Paraşütleri zamanında açalım

“Beyinler bir paraşüt gibidir. Ancak açılırsa çalışabilir. İşletebilirsek, özgün düşüncelere fırsat verirsek, beyin kendini kullanabilir.”[i] Sözünü duymuşsunuzdur. Bu sözün bize çağrıştırdıklarıyla yazmaya çalışacağız:

Arkamızdaki paraşütle uçaktan atlıyoruz. Gündemimizdeki konuların üstüne atlıyoruz. Örneğin TC. Cumhurbaşkanlığı seçimini konu ediniyoruz. Tam kişilere sıra gelince paraşütün düğmesine basarak paraşütün açılmasını sağlıyoruz ki yere çakılmayalım, birçokları gibi başımızı ağrıtmayalım; lazın akıbetine uğramayalım. Fıkrayı hatırlayacaksınız:

 Lazın biri uçaktan paraşütle atlamış.  "Paraşütü daha çok var sonra açarım" demiş. Biraz zaman geçmiş "biraz manzarayı seyredeyim sonra açarım paraşütü" demiş. Yere yaklaştığında "Nasılsa geldik paraşütü açmaya lüzum yok" demiş ve yere çakılmış.”[ii]

Gündemde olduğu için TC. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunu örnek olarak verdim. Gerek bu konuda, gerekse diğer konularda beynimizi işletmiyor, özgün düşüncelere fırsat vermiyoruz. Yani beynimiz kendini kullanamıyor. “Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”[iii]

Bu örnekten hareketle bazı çıkarımlar yapalım:

Paraşütü olmayanlar uçaktan atlamamalı. Biz nedense uzmanı olmadığımız, bilmediğimiz konular üzerine atlarız. Böylesine atlamaların kimseye yararı olmadığı gibi kendimize de zararı vardır.

Paraşütü olanlar uçaktan atlayabilir; ama paraşütün düğmesine zamanında basıvermeli. Çok yükseklerde iken düğmeye basılırsa asıl konuya temas edemeden yukarıda asılı kalırsınız. Kimse dediğinizi anlayamaz. Halkın düzeyine inemeyen bazı öğretim görevlileri be bazı yazarlar paraşütün düğmesine erken basıyorlar gibime geliyor.

Sonuç olarak, her şeyden önce üzerinde duracağımız konu hakkında paraşütümüz olmalı açık deyişle bilgi birikimimiz, donatımımız olmalı; sonra da paraşütü zamanında açmalıyız; yani bilgimizi kullanacağımız zamanı ve ortamı iyi ayarlamalıyız.

Sabahattin Gencal, Başiskele-Kocaeli