- Kategori
- Felsefe
Prometheus

...
<ı>İnsanlara iyilik edeyim derken. /Bir gün bir narthex’in kamışı içinde /Çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu. /Bu tohum bütün sanatların anahtarı oldu. /Bütün yolları açtı insanlara. /Suçum bu işte benim tanrılara karşı, /Bu yüzden zincire vuruldum bu gök altında.
.........................................................................................................................................ı>Aiskhylos<ı>ı>
Prometheus adı Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarında hiç geçmez. Fakat Hesiodos’un[1] İşler ve Günler[2] <ı>ı>ve Tanrıların Doğuşu (Theogonia) adlı eserlerinde çok söz edilir. Ancak insanı yansıtan gerçek devrimci Prometheus ilk kez MÖ V. yüzyılda Aiskhylos’un ünlü tragedyası “Zincire Vurulmuş Prometheus[3]” da karşımıza çıkar.
Prometheus, Yunan mitolojisine göre ilk uygarlığın öncüsüdür. Adı “önceden gören” anlamına gelen Prometheus kahindir. Tanrıların acımasız düzenine karşı, insan uygarlığı vermek için gökyüzünden ateşi çalmıştır. Prometheus, tanrısal düzene kafa tutmuş, karşı çıkmış ve sonunda insanlara ateşi (yaratıcılığı, bilimi, uygarlığı) vermekle bu düzeni değiştirmeyi başarmıştır.
Olympos tanrılarının kuvvet ve kudretine karşılık, Prometheus'da kurnazlık ve zeka vardır. Tanrıların acımasız düzenine karşı çıktığı için, hep insandan yanı oldu. Hephahistos (Ateş Tanrısı) alevler saçan ocağından bir kıvılcım çaldı ve insanlara armağan etti. Bunun için Tanrı Zeus tarafından zincire vuruldu ve bu yüzden <ı>Prometheus Desmotesı> (zincire vurulmuş Prometheus) adıyla anılmıştır. Tanrılarca görevlendirilen bir kartal, her gece yeniden oluşan karaciğerini kemirmektedir. Prometheus; "<ı>Zeus tahtından düşmedikçe benim işkencelerimin sonu yokturı>" der, böylelikle insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olur.
Prometheus, Olympos’daki tanrıların egemenliği yerine insanların egemenliğini getirme amacındadır. Yeni bir devrimi hazırlamıştır. Zeus’un şiddete başvurması hiçbir şeyi değiştirmez. Devrim olmuştur, İnsan kendi gücünün farkına varmış ve tanrıların köleci düzenine karşı ayaklanmıştır. Artık asıl yaratıcı insandır.
Prometheus tragedyası bütün yönleriyle insanlık dramını yansıtır. Prometheus insanın temsilcisidir. Bu tragedya da yaşanan olaylar bugün dünyada yaşananlardan pek farklı değildir. Tanrılar egemenlikleri tehlikeye düştüğü için Prometheus’u zincire vururlar. Prometheus zincire vurulduğu yerden, insana özgü, bilinç ve özgürlük kavramları üstünde durur. Ne yaptıysam bile bile yaptım der ve eyleminin uzun bir düşme ve tartışma sonucunda ortaya çıktığını ve ne olursa olsun katlanacağını, direneceğini belirtir. “ <ı>Ama ben biliyordum başıma gelecek olanı / Bile bile, isteye isteye suç işledim. / Bana gelince, ben bu çileme katlanacağım”ı>.
Zeus bir düzen kurmuş. Kendine krallık tahtını ayırmış, öbür tanrılara da egemenlik alanları vermiştir. Tanrılar kendi alanlarını yönetirken Zeus’un emirlerine, isteyerek veya istemeyerek uymak zorundadırlar. Tek baş kaldıran Prometheus’tur. Kavga, Zeus’la Prometheus arasında geçer. Burada Zeus zorbalığı ve köleliği temsil eder, Prometheus ise özgürlüğü temsil eder. Prometheus tragedyasının yazıldığı V. yüzyıl Atina’sında kölelik ve zorbalık yasalara uygundu. Bugün dünya’da köleliğin ve zorbalığın değişik biçimlerini görmek mümkün. Prometheus, Zeus’a karşı çıkmakla, kölelik ve zorbalığa karşı çıkmış oluyordu. “<ı>her varlık çoktan bir kaderle yüklenmiş, / Tanrıların başıdır yalnız yükümlü olmayan / Zeus’tan başkası özgür değildir”. ı>
[1] Hesiodos Eseri ve Kaynaklar, çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat, Türk Tarih Kurumu 1977, Ankara.
[2] Yunanca adı “Erga Kia Hemerai” ve Latince adı “Opera et Dies”
[3] Aiskhylos, “Zincire Vurulmuş Prometheus” , “çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Nisan 2000, İstanbul.