Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Ağustos '12

 
Kategori
Deneme
 

Ruhumuzu doyurmak

Ruhumuzu doyurmak
 

Damlalar?


“Efendi, kendi kendine konuşabiliyor musun sen?

Konuşamıyorsan boşa yaşıyorsun demektir. Önce sen varsın, kendin varsın, sonra ötekiler berikiler...”

Oktay Akbal’ın 26  .08. 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazısından aldım yukarıdaki satırları. Yazının tamamından söz etmeyeceğim. Merak eden okusun. Ben “kendi kendine konuşma”ya takıldım. Aslında ne zamandır kendi kendimle konuşuyorum. O kadar ki  iç konuşmalarımı hiç kimsenin yazmayı düşünemediği biçimde yazdığım oldu. Durum böyleyken şimdi ne diye Oktay Akbal’ın sözünü kullandım. Malum, ünlü kişilerin sözleri daha çok yer eder insanın kafasında.

Sabah namazından beri kendi kendimle konuşuyorum.

Bugün biyolojik saatim uyandırdı beni. Damlalar cami dövüyor… Eşim de uyandı. “Dolu mu yağıyor?”diye sordu. Perdeyi kaldırdım. Dolu yağmıyordu, ama öyle bir fırtına vardı ki… Uyku da tutmadı. Ne yapsaydım?  Bilgisayarı açsam veya okumak için ışığı yaksam eşim uyanacaktı. Tavana bakarak konuşmaya başladım kendi kendimle.

Kendi kendimle konuştum deyince öyle gelişi güzel konuştuğumu sanmayın. Bayağı ciddi konulardan söz ediyorduk. Bu önemli konuları size aktarmak öyle kolay olmuyor. 35 yıl öğretmenlik yapan biri “İçimden geçenleri anlatamıyorum.”diyor. Bu deyişi nasıl yorumlayacağız?

Bir öğretmen düşünün birinci saat 6.sınıfa giriyor, ikinci saat 7.sınıfa, 3.saat 8.sınıfa. Teneffüslerde idarecilerle, öğretmenler ve diğer görevlilerle konuşuyor. Bazı velilerle de konuşuyor. Dışarı çıkınca esnafla ve diğer gördükleriyle görüşüyor. Sonra eve gidiyor, eşiyle, çoluk çocuğu ile konuşuyor. Bütün bu sayılanların anlama ve algılama yetenekleri farklı farklı. Evet, konuşacağımız kişinin düzeyini az çok biliyoruz ya ona göre konuşuruz. Peki, blogu tıklayan kişinin neye ilgi duyduğunu, algılama ve anlama yeteneklerini biliyor muyuz? Okuyucuyu tanımadan, herkese hitap etmeye çabalıyoruz. “Herkese anlatmak isteyen hiç kimseye anlatamaz.”mealinde bir söz vardır ki doğrudur.

Herkes bir tarafa yalnız sizinle konuşmak, size  seslenmek istiyorum. Sizi az çok tanıdım. Nasıl tanımam hala bu yazıyı okuduğunuza göre.

….

dışarıda hafiften bir yağmur var

Bu gece benim gecem

Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu

Cama vuran her damlada seni hatırlıyorum.

…..

Dr. Onur Şenli

Bu Agora Meyhanesi de nerden çıktı şimdi. Hiç meyhaneye gittiğim yok. İçki içtiğim de yok. Öyleyken bu dizeler geldi aklıma. Yakışık almadı değil mi?

Tevfik Fikret’in Yağmur şiirinden  bir dörtlük yazsam daha iyi olurdu.

"küçük, muttarid, muhteriz darbeler
kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
olur dembedem nevha-ger, nagme-saz
kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
küçük, muttarid, muhteriz darbeler... "

(Günümüz Türkçesiyle)
küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar
kafeslerde, camlarda titreşerek
durmadan türkü söyler, ağıt yakar
kafeslerde, camlarda titreşerek
küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar

(http://www.eksisozluk.com)

Bu dörtlüğü 1963 yılında  Bursa Eğitim Enstitüsünde okuyan Edebiyat öğretmenimiz Bahattin Arık Bey’in okuyuşu canlanıyor gözümde.

Niye kendi anılarımı konu etmiyorum ki?

Çocukluğumu geçirdiğim Trabzon’un bir dağ köyündeki, mesirelerdeki yağmurlar; camlara vuran damla sesleri, daha güzeli çatının hartomalarına düşen damla sesleri… Bu sesler altında hayal kurmak, hayal içinde uyumak ne güzel olurdu…

Sabah sabah cama vuran damlalar bana fazla bir şey hatırlatmadığı için cami “döven damlalar” yazıverdim. Biliyorum yadırgamışsınızdır.

Fırtına dindi şimdi. Fırtınalar dinince müzik de edebiyat da yoklar bizi.

Türkiye’deki fırtınalar dinerse ruhumuzu doyurma fırsatı buluruz herhalde.

Sıkı durun, öyle cümle yazacağım ki …

Ruhumuzun açlığından oluşan alçak basınçta fırtınalar olabilir. Fırtınaların kopmasını istemiyorsak ruhumuzu gönlümüzü zenginleştirmeli, müziğe, edebiyata yer ayırmalıyız.

Sabahattin Gencal, Başiskele-Kocaeli, 28. 08. 2012

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara