- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sarı sıcakta serinleten düşler.

Sarı sıcak bir gün daha.
Termometreyi ter basmış.Cıvası burnunda.Sıcak, çok sıcak. Yarın da öyle olacak. Sen de üfleyip duruyor musun yakandan içeriye ? Sıcaklık gölgede 35 derece.
Açılıyor gömlekten bir düğme. İçeri yalancı bir serinlik mi doldu ne?!
Keser mi seni bu yalancı, kıytırık rüzgar. Düşmüşüz sanki çöl ortasına.Şimdi senin işin: en serininden seraplar düşlemek olsa gerek.
Herkes buzzlu düşlere gebe.Kimi sulu sepken bir yaz yağmuru duşunda.
Düşünce, düşüne pırıl pırıl damlalar, hiçbirini ziyan etmeden ıslanmaktalar.
Kimi daha delişmen.Parklarda çimenleri sulayan fıskiyelerin altında.Sırıl sırıl sıklam.Dönüyor fıskiye, sobeliyor seni her seferinde. Güneşin su damlalarına yaptığı ışık oyununu gökkuşağı bilmiş bir sokak köpeği neşesiyle …
Dere kenarlarında cılız su birikintilerine konmuş serçe sürülerine de bakın hele!
Sen o musun yoksa? Gagaları açık susuzluktan kavrulmuşçasına yıkanıyor, neşeli kıvrak şarkılarla şakıyorsun. Kaldıkça suyun içinde, yeni besteler çıkıyor dilinde.
Suya yumuşak iniş yapan su kuşu da olabilirsin.
Kalkışın da dans eder gibi.Ayakların suyün yüzünü okşuyor.Süzülmektesin.Uçarken, arada suya değip havalandığını düşünsene...
Bir koyun en ıssız, billur tarafında demirlemişsin.Küçük bir teknesin, rüzgar dolmuş yelkenine.
Oracıkta bırakmışsın kızgın gövdeni suya.
Suyun değdiği o saliselik ânı ıskalama.Dalıp dalıp çıkar çakıltaşlarını sonra.Koy bir cam kavanoza.Deniz kabuğu da olur, dayayıp kulağına; denizi, okyanusun en ıssız dalgasını duyarsın sonra.
Sırtüstü patiska çarşaflara uzanır gibi koyver gitsin kendini; mavi sulara…Çıkıp denizden esen meltemi karşıla.
Sepeserin düşlerin avuntusunda sepesevin.
Bu sarı sıcak öğlen sonrası, bir kalıp buzun içinden çıkmış dondurma olsa.
Bıçakla kesilmese de dil üstünde kaydırmaca. Aman kimse görmesin ha!
Herkes cayır cayır yangında.Kaparlar elinden sonra.
Hararet yüksek karpuzu buz anlamaya meyledersin.Olmadı kes, kesmece bir karpuz, koy dolaba.Buzlansın da tatlansın.
Otur başına götür bir oturuşta. Bu sarı sıcak nasıl kandırılır yoksa. Ah… Şelalenin altında kalmak da var değil mi.
Tüm sıcakların enbuz fantezisi.. Limonata olsun bir de dilini soğukluğundan hissizleştiren.Yüksek dağ doruklarında bir yudum kalmış karı avuçlamışsın, ellerinin arasından kayıyor, serinliği.
Yapmalı kendine böyle bir liste ve uzatmalı olabildiğince; bu amansız ve daha beteri kapıda denilen sarı sıcaklarda ne gelir ki elden başka.
Fotoğraf: Fotokritik'ten alınmıştır.