- Kategori
- Yurtdışından Bildiriyorum
Rusya'da Bulgaristan Yılı ve Türkiye'nin heba ettiği fırsat

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov
Rusya’da 2009 yılı “Rusya’da Bulgaristan yılı” olarak kutlanıyor. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov, 4 Şubat 2009 tarihinde Moskova ziyaret etti ve Rusya devlet başkanı Dmitriy Medvedev, başbakan Vladimir Putin, Meclis başkanı ve Moskova Eyalet Valisi ile birlikte “Rusya’da Bulgaristan Yılı” etkinliklerini başlattı. Bulgarlar bu etkinliklere çok önem veriyor çünkü ilk defa bir ülkede “Bulgaristan Yılı” adı altında etkinlikler düzenleniyor !
Bulgaristan’ın Rusya Federasyonu Büyükelçisi Plamen Grozdanov ile Kültür ataşesi Moskova Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsünü ziyaret ettiler. Üniversite rektörü Boris Tarasov, Büyükelçi ve Kültür Ataşesi, tüm öğrencilere hitaben birer konuşma yaptılar. Büyükelçi ve Kültür Ataşesi, öğrencilere (Rusça olarak) yaptığı konuşmalarda Bulgarların Ruslara ve Rus edebiyatına olan sevgilerinden, iki ülke arasındaki tarihi bağlardan, Bulgaristan’ın bağımsızlık kazanmasının 100. ve Rusya-Bulgaristan ilişkilerinin 130.yılı olduğundan bahsettiler. Rusya’da Bulgaristan Yılı sebebiyle düzenlenecek etkinlikler (forumlar, seminerler, diğer bilimsel ve kültürel faaliyetler) hakkında bilgi verdiler. Üniversitenin koridorlarına da Bulgaristan’ın bağımsızlığını kazanması ve kısa tarihini anlatan panolar asıldı.
Bu konuda kısa bir araştırma yaptım. Bulgaristan'ın Rusya Büyükelçisi en az 6 farklı gazete ve dergi ile röportaj yapmış ! Büyükelçi bir röportajında aynen şöyle demiş; “Böyle büyük bir proje sayesinde Bulgaristan ve Rusya’daki genç nesil birbirlerini daha iyi tanıyacaklar”. Hedef ve yapılanlar takdiri hakediyor. Tanıtım için hedef kitlenin ayağına kadar gitmek de zahmet gerektiriyor ama aynı zamanda gerekiyor ! Bulgaristan Büyükelçisi ve Kültür Ataşesi’nin gazetelerdeki röportajlarını okudukça, yapılanlara daha çok hayran oldum. Bulgarların bu fırsatı değerlendirmek için çok iyi hazırlandıkları belli.
2008 yılı “Rusya’da Türkiye Yılı” idi. Fatih Akın’ın muhteşem filmi ‘Yaşamın Kıyısında’yı ünlü bir sinema salonunda gösteril(miş) ! Öğlen seansında filmi seyreden seyirci sayısı sadece 1 (bir) kişiymiş. Seyreden bir kişi de; Radikal yazarı Suat Taşpınar (Radikal, Suat Taşpınar, 07.12.2008). Türk Sinema Günleri ise, akşam seansında salonda yaklaşık 100 kişi toplayabilmiş. Moskova’da yaşayan Türk sayısı herhalde Bulgarların 100 katı kadardır. Bırakın Bulgarlar gibi üniversite, gazete, dergi ve iş çevrelerinin ayaklarına gidip projelerini anlatmayı, Konsolosluk şubemize yapılacak etkinlikler hakkında ilan bile asılmamıştı.
Bütün bir yılda yaptığımız kayda değer tek etkinlik, Mehter Takımı ile Kızıl Ordu Korosunun Kremlin Sarayı Konser Salonu’nda verdiği muhteşem konserdi. Kremlin Konser Salonu tamamen doluydu ve TRT-1’den de naklen yayınlanmıştı. En güzeli de bizim yeniçerinin Rusça şarkı söylemesiydi !
İstatistikler Rusya’dan geçen yıl 3 milyon civarında turist Türkiye’ye geldiğini gösteriyor. Rusya vatandaşlarının yabancılarla yaptığı evliliklerde Türkler birinci sırada. Rusya’nın bölgesel partnerliğinden Türkiye’ye ancak yarar gelir. Buna rağmen elimize geçen bu fırsatı heba ettik. Neden hala Türk yazarlarının eserleri Rusça’ya çevirmiyoruz, bilemiyorum. Nobel ödüllü bir yazarımız olduğunu bile (vatan haini ilan ettiğimiz!) göğsümüzü gere gere söyleyemiyoruz. Halbuki Rusya'daki tüm kitapçılarda Orhan Pamuk'un tüm eserleri satılıyor.
2008 yılında Rus televizyon kanallarında Türkiye hakkında çıkan haberlerden hatırımda kalanlar şunlar; Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıması (Ruslar Sırbistan’ı kardeş ülke olarak tanıyor), Çeçenistan’da öldürülen teröristin üzerinde çıkan Türk pasaportu ve İçişleri Bakanı’nın Türkiye’yi Çeçen teröristlere yardım etmekle suçlaması, 1 Mayıs Taksim meydan muharebesi, Güney Osetya savaşı sırasında Türkiye’nin Amerikan savaş gemilerine boğazları açması (Ruslar, Möntrö antlaşmasını biliyorlar fakat Türkiye’nin bu anlaşmaya ne kadar bağlı kalacağı konusunda şüphelerini belirttiler sürekli) ...
Bütün bunlara rağmen Rusya’dan hala bu kadar turist çektiğimize inanmak zor, değil mi ?