Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '11

 
Kategori
İnançlar
 

Reenkarnasyon, geçmiş yaşamlar ve R.Şanal

Reenkarnasyon, geçmiş yaşamlar ve R.Şanal
 

Geçtiğimiz aylarda İzmir fuarında, İsmet İnönü Sanat Merkezinde düzenlenen  Kuantum İyileşme etkinliğine gitmiştim. Etkinliği düzenleyen kişiden duyduklarım ve okuyucularımın da benden uzun süredir yazmamı istedikleri Renkarnasyon ve Melek enerjileri konusunda biraz  geç de olsa yazmama vesile oldu.

Toplantı süresince yapılan Cem Yılmaz’ın aynı sahnede 2000’li yıllara yaptığı Stand-Up Show’un bir taklidi gibiydi aynı seyirci diyalogları vardı. Daha sonra da bu Stand-Up gösteri konseptini  devam etirmek istemiş olabilir. Buna takılmıyorum herkesin konusunu bir sunuş şekli vardır. Buna saygı aduyarım.

Toplantı sırasında birkaç hasta arkadaşımızı oraya çıkarıp iyileştirmeye çalıştılar. Biraz aile dizini, biraz NLP biraz da kuantum, bir harmanlama ile işi götürmeye çalıştılar. Mide ülseri olan bir bayana uyguladılar simdi sizin ağrılarınız geçecek dendi ama geçmediğini söyleyince o zaman nedeni geçmiş yaşamlarınızdan geliyordur, uzun uzun çalışmamız gerek dendi. Tabi yanımda oturanlar seslendi o zaman bekleyelim iyileştirin  yok orada kaldı. İkinci çıkan kişi ise birinciden daha kapsamlı  "Ankilozan spondilit" olarak adlandırılan Türk halkının yakından tanıdığı   tiyatro sanatçısı Suna Pekuysal'ın hastalığı olarak da bilinen "AS" hastalığına yakalanan ve umut arayan bir kişiydi. "Kaynaşma" (ankiloz) ve "omur iltihabı" (spondilit) anlamındaki sözcüklerden türetilmiş hastalığın omurgayı etkileyen kronik, ilerleyici, ağrılı, sebebi bilinmeyen romatizmal bir hastalık olan  ve Türkiye'de bu hastalığa yakalanmış yaklaşık 500 bin kişi, kesin tedavisi olmayan hastalığın çaresinin bulunmasını beklemektedir. Böyle bir hastaya dokundu ve siz iyileşeceksiniz artık dedi. Ağrıları zaman içinde geçebilir ama bu hastalığın geçtiği anlamına değil aksine ilerlediği anlamına gelebilir. O yüzden böyle hastaları umutlandırıp tedavi ve eksersizlerini aksatmasını sağlamak o kişiye yapılan en büyük kötülüktür. Tabi sahnede alkışlar. Ama içim burkuldu o an o umut arayan kişinin psikolojisini düşündüm. Seneye buraya geldiğime artık bu hastalar tamamen iyileşmiş olacaklar ve bana teşekkür edecekler dedi ve hemen arkasından da ekledi, bana bazen “sen Rab’mısın” diye soruyorlar, “dokunduğunu iyi ediyorsun”  diyorlar.

Allah peygamberlerine iyileşmeler konusunda mucizeler göstermelerine izin vermiştir. Ama şunun açık ve net olarak bilinmesi gerekiyor ki; “Allahın izni olmadan hiçbir kimse, hiçbir  kimseyi  iyileştiremez.“ Kendisine Rab’lık seviyesini uygun gören ya da söylendiğini söyleyen birini ancak Allaha havale edebilirim. Ben şahsen bu kelimeleri cümle içinde bile kullanırken çok dikkat etmeye çalışırım.

Gösterinin devam eden son bölümünde soru cevaplarda reenkarnasyon konusu gündeme geldi. İnsanın 700 defa dünyaya tekrar tekrar geldiğinden bahsedildi . İnsanların düşüncelerine her zaman saygı duyarım bu da ilgili kişinin düşüncesidir diye düşünürüm. Ama bu düşüncenin iyileşmede kullanılması daha farklı bir durum. İnsanlar böyle durumlarda bir kanıta sarılma ihtiyacı hissediyorlar.  Hinduizm, Jainizm ve paganistlerde böyle bir inanış var. Bunları kanıt olarak alsa yine bir sorun yok. Ama Kuranı ve ayetini kanıt olarak alınca haklı olarak izleyicilerden bir bayan “islamda reenkarnasyon yoktur” dedi. Buna çok sinirlendi düşüncesine müdahale olarak algıladı. Sonra devam etti garip bir kelime ve aşağılama ile Allahın Arabı nasıl anlasın bu ayeti diye dalga geçti. Arab bir adama  soracaklar sen daha önceki hayatında bir kadındın, el işareti ile memelerin vardı nerden anlayacak. Defalarca gelip gittiğini ise hiç anlamaz. İzleyenlerde gösteri konsepti gereği alkışlar.

Bu noktada şöyle düşündüm; bizler hiçbir toplumu, bırakın toplumu insanı bile aşağılama, alay etme şansına yetkisine sahip değiliz. Hele ki o toplum ki içinden Fahri Kainat efendimiz , Resûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimizi çıkarmışsa iki defa düşünmek gerekir. O nedenle söz istedim. Alındırmadı devam etti alaylarına. Bende” Kuranda reenkarnasyon yoktur” diye seslendim. Döndü bana “saygısız” “eğer bir fikrin varsa sende benim gibi bir salon tutarsın fikrini orada söylersin “ diye çıkıştı, yargıladı ve çok sinirlendi. Onun ticarileştirmeye çalıştığı sistemin algısını bozduğum için. Yani ben bu salonun parasını verdim istediğimi konuşabilirim anlamına geliyor. Bende aynı salonu günlüğüne 1200 lira verip tutabilirim bundan hiç şüphesi olmasın ama sorun o değil ki. Sorun oraya gelen 500 kişinin yanlış yönlendirilmesi insanların dini duyguları ile hele dayatmaya çalıştığı söylemlerini Kuranla anlatmaya kalkması benim “Kuranda Reenkarnasyon yoktur” cümlesini sarf etmeme neden oldu. Benim cümlemi saygısızlık olarak algılaması beni hiç etkilemiyor, asıl etkileyen bir toplumda biri yanlış ifadelerle insanları etkileyip onların yanlışlarının daha da artmasına neden oluyorsa ve konuyu bilen birileri de o toplulukta hiç sesini çıkartmıyorsa, işte o zaman Allaha karşı saygısızlık etmiş oluruz ki, bunun telafisi de yoktur.  Çünkü zamanlama ve yer çok önemlidir o nedenle sadece o gün başlığını söylediğim bu yanlışın nasıl olduğunu kurandan örnekler vererek Allahın kitabından anlatacağım.

Elif Lâm Râ. Sana bu Kur'an'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin.  Bunlar, apaçık Kitabın âyetleridir. Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.  (12/1-2-3)

Rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım" sözü kesinleşti. (Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda, sana hak, mü'minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir. İman etmeyenlere de ki: "Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız." "Bekleyin, biz de bekleyeceğiz." Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (11/118-119-120-121-122-123)

“Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir “diyor. Devam edeceğiz konuya.

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..