- Kategori
- Şiir
Bir ömür ki direnir, satmaz aşkını

…
Kayıp bir atlasta
Yolcusuyum uzak yolların
Tarihimdir ayrılıklar ve yalnızlıklar…
Yaşanan küçük yolcukların büyük serüveniydi ömrüm… Yolculuklarım hayatın ta içine yapılan yolculuklar toplamı… Büyük aşklar yolculuklarla mı başlar… Anlayan çıkar mı acaba ya da birinin anlaması için hangi dille yazmalıyım bir ömrün maceralarını… Yaşamın ortasına düşmüş birer damlaydık, damlaya damlaya bir göl olamadık… sevdik sevildik ama hep yenildik, yinede hiç vazgeçmedik insan olmanın direncinden… Yürüdük zamanın solgun denizlerinde, geçtiğimiz her kent bizimle aydınlandı… Kapkaranlık bir çağın ortasına düşmüş romantik gezginlerdik, Hep bir ütopyamız oldu ve biz koştuk hep onun peşinden… Çoğalamayan çoğaltılmayan ömrüm savur şimdi kendini dağlar taşlara, vur kendini hüzün bulutlarına, sağanak olsun yağsın…
...
Bir ömür ki tufan, gider destan destan yalnızlıklara
Güneş yağmurları altında anadan doğma çırıl çıplak
Ayrılıklara gebe, özlemlere vurgun bir deli, bir acemi
Saplanır çığlığı acı ile yoğrulmuş gecelerin kara bahtlı bağırına
...
Bir ömür ki çalınmış dalında sevdaları
Delik deşik edilmiş bir bir ömür sayfaları
Sol tarafından yaralı, ölüme tutsak bir ceylan misali
Günden geceye ayrılıklara yağıyor ölmeyen cesedine
...
Bir ömür ki gözleri bakar İstanbul’un gözlerine
Ağla gözlerim ağla vefasız çıktı zamanlar
Yakar bütün aşkların çığlığı yüreğini derinliklerini
Düş yollara düş, göçmen bir kuştur artık yüreğin
...
Bir ömür ki yüreğini sevda ateşiyle ısıtan
Günü gelir patlar yüreğinin kızgın lavları
Akar, delip geçer hasretlerin çıkmaz sokaklarını
İnat eder, umut eker taze bahar dallarına
...
Bir ömür ki yangın yeri sıra sıra gönül dağları
Akıp gider sular gibi zaman dehlizlerinin karanlık kuytuluklarına
Bir ömür ki sevdalı hayata, bir ömürden bir ömre sonsuz bir aşkla
Bir ömür ki sevdası sulara, rüzgarlara yazılmış
...
Bir ömür ki…
İnat eder…
Umut eder …
Direnir satmaz aşkını…
...
Bekle bizi İstanbul bekle
Bir gün dönecek sevdalılar