Hilary Swank oldukça beğendiğim aktrislerden birisi. Çok güçlü oyunculuğunun yanında nedense bana oldukça sevimli gelen bir yapısı var. "Million Dollar Baby" ile hayran kalmıştım kendisine. Bu filmle iyice perçinlendi. Gerard Butler'i ise "300 Spartalı" filmindeki Kral Leonidas rolüyle biliriz çoğumuz. O filmde ne kadar sert ve duygusuz bir karakter canlandırıyorsa bu filmde tam tersi neşeli, sevecen bir rolle çıkıyor karşımıza. <ı>"Bu adam ne kadar da eğlenceliymiş meğer." dediğimi de belirtmeliyim. Ayrı bir cümle de Lisa Kudrow için yazmak istiyorum. Filmde doğru erkek peşindeki Denise karakterini canlandıran Kudrow'un oyunculuğu da şapka çıkarılacak türden.

Şu sıcak yaz günlerine doğru yelken açmışken, içinizi de ısıtacak bir film kesinlikle. Yer yer kahkahalar atacak, yer yer yüreğinizin bir köşesi cız edecek. Holly'nin hayata dönüş hikayesinin bir parçası olmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız.

İzleyin, sizin de içiniz sıcacık olsun.
 
Toplam blog
: 92
: 2632
Kayıt tarihi
: 28.01.09
 
 

Parliament Sinema Klübü'nde yayınlanan filmleri izlemek için çocuk halimle uykudan feragat ettiği..