- Kategori
- TV Programları
Prenses uykusundan uyandı !!!
Sonunda on bölüm boyunca uykuda olan Banu Sinaner'in gözü açıldı. Hem öyle bir açıldı ki Güney neye uğradığını şaşırdı. Hastalık ağır basarken hem aldatılmayı, hem de iş ile ilgili dolandırılmayı farkeden Banu cezasını Güney'in hakettiği şekilde kesti. Yaptığı her şey yanına kar kalacak sanan Güney'in akşamki bölümde hiç bir işe yaramadığı gözüktü. Esas deyinmek istediğim konular, bu dizide konuların olabildiğince gerçekçi yansıtılmaya dikkat edilmesidir.
Ali öldüğü halde Ali'nin hatırasına özen gösteren senaristler bir dostluğun çabuk unutulamayacağını, bir insan birini sevse bile bunun hem kendi için hem dışarıdaki insanlar için zaman gerektireceğini. Sevginin kolay olmadığını ama bulduğunda da kaybetmemek için elinden gelenin yapılması gerektiğini çok güzel anlatıyorlar. Geçen haftalarda hatırlarsanız, Komiser ve Kuzey boks maçı yaptı. Kuzey ile de konuşarak değil, savaşarak ancak böyle anlaşılırdı. Bazı sıkı dostluklar dövüş ile doğar. Hayatta Ali gibi birini kaybettin mi öyle hemen yerine birini koyamazsın. Hatta Kuzey'in rakılarını yudumladıkları yerde Müslüm Babayı kaybettikten kısa bir süre sonra alt fon müziği olarak çaldıkları Küskünüm parçası, tabiri caizse cuk diye oturmuştu yerine. Hani diyordu ya Kuzey, Ali için '' İnsan insanı konuşmadan anlar mı ? Ali anlardı. Benim sustuklarımı bilirdi.'' Dostluk zor bulunan bulunduğunda da kaybedilmemesi gereken bir şeydir.
Sevmek konusuna gelince günümüzde sevgi ayağa düştüğü için biriyle çıkarsın, sonra kankam dediğin arkadaşların erkekler de, senin kız arkadaşlarınla çıkarlar. Kızlarda ise birbirlerinin erkek arkadaşları ile çıkarlar. En azından bu dizide bir kardeşin çıktığı kızla diğer kardeş çıkana kadar, ne kadar zaman geçmesi gerektiğini görüyorsun. Haftada bir değil de, aylar sonra bile zar zor olmalı bu işler. Kuzey kardeşinden önce sevdiği Cemre'yi sırf Güney çıktı diye kalbine gömmesi, kalbinde aşkı yaşatması, yaşattığı o aşkta '' Hayali ile bile mutlu olmak!!! onun elini bile tutmadan mutlu olmak. '' tabirini kullanması. Cemre'nin aynı şekilde Kuzey'e sahip çıkması çok güzeldi. Bir sevgi, bir aşk zamanla büyüdükçe olgunlaşır. O daldan o dala atladıkça değil, öbür türlü aşkı büyütmez küçültür ve gittikçe aşık olamaz hale gelirsin. Bu yüzden bu dizinin bu konulara deyinmesi çok hoştu.
Bu hafta en çok değinmek istediğim konu Gülten Hanım, haftalardır kızı için çabalaması gözlerimi yaşartıyor. Hapse girmesi konusunda '' onca zaman uğraştım ama yine kızım hapse girdi, demek ki bir şeylerin önüne geçmeyeceksin, bak insanın korktuğu hep başına geliyor '' demesi, hatta geçen bölümde Barış'ın annesine yalvarmaya kadar gitmesi. Anneler kutsaldır, evlatları için yapamayacakları yoktur. Kızı mutlu olsun diye bu hafta, Cemre'yi durdurmanın bir işe yaramayacağını bilen Gülten hanım, git! Kuzey'in yanına demesi, bir annenin kolay karar verebileceği bir şey değildir. Evladına çare olmak isteyip te olamamak. Bu sene anne rolünde en inandırıcı oynadığını düşündüğüm Gülten hanımın rol yeteneğine sağlık.
Murat sarı
https://twitter.com/muratsari8084
(11.04.2013 )