Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Resmi Geçit

Resmi Geçit
 

deviantart.com


Bugün bir ilan gördüm otobüs durağında. Diyordu ki; “Doğru olduğuna inanıyorsanız asla vazgeçmeyin!” Koskocaman bir resim. Resimde bir kız sevdiği oğlana sarılmış. Yüzünde “Biz birbirimiz için yaratılmışız “ ifadesi. Yalan dedim. Yalan olmasa da doğru değil. Bazen doğru olduğuna inansan da vazgeçmelisin çünkü. Herkes sadece kendi olmak için yaratılmıştır.

Mesela artık seni düşünmemeliyim. Hani ben sana aşık olmuştum ya. Artık olmamalıyım. “Dönüyor aman Dünya! Başım duman! Batıyor ama acıtmıyor senin sevdan”nakaratları içinde, doksanlar Türk Pop Müziğini hortlatıyorum....

Görüyorum sağda solda. Birbirlerine sarılıyorlar. El ele tutuşuyorlar. Öpüşüyorlar, koklaşıyorlar. “Keşke” diyorum içimden. “Keşke hep böyle kalabilseniz.” Keşke yüreğinize şu öptüğünüz, gözlerinin içinde eridiğiniz kişi gibi başka hiç bir insanı sokmasanız.” Ama olmuyor. Yürek dediğin aç gözlü. Nereye kadar eriyebilirsin ki? Bir yerden sonra buharlaşırsın önünde sonunda. Yürek,eritecek birini arar. Eritip sonra da yok edecek.

Kalabalıklarda aramam(,) nafile seni. Burada olmadığın gibi benim de değilsin. “Özleme beni o kadar “diyorsun. Bunu demenle bile binlerce kat katlanır özlemim.

Dostlara gidiyorum bazen. Dostlarla, aromatik alkollerin açık denizlerinde yüzüyorum. Sanıyorum ki o denizlerde bir şamandıra var. O şamandırada sen bekliyorsun. Yok öyle birşey! Sen hiç bir yerdesin. Eğer bir yerdeysen de çok uzaksın. Bir o kadar da yakınsın. Vazgeçmeye imkan vermeyen bir yakınlık ama yüreğimi eritemeyecek kadar uzak bir noktadasın. Ya vazgeçmeme izin ver ya da erimeme. Arada kalamıyorum. Kalınca bitiyorum. Bitince başlayamıyorum. Bırak beni!

Sonra...Bir daha duymayayım sesini diyorum. Görmeyeyim yüzünü. Hafızamdan silin istiyorum. Senle ilgili tüm görüntülere sihirli bir değnek değdireyim. Yok ol! Git, Kimin kalbindeysen onun hafızasında canlan! Biliyorum. Bu O’na da haksızlık. Ama bana dokunma ve bin yaşa!

“Kime yazdın bunları?”dedi bir dost. “Birine “ dedi kendim. “Sana yazdım say. Bir gün posta kutunu aç. İçinden bir zarf çıksın. Zarfı aç bu yazı çıksın, bu yazıyı oku, Aşk çıksın!”

İnsanın bilinç altında neler olup bitiyor. Orada hangi oyunları kimler döndürüyor. Bilinç, kendi başına neden karar veremiyor da hep Altı’na ihtiyaç duyuyor. Bilincimi alt üst etmek istiyorum. N’olur bırak beni!

“Benim hala umudum var” biliyor musun? Hani o “Doğru olduğuna inanıyorsan vazgeçme” durumuna giresim var. Bak dinle beni! Ben büyüdüm. Olmasını istediğim birşeyi Doğru’dan sayma yaşım geçti. Olacak olanın önünde engel yoktur zaten. Sen dışında hiç bir fiziksel engelim yok.

Gitmeliyim. Senin gezegeninin yerçekimi beni sarhoş ediyor. Başta nefes alabilirim sanıyordum ama sonra boğulduğumu hissettim. Gitmeliyim inan! Gözlerimi kapayıp bişeyin beni dünyaya ışınlamasına ihtiyacım var. Işınla beni ! Burda olmak istemiyorum.

Biliyorsun di mi?

Aşk, geldiğinde bir resmi geçitle gelir. Bando mızıka . Giderken de aynı saygıyı hak eder. Sular dökerim ardından. Şimdi gidiyorsun ama (belki) bir gün sular gibi dönesin diye.

Bir gün senin için şunu söyleyeceğim. “<ı>Hatırlamak beni kurtaramadı. Unutmak seni kurtardı mı?”



herdaimdinlenebilite:
Gunnar Madsen-Anna
Cat Power - Greatest
Abba - The Winner Takes It All


herdaimseyredebilite:
My blueberry nights

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..