Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Şubat '16

 
Kategori
Dünya
 

Ruslar en güçlü silahlarını açıklıyor: “Sünni-Şii ihtilafı en keskin silah, yenilmez ordudur!” (2)

Ruslar en güçlü silahlarını açıklıyor: “Sünni-Şii ihtilafı en keskin silah, yenilmez ordudur!” (2)
 

Bilgi taşıyanı için bir yüktür. Eğer, ondan ihtiyaçlarına göre yeni bir bilgi üretemiyorsa.


Rusya’nın büyümesinde, Asya’da rahat yayılmasında en büyük etken; Sünni Şii ihtilaflarıdır. Bu ihtilaflar, bir güç birliği için Türkiye ve İran’ı bir araya getirememiş; Ruslar’da, bugün Suriye’de olduğu gibi her zaman bölgede meydanı boş bularak rahatça at oynatmışlardır.

Aşağıda, İslam dünyasının neden bu kadar çok parçalandığı, Sünni ve Şii anlayış farklılıkların nereden kaynaklandığı konusunda değerli ilim insanının konuşmasından bir bölüme yer veriyoruz. (1)

-“..Din konularında bazı şeyleri sorgulayamazsınız bile, çoğu şeyi sorgulamanız lazım. Tek bir yaratıcı, (Tevrat ve İncil gibi) hiçbir tahrife uğramamış tek bir kitap, tek bir peygamber. Ve bu kadar çok görüş ayrılığı… Aslında niye olduğu belli… Hz. Muhammed’in (sav) hayatını kaybetmesinden sonra ortaya çıkan birtakım çıkar, iktidar kavgaları, ya da sahiplenme kaygıları ile insanların bölünmesi, bu bölünmenin giderek bir iktidar savaşına sürüklemesi insanları ve tarafların kesin çizgilerle ayrılması, gibi tarif edilir. Bu kadar basit.

-Bu kadar basit değil. İslam’daki görüş ayrılıkları bilgi temelli değildir, Cehalet temellidir. Yani önce bunu görmemiz gerekiyor.

-Şöyle ki, Kuran üç yüze yakın yerde, “düşünmelisiniz, ibret almalısınız”, diye söyler. Ve daha ileri bir şey söyler Kuran; “Nerde hareket edecekseniz, nasıl karar verecekseniz, mutlaka verilere, bilgiye dayalı olsun”,

-Bu çerçevede tam da sizin dikkat çektiğiniz konu ile ilgili, eski toplulukların tecrübesini bize taşır. Der ki: “dinlerini parça parça yapanlar gibi olmayın”.

-İkaz da var yani…

-Kesinlikle, hem de çok büyük bir ikazdır… Her topluluk kendi sahip olduğu ile öğünür. Yani, Dininizi parça parça yaptığınız zaman gücünüz kaybolur. Devletiniz elinizden gider, birbirinizi yemek zorunda kalırsınız.

-Kardeş kardeşi vurmak zorunda kalır.

-Kesinlikle, şu anda İslam dünyasında yaşananları çok derine girmeden sadece bir ayetle bile anlamanız mümkün. Diyor ki Kuran: “Yeryüzündeki canlıların en kötüsü aklını kullanmayanlardır.”  Diyor ki Kuran; “Aklınızı etkin kullanmazsanız, pislik içinde kalırsınız.” Ve bakın son derece açık…

-Ve şu anda İslam Dünyasının yaşadığı sorunun, büyük ölçüde dini tabulaştırmaktan kaynaklanan, dinle alakalı hiçbir şeyi sorgulamamaktan kaynaklanan bir sorundur…

-Peki, Değerli Hocam! Şimdi genel anlamda çok fazla böyle parçalamayalım aydınları. Sünnilik var ve Şiilik var. Başka başka kolları de var… Gerek Sünni tarafta, gerek Şii tarafta çok değerli, hakikaten kendisini bu işe vakfetmiş, aklı başında insanlar var, “Kardeşim! Ne yapıyorsunuz, gelin aklınızı başınıza alın", demiyorlar da veya diyorlar da dinlemiyorlar mı, bazıları dinletmiyorlar mı?

-Bu sorunun cevabı şöyle, şu anda durum; İslam dünyasında belirleyici olan bilgi değildir. Belirleyici olan, siyasi erktir. Siyasi gücü elinde bulunduranlar dini istedikleri gibi kullanıyorlar. Din dili ve siyaset dili örtüşmüştür. İslam Dünyasının en temel sorunu… Pek çok ciddi âlimler var. Söylüyorlar, söyleyenlerin sesi çıkmıyor.

-Bir kısmı korkusundan söyleyemiyor, bir kısmı çıkarları açısından bakıyor meseleye. Ortada ciddi bir proplem var. O zaman işin başına dönmemiz gerekiyor. bu sorunun odağında yatan nedir? Hani meşhur görme engellilerin fili tanımı diye bir hadise vardır. Bilirsiniz, Herkes…

-Herkes nereyi tutarsa orayı tanır…

-Tutuyor. Kimi hortumunu tutuyor, kimi ayak, bacaklarını tutuyor, kimi kulağını… Diyor ki; “Fil boruya, fil yelpazeye benziyor, Fil sütuna benziyor…” Sadece filin hortumunu siz boruya benzetebilirsiniz. Ama kafanızda Filin bütünü ile alakalı  sağlıklı bir algı yoksa, Fil zaten kafanızda yoktur. Şu anda bizim İslam Dünyasının durumu, büyük ölçüde; grup, cemaat, mezhep, tarikat bağlamında herkes tuttuğu yeri din zannediyor. İşte sıkıntı burada.

-Yani İslam Ortak paydası bilinci kaybolmuş, insanlar sadece kendi mezheplerini, kendi tarikatlarını, kendi cemaatlerini dinin yerine ikame ederek, din zannediyor.

-O zaman ne oluyor? Bu doğrultuda bakarsanız, işte çatışma, siyasi çatışma, iktidar çatışması, ama din üzerinden meşruiyet bulmaya başlıyor

-Tam da onu soracağım… şimdi ben iktidarı ele geçirebilmek için siyasi birtakım farklılaşmaların, siyasi bir takım fikir çatışmaların olabilmesine olumlu bakarım. Tabi ki böyle olacak. Yani, herkes bir iktidara sahip olabilmek için bir mücadelenin içine girebilir, siyaseten. Ama, bunun içine işte, dini birtakım motifler sokmaya başlayınca, İslam Dünyasının bugün yaşadığı sıkıntılar ortaya çıkıyor ki…

Birinci bölümde geniş bir şekilde açıklanan, başlıktaki: “Rusların en büyük silahları” için bakınız: http://www.canmehmet.com/rus-tarihi-ogrenilmeden-putin-anlasilamaz-ruslarin-da-kanuni-hurrem-ve-yenicerileri-var-1.html

Yazılanlar özetlenirse; Yaratıcı, kullarının ibret alması, öncekilerin düştüğü hataya düşmemesi için Kuran’da neyi yüzlerce tekrar etmiştir?

-“Yeryüzündeki canlıların en kötüsü aklını kullanmayanlardır.” (*)

-“Aklınızı etkin kullanmazsanız, pislik içinde kalırsınız.” (**)

Yukarıda yazılanlar bir veciz söz ile özetlenirse:

-“Her ne gelirse sana senden gelir, sen anı zannetme ki benden gelir.”

-Devam edecek;

www.canmehmet.com

Resim; web ortamından alınmış, alt yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

Kaynak; (1) TRT 1, 6 OCAK 2016 Tarihli “Gündem programı” sabah kuşağı, saat; 08.37

(*) ENFAL-22. Bakınız: http://www.kuranmeali.org/8/enfal_suresi/22.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

(**) YUNUS-100 Bakınız: http://www.kuranmeali.org/10/yunus_suresi/100.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara