Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Renkler neden küstü?

Renkler neden küstü?
 

Maviyi gördü beyaz, ağlıyordu mavi. Sordu;

- Neden ağlıyorsun mavi?

- Bana olanlara bir bak beyaz! Bana neler yapıyorlar böyle! Hani ben sonsuzluktum, hani huzurdum, neden beni öldürüyorlar? Bak içimden bir ben daha koptu. Bir balinayı daha öldürdüler. Bir foku daha katlettiler! Neden !!!

Beyaz üzüldü. O an kaplamak istedi tüm evreni. Her yer bembeyaz olsun istedi. Çünkü; mavi azalıyor, kırmızı ise artıyordu. Kırmızıya gitti beyaz ve sordu;

- Neden her yerde sen varsın kırmızı?
- Beni artık kötüye kullanıyorlar beyaz. Ben aslında yaşam kaynağıydım ama bak şimdi ölüyorum. Her yer bana boyanıyor. Bunu ben istemiyorum. Bak beyaz! Bir çocuk daha öldü. Yine her yerde ben varım görüyor musun? Ben her yerde olmak istemiyorum, ben tekrardan yaşam kaynağı olmak istiyorum, damarlarda dolaşan. Can vermek istiyorum. Ama olmuyor beyaz, olmuyor...

- Savaşlar! Dedi beyaz.

Beyaz iyiden iyiye kendini kaybetmişti. Kafasını ne tarafa çevirse arkadaşlarını görüyordu ama hiçbiri mutlu değildi. Tıpkı beyaz gibi. Gözleri birden yeşili aradı. Her tarafa bakındı ama yeşili göremiyordu. Seslendi;

- Yeşil neredesin? Yeşil!!!

Ses yoktu bekledi. Sonunda uzaklardan cılız bir ses duydu bağırmaya çalışan.

- Beyaz beni arama! Bulamazsın. Beni yok ettiler. O kadar çok orman yandı ki, herkes beni yok etmek için uğraştı. Beni aradığın yerlerde artık binalar var. O kadar çok ağaç kestiler ki ev yapabilmek için sonunda beni unuttular. Oysa bendim huzur kaynağı. Ama bak, artık yokum!!!

Birden sarıyı fark etti beyaz.

- Sana ne oldu sarı?
- Ne mi oldu? Baksana her yer kurumaya başladı. Su artık azaldı. Topraklar kurudu artık görmüyor musun? Çatladı! Her yer kuruyor beyaz. Çoraklaşıyor. Ben burada olmak istemiyorum, kuruyan toprakların rengi olmak istemiyorum... Ben güneşin rengi olmak istiyorum!!!

Ve ardından kapkara bir gece sardı heryanı. Sim siyahtı gece. Bütün kötülükleri içinde barındıyor gibiydi. Oysa gece kara değil; lacivert olmalıydı. O da ne? Gecenin karanlığında bir ruh gibi dolaşan bir renk gördü beyaz.

- Sende kimsin?
- Ben griyim. Dedi o kaba ses.
- Neden buradasın?
- Neden mi? Nedeni açık değil mi sence? Etrafına bir baksana her yer egsoz dumanı. Bacalardan çıkan dumanlara bak! Fabrikaların bacaları! Beni onlar çağardılar. Dünya kirleniyor görüyor musun? Eğer böyle devam ederse; ben her yerde olacağım. Bu seni neden şaşırttı?

Düpe düz yıkılmıştı beyaz. Duydukları ve gördükleri onu altüst etmişti. Mavi ölüyor, yeşil yok ediliyor, topraklar sararıyor ve en kötüsü her yer kırmızıya boyanıyordu. Dahası lavicert olması gereken gece siyahın binbir tonuna bürünüyor, beraberinde griyi getiriyordu.

Dünyaya neler oluyordu?

Savaşın rengi olmuştu kırmızı. Yeşil hiç kalmamıştı. Mavi ise küsmüştü. Gece karaydı. Topraklar sarı. Renkler küsüyordu.

Birden durdu beyaz. Bu inanılmazdı. Kendisi yoktu. Dünyada beyaz kalmamıştı. Beyaz yok olmuştu. O neredeydi?

Beyaz neredeydi?

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..