Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sanal aşkım eşim olacak..

Sanal aşkım eşim olacak..
 

Herkes gibi ben de bir erkeğe duyulan sevgiyi farkettiğim günden sonra hep merak etmiştim gizli gizli hayatımı kiminle paylaşacağımı, kime "seni sonsuza dek seveceğim" diyeceğimi.. Kim tutacaktı ellerimi, kim saracaktı yüreğimi. ben ürkek biriydim, içten içe korkardım insanlardan, hele küçük yaşta en sevdiğim insanı (annemi) kaybedince, hep içimde korkular oluştu sevdiklerim gidecek diye..

Kendi aramızda kızkıza sohbet ederken, herkes hayalindeki erkeği anlatırdı, ben de anlatırdım. Derdim ki " çok güçlü olmalı, kıyamet kopsa bile o elimi tutuyorsa ben korkmamalıyım yanında" . Hep beni korusun, sarsın, sarmalasın istedim. Kıskansın biraz da. beni önemsesin. Ama diğerlerine göre biraz farklı algıladığım için hayatı, çevremdekiler maalesef hep bana "boş" geliyordu ve içten içe umutsuzdum "onun" karşıma çıkacağı konusunda. Bu yüzden hep tek kişilik düşündüm geleceğimi, sadece kendim için planlar yaptım. Önce okul bitecek, iyi bir kariyer, bir araba, bir ev aileme yakın yerlerde bir yaşam ve sadece içinde ben. Üstelik çevremde gördüğüm ilişkiler o kadar ucuz, kısa süreli ve menfaat üzerineydi ki nefret ediyordum kadın ve erkeklerden, ben Türkan Şoray, Kadir İnanır tarzında bir aşk istiyordum. Bana bakarken içi titremeliydi, eli elime değdiğinde çiçekler açmalıydı her yerde. Olmayacaktı asla böyle birşey ve ben hep yalnız kalacaktım. Üstelik benim gibi birini sevmek, taşımak da kolay değildi, babamın tabiriyle "büyümüş de küçülmüş" biriydim ben. karşımdaki insandan çok fazla şey bekliyordum. "herşeyim" olmalıydı o benim. Bütün o feminist fikir akımlarıyla dolu iken, asla bir erkeği hayatımın odak noktasına yerleştirmem diye nutuklar atarken, içten içe "herşeyim" olacak birini arıyor ve asla bulamayacak olmanın hüznünü yaşıyordum.

Ve birgün.. sırf meraktan ve küçücük bir "belki" umuduyla üye olduğum bir sanal arkadaşlık sitesinde bir resim gördüm, o kadar tatlı gülümsüyordu ki..profiline biraz felsefik bir şiir eklemişti bu da gülümseyişini benim gözümde anlamlaştırıyordu.. 04.04.2005..ona göz kırptım. Ama yaşı benden büyüktü ve üstelik başka bir ülkede yaşıyordu. benim profilimde resmim bile yoktu ki hiç koymadım. neden ilgilenecekti ki benle? ertesi gün "selam" yazan bi msj geldi ondan. ve ertesi günler msjlarşmalar, devamında telefonlaşmalar sürdü. Uzaktaydı, ve bambaşka hayatlarımız, gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve bakış açımız vardı. o dönemler belki de tek buluştuğumuz nokta o insanları sorgulamaktan yorulmuş ve vazgeçmişti bense inadına herşeyi sorgulayarak bakıyordum. bunun üzerineydi bütün sohbetlerimiz. Sonra erkek arkadşaım oldu, beni görmeye geldi..ve sonra sevgilim oldu..

Zaman geçtikçe hayatımın her anına adı yerleşti. herşey de mutlaka ondan birşeyler buluyordum ve bu ironiye ben bile şaşırıyordum. aramızda kilometrelerce mesafeler varken o hep yanımdaydı. Çözemediğim matematik problemini bile sorabileceğim kadar yakınımda, hangi renk kazak alacağıma karar verecek kadar hayatımdaydı..

Bizim ki bir sanal aşk ve 30.03.2007 de nişanlandık..Ailelerimiz, sevdiklerimiz hepsi yanımızdaydı. o gecenin büyüsüne hala inanabilmiş değilim. Dün yıldönümümüzdü, onunla geçen 2 yıl ve sonunda o "herşeyim" oldu.. Asla inanmazdım internetten biriyle evleneceğime, oysa o şimdi nişanlım ve yakında "eşim" olacak.

Ne derler bilirsiniz arkadaşlar "asla, asla demeyin!"kendi hayatımdan biliyorum. Arayan, isteyen herkesin aşkı bulması dileğiyle.

 
Toplam blog
: 5
: 1779
Kayıt tarihi
: 04.03.07
 
 

Merhaba, ben 21 yaşında, üniversite 1. sınıf öğrencisiyim. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık okuyorum...

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara