Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Nisan '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pes ettim deme..

Pes ettim deme..
 

            Küçükken kilden topraktan çanak çömlek yapar oyunlar oynardı. Suya katıp yoğurur, güneşin alnında pişirir, yapraklar ile taçlandırırdı oyuncaklarını. Hamur kıvamını alana kadar su can dostu, güneşe değdiği vakit düşmanı olurdu. Özenle himaye eder, ola ki bir kaza vesilesi ile kırılırsa hüzünden perişan olur; kimi zaman yılmadan yeniden yapar kimi zaman da suçlayacak birini bulup kendini teskin ederdi. Nihayetinde kurumuş çamur bulaşığı elleri ile gözyaşlarını siler az önce uğruna ağladığı çömlekleri un ufak edip toprağa geri karıştırırdı.

Bilmezdi o vakit dünyada ne dertler olduğunu. Onun için hayat, o gün enerjisini atacak yeni bir meşgale bulmaktan ibaretti. Bulurdu da. Kâh güler kâh ağlar, bir gün yardım eli olur merhem sarar diğer gün düşen olur şifa bulurdu ama bilmezdi hayatın onun için hazırladığı acıları.

Bugün bir zafere ulaştı. Asıl savaşı dün kazanmıştı lakin bugün aldığı haber ile muzaffer olduğunun farkına vardı. Ülkeyi acılara bulayan kahpelerin bir zamanki yuvalarında her şeyden bir haber okuyan öğrencilerden birisiydi. Her ne kadar vaziyetin tam olarak farkında olmasa da kahpelerin gidişatından o da memnun değildi lakin burslu okuduğu için sesini de çıkartamıyordu. Sessiz kaldıkça dua etti ve nihayet duası kabul olmuş olacak ki kara günün ardından o kahpelerin yuvalarına kilit vuruldu. Hiç endişe etmedi ortada kalırım diye. Devletine güveniyordu, açıkta bırakmazdı evlatlarını. Güvendiği gibi de oldu. yıllar önce hayallerini süsleyen üniversiteye yerleşti. Her zamankinden daha fazla aşk ve şevkle devam etti eğitimine. Neler atlamıştı ki bugüne kadar. Bu sorunu da aşmıştı. Hatta bu zor dönemde şifa gibi olmuştu. Ta ki bahar döneminde okulun sisteminde harç ücreti olarak kendisine borçlandırılan fahiş fiyatı görene kadar...

Üniversite ile görüştü. Çözüm bulanamadı. Yetmedi. Eşi dostu soktu araya. Makam mevki kimseyi dinlemediler, hatta onu bile konuşturmayıp “biz çok dinledik bunları” diyerek susturdular son söz olarak “Karar katidir” diyerek yolladılar. Ya ödeyecekti o parayı kalan 3 dersi de verip mezun olacaktı ya da onca yıllık emek bir hiç olup onca yıl üniversitede dirsek çürütmüş bir lise mezunu olarak kalacaktı. Umutları çökmüştü. “Ankara ya git, kendin hallet” dedi birisi ve nasip ya nasıl geldiğini bilmeden kendini bakanlıkta buldu. Üniversite çalışanlarına anlatamadığı, dinlemedikleri tek cümleyi orada söyledi ve kendisi ile birlikte 150 kişinin affına sahip olmuştu. Tek bir cümleydi onların hayatını değiştiren. İhmal edilen kısacık bir cümle...

Cahil bir sınıfın elinde eğitim görmeye çalışan zavallı 150 genç birilerinin hırsı ve ihmalkarlığından ötürü mağdur olmuştu. Kimisi memleketine dönüp kaderine razı olmuş kimisi de okumak için borç harç o parayı ödemişlerdi. Neyse ki bugün büyük bir zafer elde etmiş, adını dahi bilmediği kader mağduru kardeşlerine ışık olmuştu. Bunca olan bitenden sonra öğrencileri arayıp  "YÖK ile görüştük sorunu çözdük " diyerek bu müjdeli haberi kendi hatalarını örtbas ederek sahiplendiler. Sahiplensinler, Allah biliyor ya gerisi mühim değildi. O kurtulan gençler " bu işi çözenden Allah razı olsun" desin ya, gerisi mühim değil. Dua varacağı adresi bulur...

 

Sakin vazgeçme hayattan, sakın pes etme. Bu ülkede birilerinin torpili ile bir noktaya gelen cahil kesimin ihmalkarlığı yüzünden nice masum helak oluyor. İlham versin bu yazı size, ilham versin bu hikâye! Başına gelen bir olayda sorunun kaynağını bulmadan vazgeçme. En önemlisi de sorumluyu bulmadan suçu başkalarına ya da genelleme yaparak bir topluma yükleme. Dayanamıyor musun, yaz bana ben hep buradayım. Senin gibi benim gibi onlar gibi nice insan vazgeçerek hayatta kaybetmeye mahkûm kalıyorlar. Biz kaybetmeyeceğiz.

 

 
Toplam blog
: 35
: 225
Kayıt tarihi
: 21.05.11
 
 

Henüz hayatının "öğrenme" aşamasında olmakla birlikte  yıllardır yazmak ve yazdıklarımı paylaşmak..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara