- Kategori
- Blog
Piyasa yazıları yazmayacağım.

Piyasa kitaplarının insanlığa faydası yoktur.
Her ne hal olursa olsun, piyasa yazıları yazmayacağım. Hani şu, " Kızları tavlama sanatı, dost edinme yolları, aşkın 17 altın kuralı " türünden tekdüze, basmakalıp, sıradan yazılarI yazmak, bana göre değil... Sırf bu yüzden, google aritmetiğini öğrenmekten de uzak tutuyorum kendimi... İçi boş bir yazı, binlerce kez okunsa ne yazar ki!
Bilineni tekrar etmenin, durmadan tribünlere oynamanın, gerçek bir yazara hiçbir faydası olmaz.
Doğada ender rastlanan çiçek ve bitki türlerini anlatsam, belki çok okunur, belki akademik çalışmalara faydası our söylediklerimin ama; herkesin bildiğini tekrarlamaktan öteye geçemez yazılmış olan...
Benim işim, insan ruhunun labirentleriyle... Benim işim, insan davranışlarıyla, bilinmezliği, gizemciliği yaşama amacı edinmiş kadınlarla... İlk anda neden böyle davrandığını bilemediğiniz, çözemediğin birileri varsa karşında; hah! Benim işim onlarla işte. Her insan, varlığında tüm insanlık hallerini barındırır çünkü. Montaigne bunu, yüzyıllar önce söylemişti.
Bir bakışından yola çıkıp, hayatını anlatabilrim kadınların mesela... Bir çocuğun haylazlığı neden ileri gelir? İşte onu çok merak edebilirim.
Genç bir adam / kadın, hayatın neresinde durur, neden orada durmayı tercih etmiştir? Bu sorular, ölümüne ilgilendirir beni... Normal dışı davranışlar, normalin ötesinde ilgimi çeker.
Durduk yerde sırıtan bir adamın aklına bir şey mi gelmiştir yoksa bu, ruh halinin bozulmaya başladığına mı işaret eder? İşte ben, bunların gönüllü kafa yorucusuyum. Elimden geldiği kadar da, nedenlerini anlamaya, anlatmaya çalışırım.
Yağmurdan sırılsıklam olmuş bir köpek yavrusunu şefkatle okşayan bir kız çocuğunu, saatlerce keyifle izleyebilirim. Ve anlatabilirim onlarla ilgili duygu ve düşüncelerimi...
Ama " Para kazanma Sanatı " başlıklı bir piyasa kitabını ne okur ne de hakkında tek bir kelam edebilirim. Kelin ilacı olsa, başına sürer birader! Adam ne diye beni durduk yerde zengin etsin? Anam değil, babam değil!... Hani şu, " Bayram değil, seyan değil; eniştem beni niye öptü? " durumları...
Alıcısını en çabuk, piyasa kitapları bulur. Gerçek bir piyasa kitabı yazdığında, köşeyi de dönebilirsin. Bir piyasa kitabı; seni, beni en kestirme yoldan kitleselleştirebilir, uçsuz bucaksız bir şöhretin sahibi yapabilir. Bunların hepsine eyvallah!...
Ama yine de yaşadığım sürece piyasa yazısı yazmayacağım. Bu türden yazılmış kitapların hiçbir yerinde adımı, imzamı göremeyeceksin. Belki hiçbir yazım, milyonlarca kişi tarafından okunmayacak ama...
Beni okuyanlar, bir tek şeyi hatırlayacak her zaman... Evet, biz hepimiz insanız. Ve ne kadar birbirimizden farklı hayatlar, zamanlar yaşıyorsak da, hep aynı duygu ve düşünceleri, aynı davranış modellerini tekrar eder dururuz. Yoktur birbirimizden farkımız aslında... Ama her zaman kendimizi en özel hissederiz.
Tıpkı Montaigne'nin de yüzyıllar önce dediği gibi... " Bir insanda insanlığın bütün halleri bulunur. " Buna göre düşünüp, buna göre yazacağım. Varsın yazdıklarımı herkes okumasın.
Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.