Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Saadet Partisi’nden Pattriotlara Karşı Miting Çağrısı: “Patriotlar Gelmesin Biz geliyoruz!”

Saadet Partisi’nden Pattriotlara Karşı Miting Çağrısı: “Patriotlar Gelmesin Biz geliyoruz!”
 

SAADET PARTİSİ BURDUR İL BAŞKANI SÜLEYMAN ARSLAN


Saadet Partisi’nden Pattriotlara Karşı Miting Çağrısı: “Patriotlar Gelmesin Biz geliyoruz!”

Saadet Partisi Burdur İl Başkanı Süleyman Arslan, Hatay’da Pazar Günü Pattriotlara Karşı Gerçekleştirecekleri Miting Hakkında KıvılcımHaber’e Özel Demeç Verdi

Saadet Partisi tarafından, Genel Başkanı Kamalak’ın “postmodern Haçlı Savaşları” diye nitelediği BOP çerçevesindeki saldırıların bir parçası olan Malatya’ya konuşlandırılan Kürecik Radar İstasyonu ile güney sınırlarımıza konuşlandırılacak olan Pattriot füzelerine karşı 20 Ocak 2013 tarihinde Pazar günü Hatay/ İskenderun’da “Patriotlar Gelmesin Biz Geliyoruz” sloganıyla bir miting ve yürüyüş düzenlenecek. Miting öncesinde 81 ilde basın açıklamaları yaparak millete eylemi duyuracaklarını belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak, Türkiye’nin 28 yerinde NATO üssü bulunduğunu, Malatya’ya füze kalkanı ve şimdi de güney sınırlarımıza Patriot füzeleri ile 10 bin Amerikan askeri konuşlandırılarak “ülkemizin işgal edildiği”ne dikkat çekti. Bu kapsamda KıvılcımHaber olarak Saadet Partisi Burdur İl Başkanına sorduk durumu.

Saadet Partisi tarafından, Genel Başkanı Kamalak’ın “postmodern Haçlı Savaşları” diye nitelediği BOP çerçevesindeki saldırıların bir parçası olan Malatya’ya konuşlandırılan Kürecik Radar İstasyonu ile güney sınırlarımıza konuşlandırılacak olan Pattriot füzelerine karşı 20 Ocak 2013 tarihinde Pazar günü Hatay/ İskenderun’da “Patriotlar Gelmesin Biz Geliyoruz” sloganıyla bir miting ve yürüyüş düzenlenecek. Miting öncesinde 81 ilde basın açıklamaları yaparak millete eylemi duyuracaklarını belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak, Türkiye’nin 28 yerinde NATO üssü bulunduğunu, Malatya’ya füze kalkanı ve şimdi de güney sınırlarımıza Patriot füzeleri ile 10 bin Amerikan askeri konuşlandırılarak “ülkemizin işgal edildiği”ne dikkat çekti. Bu kapsamda KıvılcımHaber olarak Saadet Partisi Burdur İl Başkanına sorduk durumu. Teşkilatlanma Başkanı ve Merkez İlçe Başkanı ile birlikte KıvılcımHaber kamerası karşısına geçen Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Arslan’a, Hatay mitinginden önce iki soru yönelttik kamuoyunun çok merak ettiği.

AKP’NİN ORTAYA ÇIKIŞININ ARDINDA DA ABD VAR

Arslan, kendi içlerinden çıkan AKP iktidarının bu derece “Amerikan taşeronu” gibi tutum takınmasını nasıl değerlendirdikleri sorusunu cevaplandırırken, bu sorunun hep karşılarına çıkıp durduğunu, “sizin içinizden çıkan, sizin çocuklarınız veya Hoca’nın talebeleri” gibi nitelemelere hep muhatap olduklarını ifade etti. Arslan konuşmasına devamla, “bir defa bizim içimizden çıkışlarının arkasında da Amerika Birleşik Devletleri var” dedi.  Arslan konuşmasına,“yani AKP kendi halinde kurulmuş bir parti değil. ABD Ankara Büyükelçisiyle AKP’nin kuruluşunda öncülük yapan bugünkü Reisicumhur, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve sonra o partiyi terk eden Abdüllatif Bey doğrudan doğruya ABD ile dirsek teması halindeydiler. Halindeymişler… Biz bunu sonradan fark ettik. Parti kurulduktan sonra fark ettik. Yani AKP’nin kuruluş felsefesi doğrudan doğruya her kuruluş aşaması Amerika Birleşik devletleri kontrolünde geliştirilmiş, öyle kurulmuş bir partidir” şeklinde sürdürdü.

Arslan şu görüşleri ileri sürdü:

AMERİKAN ETKİSİ HİÇBİR DÖNEMDE BUGÜNKÜ KADAR YOĞUN VE AĞIR OLMADI

“Bugün iktidarda olan AKP’nin yöneticilerinin pek çok icraatı –doğruluğuna inanmadıkları halde- tamamen ABD’nin baskısına maruz kalarak yaptıklarına inanıyoruz. Çünkü bizimle beraber oldukları zaman da bugün yaptıkları icraatların pek çoğuna karşıydılar. Hatta belki şimdi de karşılar. Eğer Başbakan’ı yakından takibediyorsanız, Başbakan ‘Libya’ya NATO müdahale edecekmiş, ne diyorsunuz’ dedikleri zaman, ‘ne işi var NATO’nun Libya’da, Libya bir NATO ülkesi değil, ayrıca NATO’yu ilgilendiren bir konu yok’ demişti. Ama bir hafta sonra Türk savaş gemilerini Libya sularına göndererek destek verdi. Niye öyle oldu? Çünkü dediler ki, ‘yok öyle’ Sen kendi başına hareket edemezsin. Verdiğimiz desteğin bedelini ödemek zorundasın’ dediler. Buna benze r birçok icraatları var. İşte bütün ısrarlarımıza rağmen Kürecik’e yerleştirilen füze savunma sisteminin istemeye istemeye, hatta Başbakan biraz direttiği için Lizbon’dan Reisicumhur’a imzalattırmak suretiyle sistemlerini gelip Kürecik’e kurdular. Yani Amerika Birleşik devletlerinin Türk siyaseti üzerindeki etkinliği eskiden de biliniyordu. Ama hiçbir dönemde ABD’nin Türk siyaseti üzerindeki etkisi bugünkü kadar olmamıştır. Biz bu durumu doğrudan doğruya kuruluş aşamasında bu partiye verilen desteğe bağlıyoruz.”

PKK’NİN ARKASINDAKİ KUVVETLER

SAVAŞIN SONLANMASINI, BARIŞIN GELMESİNİ İSTEMİYOR

Arslan, Oslo görüşmelerinin başarısızlığı üzerine şimdi de İmralı ile başlatılan müzakereler konusundaki partisinin görüşlerinin ne olduğu sorusuna verdiği cevapta, “biz görüşmelerin gecikmiş olduğuna inanıyoruz. Dün Öcalan’a sayın demeyi bile suç sayanların bugün Öcalan’la pazarlığa girişmelerini hayretle karşılıyoruz. Biz Doğu Anadolu, Kürt sorunu veya PKK ya da terörizm denilen bu belanın ortadan kaldırılması için farklı bir görüşteyiz. Biz diyoruz ki, önce bu coğrafyada yaşayan insanların ortak bir payda da buluşturulmaları lazım. Bu ortak payda etrafında birleştirilmeleri lazım. Bu ortak paydayı da biz İslam olarak, yani din birliği olarak görüyoruz. Çünkü geçmişte bu topraklarda yaşayan kardeşlerimizle bir problemin yaşanmamış olması doğrudan doğruya İslam kardeşliği üzerine kurulmuş olan bir sisteme bağlılıklarından ileri geliyordu. Biz gene aynı fikirdeyiz. Biz diyoruz ki, Abdullah Öcalan’la ya da PKK’nin ileri gelenleriyle veya bugün bu hareketin önderleriyle yapacağınız ve alacağınız mutabakat da bu işi bitirmeyecek. Çünkü bu işin arkasındaki güçler bu işin bitmesini istemiyorlar. Bitiriyormuş gibi görünecekler ve Kürt Hareketine birtakım haklar kazandırdıktan sonra peşinden yeni haklar talep edecekler. Ve bu çıban kanamaya, orada kan akmaya devam edecektir. Bu görüşmelerle, Oslo ile İmralı ile MİT’in devreye girmesiyle yapılan bu görüşmelerle bu sorunu çözmeyeceğine kesinlikle inanıyoruz” dedi.

PKK’NİN ARKASINDAKİ KUVVETLER SİYONİST İSRAİL İLE ABD’DİR

Sorunun çözümünü engelleyen güçlerin kimler olduğu sorusunu ise Arslan şöyle cevaplandırdı: “İki tane sebep var. Birisi Amerika Birleşik devletleri güdümünde yürütülen bir proje var. Büyük Ortadoğu Projesi diye adlandırılan ve 22 tane İslam ülkesinin hem sınırlarının hem de yönetimlerinin değiştirilmesini esas alan ve bizim Başbakanımızın da eşbaşkanlığını üstlendiği bir proje var. Bu proje Türkiye’nin parçalanmasını istiyor. Çünkü bu projenin arkasında gizli bir kuvvet olarak bulunan Siyonizm, büyük İsrail devletinin kurulmasını kendisine ileriye dönük büyük bir ideal olarak benimsemiştir. Siyonizm’in sınırlarına bakıyoruz; Nil’den Fırat’a, yani Mısır’dan başlıyor, Fırat nehrine kadar geliyor; bizim Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmı bu projenin içine giriyor. Mutlaka Türkiye parçalanmalı ve buradan İsrail’in yörüngesinde bir müddet devam edecek olan bir Kürt devleti kurulmalı; bu Kürt devletinin yöneticileri asla Kürtler olmamalı. Kripto Yahudiler dediğimiz kendilerini Kürt gibi gösteren aslında menşeleri Yahudi olan yöneticiler olacağını, ilerleyen süre içinde İsrail ile birleşerek büyük İsrail’in kurulması olduğunu cümle âlem biliyor. Arkadaki güçler dediğimiz güçler, İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri’dir. Hatta Avrupa devletleridir. Çünkü Fransa özellikle öncülük yapıyor. Hatırlarsanız Şirak ve sonraki devlet başkanları temsilcilerini Diyarbakır’a göndererek burada incelemeler yaptırıyorlardı. Hatta Diyarbakır Belediyesine doğrudan destek veriyorlar, mali ve lojistik destek veriyorlar ve bu işi kurcalıyorlardı. Bütün bunlar Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması ve İsrail’e yumuşak bir lokma olarak takdim edilmesi esasına dayanıyor.”

GÜNÜMÜZDE POST MODERN İŞGALLER VAR

“Patriotlar gelmesi, Biz Geliyoruz” mitingiyle ilgili düşünce ve amaçları sorusuna ise Arslan şöyle cevap verdi: “Ülkelerin işgalleri bugün 19. yüzyıldaki gibi askeri işgallerle yapılmıyor. Siyaset değiştirildi. Ülkeler artık post modern işgaller şeklinde işgal ediliyor. Yani savaş hazırlığı görünümünde, iktisadi birtakım şirketlerle, küresel birtakım şirketlerle, savunma amaçlı birtakım birliklerle geliyor. Şimdi Patriot füzeleri geliyor.”

PATTRİOTLARIN VE KÜRECİK FÜZE KALKANININ TETİĞİ BİZDE DEĞİL

“Bu füzelerin kullanma yetkisi bizim değil. Askerleriyle beraber geliyor. ABD’den, Hollanda’dan ve Almanya’dan gelen askerler bunları kullanacaklar. Tetik onların elinde olacak.”şeklinde değerlendirmede bulunan Arslan, “ama masrafı bizim. Yani çayın kuşunu çayın taşıyla avlayacaklar” dedi.

BATI EMPERYALİZMİ GİRDİĞİ YERDEN KOLAYLIKLA ÇIKMIYOR

Arslan, Batı emperyalizminin geldiği ve girdiği yerden kolaylıkla çıkıp gitmediğini, gidiyoruz dedikleri Irak’ta hala 50 askerlerinin bulunduğunu, Afganistan’dan çıkıyoruz dedikleri halde hala o ülkede binlerce Amerikan ve NATO askerinin varlığını muhafaza ettiğini vurgulayarak, “işte dün Afrika’nın göbeğinde Mali’de Fransa katliam yapıyor. Yani Batı geldiği yerden kolay kolay gitmiyor. Türkiye’den de gitmek istemeyeceklerdir.” diye konuştu.

1 MART TEZEKERSİİNİ REDDEDEN

KARDEŞLERİMİZE BÜYÜK TEŞEKKÜR BORCUMUZ VAR

Arslan, “eğer o 1 Mart Tezkeresinde 62 bin Amerikan askeri Silopi’ye yerleşseydi işimiz çok daha zordu. O gün o Tezkereye hayır diyen kardeşlerimize biz büyük teşekkür borçluyuz ve onların büyük bir hizmet gördüklerine inanıyoruz.” dedi.

BU BİZE AĞIR GELİYOR

“Bu füzeler savunma amaçlıymış”şeklinde ifade eden Arslan, “hani Türk ordusu NATO’nun ikinci güçlü ordusuydu! Yani Suriye’ye karşı kendini savunmak için Hollanda’ya muhtaç hale gelmişse bunun sorumlusu kimdir? 75 milyon insana sahipsiniz. Büyük bir imparatorluğun bakiyesisiniz. Kendinizi dünyanın 20. büyük ekonomik gücü olarak takdim edeceksiniz. Sonra da dünkü Şam vilayetiniz olan Suriye’den gelecek olan saldırıya karşı Hollanda’dan Patriot füzesi getireceksiniz, kendinizi savunacaksınız. Bu bize ağır geliyor.” diye değerlendirmede bulundu.

ELİN SİLAHIYLA VATAN SAVUNULMAZ

Arslan, “biz 1970 yılından beri milli harp sanayisi diye projeler üreten, mitingler yapan bir partiyiz. Bir ülke kendi harp sanayisini kurmadan, kendi silahını kendi üretmeden kendilerini bile savunmadan acizdirler. Bugün geldiğimiz nokta budur” şeklinde sorgulamada bulunarak sözlerine, “bu füzeler mutlaka geri çevrilmelidir. Eğer lazımsa Türkiye bu füzeleri kendisi üretmelidir. Eğer büyük devlet olacaksak, yeryüzünde sözü geçer itibarlı ülke olacaksak mutlaka kendi işimizi kendimiz görür hale gelmeliyiz. Elden gelen öğün olmaz, gelse de vaktinde bulunmaz demiş dedelerimiz. Elin silahıyla vatan savunulmaz” şeklinde son verdi.

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..