Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pazar pazar

Pazar pazar
 

Pazar, Hristiyanların ibadet ettikleri gündür. Pazarı tatil ilan etmişler sebebi hakkında türlü inanışlar var. Roma'nın Hristiyanlığı pazar günü kabul etmesi, Pagan kültüründe kutsal güneş gününün pazar olması, Mesihin dirilişi, göğe yükselişi ve incil'de ilk inananların toplandığı gün, hatta haftanın ilk günü diye geçermiş çünkü haftanın son günü Kudüs çevresi ve Yahudiler için haftanın son günü cumartesiymiş gibi... Kapitalizim hristiyan ülkelerinde yaygınlaştığından dinlenmek için pazarı seçmişler. Sömürgelerinde de aynı günü tatil uygulatmışlar. Uyum sağlama amacı ile diğer ülkelerinde pazar günü tatil olmuştur. Bizim ülkemizde bu uyumdan nasibini almış. Batıyla aramızda saat, takvim ve ölçülerin farklı oluşundan kaynaklanan sosyal, ticarî ve resmî ilişkilerde zorlanılmış, ve birçok karışıklığa sebep olunmuştur. Cumhuriyetin ilânından sonra Atatürk inkilaplarında, önce 26 Aralık 1925'te çıkarılan bir kanunla, Hicrî ve Rumî takvimlerin yerine Milâdî takvim kabul edilip, l Ocak 1926'dan itibaren de kullanılmaya başlanmış. Takvimdeki bu değişiklikle birlikte hem devlet işlerindeki karışıklık hem de günlük hayat düzene sokulmuştur. Bu yeniliklerin yanında millî bayramlar ve tatil günleri de yeniden düzenlendi. 1935'te çıkarılan bir kanunla, cuma günü olan hafta tatili değiştirilip, cumartesi öğleden sonra ve pazar günü hafta tatili olarak kabul edilmiştir. (Alıntıdır.)  

 Dünyada ve ülkemizde tatil yapmak değişken bir süreç olarak hayatımızda yerini göstermeye devam ediyor. Nasıl mı? Bana göre kış-yaz tatili, bayram tatili ve cumartesi-pazar tatili olarak tatillerin 3 e ayrıldğını düşünürsek yaşımla birlikte yıllar geçtikçe yaptığım tatillerde tatil anlayışımda değişiyor. E değişmesi normal tabi ki... Ne demişler, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Bugün pazar tatilinden bahsetmek istiyorum. Sürekli bayram oluyor. Bayram tatilleri hakkında nasılsa birgün yazarım. Kış ve Yaz tatili için konuşmaya bile gerek yok tamamen sosyo-ekonomik, fizyolojik, psikolojik, jik jik jik :)) Cumartesi yarım gün zaten. Ama pazar günleri öyle mi? Nereye gitsem, ne zaman, ne kadar sürer, off yine mi tatil, ne yapacağım diye ne bizi strese sokar. Ne de gelsin diye günlerce beklememize gerek var. Çünkü o hep vardır. Oradadır. Sabittir. Haftanın son günüdür. Tatil sayılır. Pazar günüdür. Kimine göre gezme, kimine göre evde keyif, kimine göre ailecek kahvaltı günüdür. Kimine göre ise hepsidir. Ya da hiçbirşey yapmama günüdür. Hatta bazen çalışan kadınların evde temizlik, çalışan beylerin bacaklarını uzatıp tv zaplama, okuyan çocukların kavga çıkarttıkları, gençlerin dışarı çıkmak için binbir dereden su getirip yalanlar uydurdukları gündür. Yanlız yaşayanların Ahh ah ya da ohh çektikleri gündür. Geç uyanılan, erken kalkılan, akşamdan kalınan, kahvaltıda şokella kaşıklanan, bulmaca çözülen, temiz kıyafetler hazırlanan, alışverişe çıkılan, sinemaya, tiyatroya gidilen gündür. Bütün hafta para kazanacağım diye çalışılıp kazanılan paraların bir günde yendiği gündür. :) Can sıkıntısının bile tadı olduğu bir gündür. "Pazar pazar, sabah sabah kim kapıyı çalar" denilen gündür. Ses yoktur. Boştur. Loştur. Rengi yoktur.  

Benim pazarım ise sadece bir gündür. Hayallerimdedir. Kedi olmak istediğim, tembellik yapmak istediğim, koltuğa uzanıp tv seyretmek istediğim, pikniğe, plaja gitmek istediğim, ya da hiç birşey yapmak istemediğim gündür. Cumartesi gecesi dışarı çıktığımda 3 saatlik uykuyla sabahları hem arkaşlarımı, hem de kahvaltı masasının rahatça tadını çıkaramadan yollara düştüğüm gündür. Herkes mahmur mahmur hala uyanamamışken ben yarı uyuklayan halimle işime gittiğim gündür. Para kazanamadığım yıllarda bile gönüllü işlerde çalıştığım gündür. Maalesef diyorum çünkü  sevgilimle elle ele dolaşabilmek için özendiğim gündür. Diyeceksiniz çok mu yoğun çalışıyorsun? Yoo.. Hayır! Hatta hem zevkli hemde rahat bi işim var. Üstelik bu sayede günümü çok güzel değerlendiriyorum. Uykusuzda kalsam 3 saatlik uykuyla sabahları kahvaltıda arkdaşlarıma  1-2 saat çok eşlik etmişimdir. İş çıkışımda alışverişimi de etmişimdir. Ancak işin adı iş midir. Bitmiştir. İstediğiniz kadar izniniz olsun çoğunluk izinli olduğunda siz yoksanız, gününüz başka bir anlam kazanıyor. Tatil günü olmuyor.  

Pazar pazar yeter bu kadar. Bardağın dolu tarafından bakıp çalışsak da gezip tozsak da sağlıklı mutlu huzurlu olduğumuza şükredip her pazarı görmek dileğiyle... dENiz... 21 Kasım 2010 Pazar 22:58

 
Toplam blog
: 93
: 565
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Sanatla ilgileniyorum. Işık olan yerde zaten beyaz vardır. Karanlıkta kalanlar siyahtır. Renkler ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara