Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

Sahtekar İspanya

Cumartesi günkü maçtan sonra okuduğum yazarların, dinlediğim yorumcuların, çevremdeki arkadaşlarımın çoğu bizim iyi oynayıp şanssız bir gol yediğimizi söyledi.
Gerçekten öyle mi? Ben buna katılmıyorum.

LOST dizisini takip edenler bilir. Karakterlerden Sawyer (LOST takip etmeyenler, O'nu Magnum reklamlarından ve Beyaz Show'dan bilebilirler) dolandırıcılık, sahtekarlık yaparak hayatını sürdürür. En büyük sahtekarlık numarası da "Big Con". Gerçi bunun "Long Con" olacağını söyleyenler çoğunluktadır ama konu o değil. Bu "büyük sahtekarlık" anlamında kullanılan bir deyim. Dolandırıcı öyle bir kurgu yaratıyor ki, dolandırılan buna kendi isteğiyle alet oluyor.

LOST dizisinin ilgili bölümünden hareketle konuyu şöyle açabiliriz. Sawyer dediğimiz gibi bir dolandırıcıdır. Genelde izlediği yol şöyledir. Kocası zengin evli kadınları yakışıklılığı ile baştan çıkarır. Kadına büyük bir iş içinde olduğunu ama parasının yetmeyip bir ortak aradığını söyler. Kadın da kocasına durumu açıp , kocasını ortak olması konusunda ikna etmeye çalışır. Ortak olan koca eksik parayı bulur ve Sawyer'a verir. Parayı alan Sawyer da kaçar.

Büyük sahterkarlıkda ise durum şöyledir. Bu kez para sahibi olan kadındır ve parasını verme taraftarı olmayacağı bellidir. Sawyer öyle bir kurgu yapar ki, peşine adamlar takar. Mafya kılıklı adamlar evi basar. Bunlar gerçektir. Kadın parasını Sawyer'a vermek için yalvarırır durur. Her seferinde Sawyer bunu reddeder. Hatta diziyi izlerken O'nun da dürüst olduğuna inamıştım. Ama dizi sonunda parayı alıp kadını yüzüstü bırakır gider. Ama kadını incitmeden, çünkü kadın O'nun işlerini halledip birgün geri döneceğini ummaktadrı. Hala...

Uzun oldu farkındayım. Maçla da ne ilgisi var diyen olacaktır.

İşte İspanya da bize büyük bir sahtekarlık yaptı.
Evet daha fazla pozisyona girdik.
Evet onların pozisyonu gol dışında nerdeyse yok.
Evet ilk şut 40. dakikada çekil. (Rıdvan'ın "Volkan daha yere yatmadı" sözü kulaklarımda)

Ama bize top da göstermedi. O oynamadığı için biz de sanki iyi oynamış gözüktük. Orta sahada topu dolaştırıp durdukça, ceza sahasına yaklaşmadıkça biz sevindik, pozisyon vermiyoruz diye. Oysa İspanya bu. Bol ve hızlı orta saha pasları ile hep top onlarda. Duran top ya da bir hata ve İspanya golü.

"Ama ilk golü biz atsaydık, Nihat, Semih veya Arda ile" dediğinizi duyar gibiyim. Ama inanın o pas trafiği ile ikinci devre onlara kaç gol lazım, o kadar atarlardı.

Bizi öyle uyuttular ki, iyi oynadığımızı sandığımız anda, hatta Terim bile "orta sahayı beşliyeyim de aradan Nihat'ı kaçırırım" dediği ama topun hep onlarda olduğunu unuttuğu bir anda golü yeyiverdik. Siz anladınız mı nasıl yedik o golü. Arka direkte unutulmuş bir adam ön direkte unutulmuş bir adama pas çıkarttı. Pozisyon vermiyorduk ya...

Bu akşam herşeyi göreceğiz. Gerçekten biz mi iyi oynuyoruz ya da onlar mı bizi iyimiş gibi gösteriyorlar ama kazanıyorlar. Ben bu akşamki maçın İspanyadakinin bir tekrarı olacağı kanısındayım. Umarım yanılırım.
Çünkü bu sahtekara bir dur demek lazım.
 
Toplam blog
: 24
: 743
Kayıt tarihi
: 24.03.09
 
 

İzmirliyim, ve İzmirli olmaktan gurur duyuyorum. İşlerimden fırsat buldukça kitap okumayı çok seviyo..